- 71 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört Zindanı
Şu yaşadığımız asırda, yeryüzünde çok az insan huzurlu ve mutlu bir hayat sürmektedir. Bu azınlık kitle, küresel ve ülkesel sistemin getirdiği imkânlardan faydalandığı için bu dünya onlara cennettir. Küresel kapitalist sistem, her dönem çaresiz insanların alın terleri üzerinde yükselmiştir. Yani tam adıyla sömürgecilik sistemidir.
Bir başka boyutu var mıdır diye baktığımızda ve kendimizden pay biçtiğimizde insana hayatı zindana çeviren ve kişiden kişiye değişen algıları ve yorumları farklı olan çoklu zindanlar görmemiz mümkündür. Bilime konu olan bu sebepleri sırasıyla tanıyalım:
a-) Hırs Zindanı:
Hırsın sözlük anlamı; öfke, kızgınlık, azgınlık ve sonu gelmeyen arzular ve isteklerdir. İnsanlar, sonu gelmeyen istekler ve arzular peşinde koştuğu için sürekli kırılgan günler yaşar ve üzülür. Sonu gelmeyen isteklere ulaşmak insan için pek mümkün değildir. İşte bu durum, insana hayatı zindan eden en önemli faktördür. Hırs zindanından kurtulup, aydınlığa çıkmanın tek yolu şartların verdiği imkânları yeterli görüp, yaşamaktır. Sürekli hırslı yaşamak, sosyal ve bireysel ilişkilere de zarar vermekte; böylece insan, zindanınını daha da derinleştirip, karartmaya sebep olmaktadır. Unutulmamalıdır ki; hırs insanı köreltir, ruhen daraltır ve içten içe çürütür.
Bazı bilim insanları nevrotik hırstan bahsederler. Onlara göre navrotik hırs, “dışa dönük ve açık öge olarak tanımlanır. Bir başka deyişle, hırs eksikliği kötüdür…”
Hırs, çoğu zaman azim ile aynı anlamda kullanılır. Oysa hırs ile azim birbirinden farklı kavramlardır: Hırs, elde etmeye çalışılan şey için başkalarına zarar vermeyi göze alır; İstek ise, kimseye zarar vermeyi düşünmeyen azim ve gayrettir.
b-c) Kibir/Bencillik Zindanı:
Kibir; insanlara hata yaptıran ve yalnız kalmalarına sebep olan bir davranış biçimidir. Kibirli insanlar, kendilerini beğenir ve diğer insanlardan üstün görürler. Kibirli insanlar, hiçbir fikri ciddiye almaz, her şeyi kendisinin iyi bildiğini düşünür. Bu duygunun diğer adı bencilliktir. Tanrısal ego olarak da bilinen kibir/bencillik sendromuna “güç zehir-lenmesi” de denilmektedir. Kibirli/bencil insanlar kıskanç oldukları için hiçbir şeyi paylaşmazlar. Kibirli/bencil kişiler aynı zamanda narsist karaktere sahiptirler. Kibrin tek ilacı tasavvufta tevazudur.
d-) Öfke Zindanı:
Öfke; engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme gibi durumlarda hissedilen ve genellikle kişiye ya da şeye yönelik saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen yoğun duygulasal tepki olarak tanımlanır. Hayatta kalabilmek için kaçma davranışının karşıtı olarak mücadele gerektiren durumlarda harekete geçirici bir güç olarak yorumlanır. Bu duyguyu ortaya çıkaran sebepler; sevilmeme, kırılganlık, hayal kırıklığı, suçluluk duygusu, değersiz görülme hissi ve önemsenmemektir.
Öfke, diğer duygular gibi çok işlevseldir. Çünkü öfke, karşılaştığımız engelleri aşmamız için enerjimizi kanalize eden, haklarımızı savunmamız için bize güç veren bir duygudur. Öfkelendiğimizde, beynimiz bedenimize olağan dışı durum komutu verir. Öfkeli insanlar, bu durumlarda öfkesini bastırmak için bedenden gelen sinyalleri dinlemeli, öfkenin seyrini tanımalı, öfke ortamını terk etmeli, net sorular sormalı ve yanlış yorumlarda bulunmamalıdır. Şayet, iş içinden çıkılamayacak vaziyet alırsa, tartışmayı ya da konuşmayı bir başka zamana ertelemek gerekir.
Konumuzun sonuna gelirken; insan, kendi zindanının kapısını yine kendi eliyle ve dili ile açtığını söyleyebiliriz. Bu sebeple, sakin olmayı mutlaka başarmalıyız. Kibir ve bencillik gibi insanı kemiren karanlık düşüncelerden arınmalıyız. Gerektiğinde tedavi olmaktan çekinmemeliyiz.
Makalemin finalini güzel sözlerle yapıyorum:
Türk Atasözü: “Öfke ile kalkan, zararla oturur.
Pirelli Carl Lewis: “Kontrolsüz güç, güç değildir.”
Anonim söz: “Öfkeni yapraklara yaz, sonbahar da dökülsün. Derdini rüzgârlara yaz, estikçe uzaklara götürsün. Ve en önemlisi, sevgini yüreğine yaz bir ömür boyu büyü-sün.”
YORUMLAR
Kibir, güvensizliğin neden olduğu iç çatışmayı engellemek ve bölünen kimliği bütünlemek için devreye giren savunma mekanizmasıdır. Kontrolsüz, aşırı ve dengesiz yaşanan olumlu/olumsuz her duygunun kökeninde "vakar" duygusuna dönüştürelememiş kibir duygusu vardır. Erken çocukluk döneminde, kendini güvende hissederek büyümüş kişilerde, fıtrat gereği var olan narsisistik çekirdek, ilerleyen yaşlarda vakar duygusna dönüşür ve kişinin yetişkin bir kimliğe bürünmesini sağlar. Çocukluğunda güvensizlik hissederek büyümüş kişiler ise bedenen büyür ama ruhen çocuk kalır. Bir paradoks halinde güvensizlik kibri besleyip tetiklerken, kibir de güvensizliği besler. Kişi yaşadığı iç çatışmayı ve iç çatışmanın neden olduğu incinmişliği kibirle telafiye çalışır. Tabi kibir her zaman doğrudan büyüklenmeci söylem ve davranışlar yoluyla ortaya konmaz. Tevazu, yardımseverlik, anlayışlılık, empati, dürüstlük gibi toplumda kabul gören kavramlar arkasına gizlenerek de sergilenmeye çalışılabilir. Bu gizlemenin kibrin kabul gören bir duygu olmamasıdır. Kişi açıkça ifade edemediği ilgi, onay ve takdir talebini dolaylı şekilde, pasif kibirle ifadeye çalışır.
Yalancılık, cimrilik, bencillik, kıskançlık, riyakarlık, hırs vb. birçok olumsuzluk, kibrin neden olduğu sorunlardır. Çünkü kibir kişinin, düşman olarak algıladığıyla kendi arasına koyduğu asıl düşmandır. Güvensizlik nedeniyle açığa çıkan kimlik bölünmesini ve iç çatışmayı gidermesi için devreye sokulur ancak daha büyük parçalanmalara neden olur.
SİLÜET tarafından 11.12.2024 09:24:33 zamanında düzenlenmiştir.