AŞK-I SEN Bazen bir insanı, ruhunuza, bedeniniz o kadar çok yakıştırırsınız ki ! O şahsı muhteremi bütün hücrelerinizle sarıp kollamak istersiniz. Bu onu sahiplenmeniz aslına bakılırsa size ters gelen yanları siz görüyorsunuz Nitekim öyle böyle değil şimşek hızı ile bir aptallaşırsınız ki! bir çırpıda bütün hayat hikayenize dahil edecek sözleri ona ettiğinizin farkında bile olamazsınız . Karşınızda ki kişi ile sevgi bağınızı kuvvetlenme çabanızın size de bu tecrübeden yaşanmışlıklardan önemli dersler çıkarmak yerine. Eni, boyuna paslı tellerle sıkıştırılmış bir saman balyası gibi yenildi-yutuldu ve sıçıl..dığından öte bir şey anlatamaz. Umutlar size o kadar uzak ki bir o kadar yakın.Hava, su kadar bedava size anlamsız bir hayatın kahramanı sayesinde. Oturup düşünüyor ve gerçek anlamda mutlu olup olmadığınızı tartma hırsı. zamanla olumsuz duygular besleyerek karamsar bir havaya bürünmenin tek sebep olur. Ve şu an benim yaşadıklarım omuzlarıma nasıl yük olduğunu geçmişin bir krallıktan ibaret taç, unvanları almış iken bu karşımda eksik oturan adamın işi ne diyememe sonrası sorun teşkil ediyor. Ben, sevgiliyi yeniden kendine aşık ettirecek kadın onun tam tersi bir yönden gelip diğer yöne gidiyorum. Karşımda insana göre savaşçı bir ruha emsalleşmiş kayıp ettiklerimin tabi ki sonrası onu özler ve özlediğimin belirtileri şiirler yazanıyyım. Bazen bir uçurumda düşer gibiyim bazen içimde ki o nehir asla durmaz aktığını kıyılarına hissettir ve kavgamın boyutunu daha geniş alanlara sıçramasını tetikleyen sesleri çıkarmaktan hiç korkmam .. Birini gerçek anlamda çok sevmek dilin sevgi bağı ile çözülür. Renklerle iletişimi olan karamsar olma hakkına sahip değildir. Kalbin beyninden önce fikir değiştirir ve minicik bir çiçeğin fırça ile tanrısı keşfedeni oluyorum. Renklerin, cümlelerin tam alnın ortasında patlamak büyü bir marifettir. Şuna bir açıklık getirelim ne istediğin konusunda. çok net değilsem o zaman ne yapam gerekiyor. İlk başta ışığa sonra renklere göğüs açısını kendine göre değiştirecek . "Bu dünyadaki en ermiş duygu birisini koşulsuz sevmek ve gelip gelmeyeceğini bilmeden beklemektir."hiçlenecek bir dünya düşünmüyorum Yüzünde aptalca bir gülümseme ve İnançların olmasın yaşadıkların bir kalem ile üstü çizilsin. Bunlar çok çok kötü; bunlar ise cici diye Bu sayede nerede duracağını bilmeli bir o kadarda sevgisini size hissetmelidir. Hangi kafa ruh hali ile her kelamına hürmet bekler ki Dünya anasız, babasız dert dolu deyip ruhuna iyi gelen derin duygular size karşı besleyen birisini gözünüze kestirip giderim de. Onu konuştukça içimde ki uçurumların büyüdüğünü ve uzun süre yalnızlığına terk edilmiş, bir eve benzeşirim. oda o evi dışarıda onun anlattığı kadarı var .ya! içerisi üstü beyaz örtülerle kapatılmış koltuklar .sağa sola bükülmüş perdeler, tozlanmış parkeler dahası da var. yavaş yavaş uyanan merakımla mutfağa geçince görüyorum.Günler hata aylardır. atılmamış çöp dağları ilk gözüme çarpıyor. kirli tabak, tencere ,tavalar mutfak tezgahının