0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
96
Okunma
Eşimi kendi elimle toprağa vermiştim ve her sabah uyanır erkenden mezarına gider kendi elimle toprağını düzeltir yanında ilk günki gibi onunla sohbet ederdim ne günlerim geçmişti kendisiyle insan için ölüm bazen mutluluk yurdu olur eşim Nihal hanımla bizim mahallede tanışmıştım herkesin sevdiği dünyanın en güzel kızıdır bakın Peygamber efendimiz Hz Ayşeye ne dedi sana olan sevgim ilk gün ki gibi Ey Ayşe bir kördüğüm gibi kördüğüm yani çözülemeyen sımsıkı bir bağ demek gerçekten de eşimi yanımdaki dostumu beraber yola çıktığım yoldaşımı hâlâ ilk günki kördüğüm gibi severim peki bugün var mıdır öyle bir sevgi hayatınızda hep sınanır ve sınav olursunuz ve bu sınav tüm sınavların en doğru cevabı ise sabır ile teslimiyettir başa gelen musibetler sizin diğer kullardan sıyrılıp nimete ulaşmak içindir evet her kaybınızı ilk günki gibi hatırlayın kaybettiklerinizin yüzünü hiç unutmayın ve arada bir mezarlıklara gelerek ziyaret edin mezarlıklar herkesin en sonunda gelip kalacağı yerdir kimi zaman gül bahçesi bir istiratgâh olur kimi zaman bir ateşgâh ve çilehane olur ve mezarlıkları çokça ziyaret edin ki sizde buraya geleceksiniz ve son nokta burası
Evet Nihal hanım mahallemizin en güzel kızıydı onu ilk gördüğümde hani derlerya ilk aşklar unutulmaz insan yaşlansada unutulmuyor o okul yılları ve ilk buseler
İlk mektuplar benim okul okumayacağımı anlayan babam beni sami ustanın yanına bir çırak vermişti ve her okul zili çaldığında yola bakar tüm iş aletlerini yan masaya bırakır elinde okul çantası karşı
kaldırımdan onun defter kitap ile geçişini seyrederdim o da beni düşünüyor muydu
İnsan sevdiği zaman biraz içinde kıskançlık duygusuda birikiyor efendim acaba bu yüzden mi Yüce Allah en çok kendisini daha sonra Resul efendimizi daha çok sevmemizi istiyor hepimiz bazen şunu düşünmüyormuyuz ahhh beee keşke sevdiğim en çok beni sevse
Onun tek düşündüğü ben olsam sami ustada Nihal hanımı her gördüğünde ona her baktığında hep bunu düşünürdü mezarlıkta aklına Peygamber efendimizin şu hadisi geldi efendimiz sav her mezara girdiğinde şöyle seslenirdi ey müminler evi bizde bir gün sizin yanınıza geleceğiz ve sami ustanın dilinden şu kelimeler döküldü ey Nihal hanım her şey ilk günki gibi sen tam 30 yıl önce sadık yarim kara topraktır dedin ve ardında beni yaş içinde bıraktın ama bende bir gün yanına geleceğim çocuklarıma vasiyetimdir beni senin yanına baş ucuna koysunlar ve sami ustanın önce bir kaç damla yaş döküldü gözlerinden hanımım sultanım hayat arkadaşım dediği havvasının toprağına sonra kalktı yalnızlığına yol aldı
İnsan yalnız kalmaya görsün bozkır toprağına döner ıssızlaşırsınız sizde bu saatten sonra ne bir çiçek yetişir ne de bir gül açar yalnızlık ıssızlık kuraklık demektir birazda bütün kulağınız tek bir kapı sesine kilitlensede ne arayan ne soran vardır sizi
Evet insan ın en büyük noksanlığı hayatta yalnız kalmak telefonunun aranmaması zilinin çalınmaması demekti insan 70 ine gelir der ki keşke çocuklarım yanımda olsa keşke bir çay koyanım olsa evet sami ustada sokaktan bir lezzet alamamış bir haz duymamış insanlardan kaçıp kitaplara sığınmıştı kitapları ile sohbet ve muhabbet ederdi biraz Tasavvuf biraz felsefe ilim ile meşgul olurdu böylece yalnızlıktan kaçınır kitaplara kendini dost ederdi zaten insanın meşguliyeti varsa insan hiç bir zaman yalnız değildir bakın işte kitaplar konuşuyor insanla size öğretiyor o halde sevdiği bir işle meşgul olan insana hiç bir zaman yalnızsın diyemeyiz o en güzel şekilde rızıklanır bir de kitap seni güzel bir düşünceye yöneltirse güzel amellere yönlendirirse o en güzel ibadet olur sana
