- 120 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Tarçın kokusu (gizli aşk)
O gecenin sonrası arkadaşlarım buluşalım diye ne kadar ısrar ettilerse bir bahane bulup hayır diyordum.
Sanki âli kemal’in balkonunda yaşadıklarım beni istemeye istemeye bir ayıp girdabına sokmuştu.
aklıma takılan bir çok neden var fakat içlerinde birisi acayip canımı sıkıyordu. o kadının hangi arkadaşımla birlikteliği olabilirdi. doğrusunu söylemek gerekirse ben bilmeyerek kime ihanet etmiştim.
bu süre zarfında; İş yerinde arkadaşlarıma kulak misafir oluyorum. ilişkisi kötü giden bir var mıydı?
Birkaç dakika içinde olup biten o gecenin hazzı artık boynumda kara bir yılan gibi dolaşıyor dolaşıyordu. Kısacası içime yerleşen bu korku ile yüzleşmem zaman alacak gibiydi.
arkadaşlar arasında Muhasebeci Özkan’ın eşi ve çocukları İzmir de aile ziyaretinde olduğundan. Hafta sonu onun evinde toplanılacağı ayaküstü konuşuluyordu.hiç duymuyor gibi yapıp konudan uzaklaşıyordum.
fakat şirketin insan kaynaklarında bulunan Liya hanıma göre benim yarım dosya tamamlayacağım yalanı artık hiç kimse yutmuyor lafını işitene kadar
yumuşak bakışlı Liya hanımın verdiği uyarılar gereğinden istek uyandırınca bende
gelirim dedim..
Hiç unutmam o günü cumartesi sabahı ve yağmurlu bir hava araç penceresinde ki silecekleri denize düşmüş ve yüzme bilmeye birinin çırpınış da gibiydi.
Her nedense yağmurlu havalar bana ayrı bir hüzün verir. gökyüzünün bir sevenin peşinde ağladığını düşünürüm. Yağmur kesildiğinde ise ayrı bir sevinç kaplar yüreğimi
iki sevenin ayrılığını his eden; kavuşmasını da his eder..
bu bir kavuşma gibi geliyordu. birde güneşin doğması eşlik ederse;daha bir sevinçli olurdum.
En nihayetin de verilen eve yakınlaşmış aracıma park yeri arıyordum ki. Oflaz ve kız arkadaşı Mine hanımı araçlarından inmiş sigaralarını tüttürüyorlardı..
onları beklememe gerek duymadım çünkü yağmur halen serpiştiriyordu . montum çok ince idi; direk bina kapısına yöneldim.
ve Evin kapısına geldiğimde bu sefer sadece dört bayan ayakkabısı üç erkek spor ayakkabısı durmak da idi; buda içeridekilerin den bir kadının benle eşleşme durumunu direk düşündüm.
En niyetinde birinin çaldığı kapıyı açması ile içeriye daldım. hoş beş ettikten sonra mutfak da telaşı seslere doğru yöneldim. kim var ve asıl yiyeceğimiz yemekleri merak ettim.
eğer balık pişiriliyorsa, ağabeye ben kaçarım.
Allah’tan mutfak muhabbetin de hanımlar sadece kendilerine yapmış oldukları kahve keyfi sonrası fala bakıyorlardı.
diğer toplaşmalarımızın tam tersi bu sefer yemek siparişi dışarıdan olacakmış. Bende derin bir nefes alıp geri salona arkadaşlarımın yanına döndüm.
Bu günkü sohbet konumuz daha çok gençlik yıllarında plotanik aşıklarımızdı ve aşık olduğumuzun kişilerin sayısı idi;
benim gençlik yıllarında annemin çok samimi arkadaşı Asiye teyze olduğunu söylesem. bunların dilinden hiç kurtulamayacağım biliyorum.
evet Asiye teyze aslen Amasyalı eşi ise Hüseyin hoca idi;
Hüseyin hoca Artvinli iyi bir sınıf öğretmeniydi. Asiye teyze ve annem ile tanışmalarını çok net hatırlayamıyorum.
Lakin tek başına kahvaltı edemeyeceğini söylediği için haftanın üç beş kere kahvaltısını bizde yapardı.
bu gelişlerin sıklığını gören annem en sonunda dayanmamış Asiye teyzeyi Halil dayımın kiralık olan dairesine yerleştirince daha da birbirimize yakınlaştık.
Asiye teyze hayata ve eşine küskünleri çok fazla olunca .Annem yatak odamı onunla ortak kullanmama müsaade ederdi.
ve hep beni o mis gibi kokan göğsüne bastırarak uyurdu.hayatımızın anlamı kokuları burnumun derinliklerine çekmeye ilk o alıştırdı. laf aramızda kalsın kokusu tarçınlı aşure gibiydi ve benim ondan yana çok hayal kurmuşluğum olmuştu.
Kendini güzel his edede; çirkin his edenin de aynı ayarda platonik aşkları olacağı fikrimin arkasındayım.
Ve bir ay önce âli kemalin balkonunda yaşadıklarım pek aşk olayının içinde olmasa da kafa karıştırıcı belli ki gelişen bir sevişme olayı değildi.karşı tarafa çok alakalıklı his etmiş ki gelip bacaklarımın üzerine oturdu…
salonda oturan diğer arkadaşlar farklı farklı şeyler anlatmaya başlayınca bana bir daral geldi.
Sigara içme bahanesi ile mutfak dan balkona geçiş yollarını buldum..fakat sigarayı dudaklarımın arasında buluşturdum."oda ne çakmağımı evde almayı unutmuşum
balkondan tekrar mutfağa geçip çayların üzerinde harlı harlı kaynayan ocağın sağ solunu baktım. çakmak benzeri bir şeyin olmadığını görünce
sigaramı ocak da yakıp tekrar öyle usulca balkona geçtim.
bu arada ben sigara yakmaya uğraşırken.insan kaynaklarından Liya hanım ve yanında ki erkek arkadaşı balkonun bir köşesini yatak odası konumuna getirmişlerdi..
beni onların bu durumu görmem sonrası yüreğimi bir tükenmişlik aldı.
ortamın bu günü ünden beli idi;onları görmezden gelmekten başka bir seçeneğim yoktu. çünkü şu zıkkım bir yakmıştım…
YORUMLAR
belki de hayat dediğin sadece anlık kararların topluluğudur birine ihanet ederken aslında kendine ihanet edersin belki bir balkonda belki bir sokakta hissettiğin o boşluk her zaman seni kendi içindeki hesaplaşmaya çağırır ve her ne yaşanmış olursa olsun her an insan kendine dönmeli derinlerde saklı o gerçeklerle yüzleşmelidir çünkü dışarıda kaçabileceğin yerler sınırlıdır ama içeride kaçacak hiçbir yer yoktur