üstünde yenilip içile’nin çöple bir uygarlığına şahit olmam sonrası görüp susuyorum. Nitekim bir varlık hikayesi herkesin cebine dilinin altına atılmış benlik bir toparlama temizleme gayreti ha! var ha! yok değil Kişilik kovası keşkelerle dolmuş ve yardım istemiyorsam o ne yapabilir döner çıkar evin iç halini önemsemez bana dışarıda kesip kopyaladığı ile hissi ayakta kalır. Bu kadar sevmeye hevesli olduğum kişinin alakasız birden çıkıp gelmesi ve hayatıma dahil etme çabamın ne aşamada olduğunu gelince Bir yere koyamamamın o psikoloji baskısı ..hata beni hiçleştiriyorda. adıma kayıt altında olması gereken şeylerin başında şu gelir . yıllarca bir sokak duldasına şapkasını ters çevirmiş oturmuşum. hallerim bittik üstümde çıplaklığın en derin izlerini taşıyormuşum Et kemik isyanına giren kedi köpek tavırlarım korkunç bir hal almakta. Sevgisiz kalmış beli bükük aşklara bir kadınmışım filmin ön koltuklardan birine oturmuş tek başıma izliyorum. Küçük sevgileri elde etmenin zorluklarını ondan daha küçük birinde yaşıyor. Ve sevgisine dahil olmaya çalıştığım kişinin bana getirisi çırılçıplak bir yatak da sevişip uyumak olmadığını bende biliyorum . Kendi acılarımı bir az ileri çekip başkalarına neşe veremeyeşime takılıyor; bazen ve kadınsal teknikleri çok ucuza mal edip satmak hiç huyum olmasa da . denemiş yoklaşmış oluyorum. Bedensel arzuların kimde ne zaman uyanması gerektiğini hiç kimse bilemez .Yani bunun yaradılış boyutu çeşitli süreçlerden geçer ve insan enerjisi insanla tamamlanır. Her eylem yetersizliğe bağlı ve başarısızlıkla sonuçlanmaz anahtar kavram belli cümlede edinen ganimetler ortak ve o zenginlik herkese yeterde artar Artık bir zahmet farkında olsun ona karşı sembolik davranışlardan nasıl kaçındığımı akıl ,kalp, düşünceye tesviye evresini tamamlamak için biraz içgözlem yapma zamanı geldi de geçiyor… Bu sebeple kendimi bir yere yakıştırma çabamı dışarıda izleyen biri gibi geçip karşıdan uzun uzun izlemekten yoruldum. Bu da ne demek oluyor. kendi dışımda bir sebebe muhtaç’ım ben aç bir sokak kedisi onun elinde hafif etti sıyrılmış bir kemik ve o’nun sevgisini kazanma hissimi kazanmayacağım bir savaşa eşit yine bir ben oluyorum. Kadınlığımın gururu reddetme konusunda "günün üçüncü saatti" bağdaşıklaşma -yeniden kemikten yaratılma savaşı diyelim biz buna …"geç işte"... zaralıcan 04-02-2025 ist
Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hayat duygulardan ibaret değildir. Duygularda,(morelde) hayatın bel kemiğidir. Hayat terazinin kefeleri gibi dengeyi sağlamaktan ibarettir. Anlatılanlar ,tesbitler günümüz insanının gerçekleridir. Kontrolsüz güç güç değilse yıkımsa; kontrolsüz duygularda yıkım getirir. Yaşanmışlıklar adına güzel tesbitler tebrikler. Saygılarımla.
bir adım atmak durup beklemekten daim evladır... ve insan karamsarlık karasızlığı asla yüreğinde barındırma malıdır ki atılacak o bir adımın önemini hafife almasın...
ne diyelim yazan yazıyor işte gönülden tebrikler abim
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.