- 164 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Tarçın kokusu
Birkaç iş arkadaşım ile hafta sonları bir yer belirleyip sonrası yer, içer muhabbetin dibine vuruyorduk.
Aynı zamanda erkek erkeğe değil de. Masamızı şenlendiren hatun arkadaşlar da olurdu.
Yine öyle bir hafta sonu günlük işlerimizi bir kenar itmiş ve bu sefer âli kemal’in hanesine mihman olmuştuk. Ali kemal’in dublesk dairesi çok şirindi. tam bir bekar eviydi.
Annesinin memleketi Erzincan dan ona gönderdiği, melemen, reçel, turşular mutfak tezgahında. dağınık bir şekilde duruyordu.
bizde misafirlik adabını iyi bilen gençlerdik. Seksenlerde güne giden teyzeler gibi herkes bir şey alıp gelmişti. kısaca birbirinden alakasız o yemekleri mideye indirme sonrası birde aldığım hafif alkollün etkisi ile bedenim saman balyaları gibi tutuşmuştu ki… Ne tutuşma adeta yanıyor, O ateş yanmasını bir az hafifletmek için evin en çok hoşlandığım verandasında. soluğu aldım.
Arkadaşımın evin içine adeta bir gürültü topu patlamış olduğunu dışarıya çıkınca daha net anladım.
Az önce oturduğum koltuk yokluğuma üzülen olarak düşünürken. Yüzümü çevirdiği Gökyüzü başımın üstünde siyah elbiselerini giyinmiş hatun gibiydi.
Ruhumla eşleşen gecenin güzelliğini uzun bir süre gözü kapalı beynime resim ederken, bedensel yanmam geçmiş yerini üşümeye bırakmıştı. Bu da daha çok kendime sokulmama vesile olmuştu.
Hayatım da kopmuş iyi kötü anı parçalarını alıp bazen en uzaklara bazen de yakınma bir yere bıraktım.
Eskisini ver, yenisini al mantığından. Yaşın konumun ne olursa olsun senin olan seninle yaşamak zorunda.
Gözlerim açsam beni bekleyen olacakların soncuna katlanmam gerek o yüzden göz kapaklarım ruhuma seçilmiş bir kapıdır. Ben istersem gün ışığını görebilir; istemesem onunla aynı karanlık da kalabiliyoruz.
Ne yazık ki garip bir yalnızlık da kalbimi içini var gücüyle tekmeliyordu. İşte o zaman bedenimi birine dokunma hissi sardı.
Dakikalar sonrası içimde büyük canavar çıkmış. Ömrümün en güzel anılarını bütün bütün yutmasına, bir tepki gösteremem şaşırtıcı ve itici idi;
Şairlerin gözleri kapalı dinledikleri o şehirlerin aynısını hayal etmenin en güzel yerindeyim. Hiçbir şey keyfimi bozamazdı.
Ne kadar vakit geçti bilmiyorum bacaklarımın üzerine bir ağırlığın indiği an gözlerimi açtım. Karşımda saçlarının tamamının yüzüne döken bir kadın duruyordu. Yavaşça ellerimi yüzüne dökülen saçlarına attım. Ama kadın dokunmam dan iç hoşlanmadı. Bir sert hamle ile başını geriye çekip bir yandan ise oturduğu bacaklarımın üzerinden.kalçalarını ileri ileri geri oynatıyordu.
Az önce yanan bedenimin tekrar ısısı artmış, cinsel organımın ufak oluşuna isyanı gibi kocaman pantolonun içinde kendisini azat etmem için debeleniyordu.
Kadın ise bacaklarımın üzerinde ince buz kesmiş elleri ile gömleğin iliklerinin tek tek koparcasına açıyordu. Burnumun önünde buram buram susam yağı kokusu vardı. Kadına bu şekil ulu orta dokunmamam gerektiğini biliyorum. Lakin o rahat durmuyor beni istiyor
Bilmiyorum. bedenim güzel yumuşak bir koltuğun lüksünü vermiş olmalı ki kadına daha da bir sürtünmesini hızlandırdı…
Ama memelerinin kardeşliği çok kafamı allak, bullak etti hele ki o memelerini uçlarını ağzımın içine yuvarlattır iken. İyi nefes alamıyorum. Cinsel organım onun cinle organına uyum sağlaması çok uzun sürmedi. Ondan ona derken kırk beygir gücünde koşmuş gibiyim. "
Sevdan ile düştüm yaban ellere
Dalıp çıktım ateşlere küllere
Giyin demir çarık gel ardım sıra
Dağlara, yollara, çöllere"
bir kadın erkek arasında yani o ilişki sonrası olması gereken şeyleri çok iyi bilmiyorum.
bir günahım yok bütün bunların kendiliğinden oluştuğunu düşünüyorum. fakat usulca üzerimde bedenin alan kadın dönüp bana bir cümle etmesini bekledi.
o ise balkon kapısını açarak gözden kayıp oldu..
Evet, uçuk mavi kuşların tek tepemden aşağı düştüklerini görünce yoksa ben bir düş mü? gördüm.bu bacaklarının arasına beni hapis eden bu kadının amacı neydi...
Bu olup bitenlerin sonrası Dakikalar sonrası arkadaşlarımın bulundu odaya gelip onların muhabbetinden bir şey kayıp etmeleri beni sevendir di...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.