Ve sami usta hani vardırya televizyon okurken uyuyan insanlar o da kitap sayfalarını çevirirken tatlı bir huşu tevazu ve güzel bir tefekkür içinde uykuya varırdı
Kim bilir sahi insan ne görürdü rüyasında rüyalarımızı görmek kendi elimizde miydi kendimize ait bir dünyamız olabilirmiydi yoksa rüya görmek güzel bir düş kurmaktada bir sınır bir çit varmıydı
Televizyonu açınca hep şiddet haberlerinden artık gına gelen sami usta televizyonu kapatınca farklı bir lezzet alır kitapları ile konuşurdu ve kitab başında uykuya dalardı sahi bitermiydi Bu dünyanın kirli düzeni savaşlar gerçekmiydi çocuklar ölüyor muydu yoksa bütün bu olanlar sadece biz düşündük diye mi gerçekleşiyordu Uyansak acaba tüm dertler biter ve insan kalpte bir yük taşıyorsa rahatça uykuya varabilir miydi sami ustada eşini kaybettikten sonra yeise düşmüş sanki kendinde hiç bir güç bulamıyordu rüyaya daldı herkesin güzel bir düşü olmalıydı eğer kendimize ait bir düş kurmayı becerebilirsek gün gelir yeniden ayağa kalkma gücünü de bulabiliriz kendimizde rüyalar temiz olacakki insan dünyayı güzelleştirmek becerisine sahip olsun yenilmiş bir insanı hayata yeniden bağlayan onun sevdikleridir eğer hayatta sizi tek bir seven dahi varsa yaşama umudu ve gücünü yeniden bulabilirsiniz insan ayağa kalkmak isterse bir de onu bekleyenler varsa her sonbahardan sonra yeni bir bahar gelir gece biter yeni bir sabah doğar
Sami usta o tatlı insan tatlı bir uykudadı derler ki uyku ölümün kardeşidir tüm mesele başını rahat bir şekilde yastığa koyup rahatça uyuyabilmekteydi eğer Sizi rahatsız eden ve baş ağrıtan bir olay vuku bulmuşsa yatarken sürekli uykunuz bölünürdü yani uykunun ölüm hali olması öyle keyifli bir uykuda herkese nasip olmaz ancak sami usta o vefakar hulusi kentmen Münir özkul ahlâklı insan sanki bir yeşilçam kahramanı gibi çocuklarının hiç bir şeyini eksik etmemiş annelerinin yokluklarını onlara hiç belli etmemiş sökükleri olsa dikmiş bereketli nasırlı elleriyle onları gözlemelerle yufkalarla beklemişti iyi bir yufka ustasıydı ev işlerinde yemek işlerinde derlerki sami baba 10 kadın gücündeydi acaba bu yaşça ihtiyar sıhhatçe delikanlı 70 lik dede ne görüyordu gördüğü güzel bir su gölgelik bir ağaç ve tabi ki hanımıydı evet her eve gelen kimsenin ondan kaçıp gizlenemediği o kaleler yıkan nice sultanları yere seren can Alıcı melek en son sami ustamıda kuşattı ve onu eşinin yanına götürmek için izin istedi bu dünyada kavuşamayan iki aşık inşAllah ahirette kavuşacaktı ölüm mümin için cennet yurdudur mevlânaya göre şebi arus kavuşma vuslat demekti ayrılık ölüm ile mesafe ile değil gönülden unutmak hatırdan çıkarmak ile başlardı sevmek hatırlamak unutmamak demekti bu dünyanın nimeti ahiretin zilleti ahiretin nimeti bu dünyanın zilleti olur ve bu dünyada sıkıntı çekene cennet vaadedilir sami ustada güzel amelleri ile son kez tabuta kondu cemaate soruldu hakkınız helal mi ve güzel amel sahibi bu dünyasını gül bahçesi eder tabutu omuzlarda taşınır ancak bir de perde var ise sizde veyl size ki ölünüz leş olur o ölüyü kargalar yer dua değil beddua alırsınız yükseldi tekbirler çınladı minareler sami usta için herkes tek ses oldu yürekten bir hüzün koptu Şahidiz Ya Rab Şahidiz Ya Rab Helal ettik ya Rab Helal ettik Ya Rab duası ile sami usta eşinin yanına kondu inşAllah güzel ahlâk sahiplerinden olalım ki edebi istirahate hak kazanalım bizlerde inşAllah baki kalan şu gökkubede dua edenimiz çok olsun inşAllah efendim
5.0
100% (2)