- 175 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
Yaş meselesi
Bazıları hep yaştan bahseder.Henüz tanıştığı kişinin bile yaşını merak eder,sormadan duramaz,öğrenmese uyuyamaz.Oturur yaş konuşur kalkar yaş konuşur,kafası daima bununla meşguldür edense.Bu tür insanlar çoğunluktadır,ya da başka türlüsüne ben pek rastlamadığımdan böyle zannediyor olabilirim...
Evin küçüğü isen yandın,hep mukayeseye maruz kalırsın,bir türlü büyüyemezsin,aile içinde senden bahsedilirken "sen küçüksün"sözünü sıkça duyarsınız.İki kız veya iki erkek iseniz muhakkak büyük olan sık sık aramızda şu kadar yaş var veya ben senden şu yaş kadar büyüğüm diyecektir.Bunun çokça hatırlatılmasının altında ne vardır kim bilir,belki üstün olma isteği belki de başka bir şey...
Kendisinden sonra bir kardeşi dünyaya gelen çocuk otomatik olarak büyür,abi ya da ablasın çuvalı sırtına yüklenir ömür boyu.Artık kardeşinden o mesuldür,annesi babasıdır adeta.Ortancalar büyük olmayı da küçük olmayı da tadarlar,onlar da kendilerinden küçük olana karşı ya çok yardımsevermiş gibi ya da ben daha çok şey biliyorum edasında,büyük olanın yanında ise sanki aralarında çok az yaş farkı varmışcasına rahat hissedebilirler,mesela dört yaş varsa aslında üç yaş diyebilirler,bazen de tam tersi oluyor,aralarında bir yaş fark olanların büyüğü bana abi diyeceksin abla diyeceksin diyerek baskı kurabiliyor...evin büyüğü ve küçüğü çok eziliyor,küçük çocuk herkesi memnun etme çabasında çırpınır durur,her seslenene koşar,bir de karar veremez her şeyi sorar...
Yaş mevzuu toplumda hiç bitmeyen bir nakarattır.Bazı anneler şunu yapıyor mesela,büyük beni hiç üzmedi çok usluydu,eline beş kuruş verirdim kardeşinin beşiğini akşama kadar sallardı ama küçük çok yaramaz ya da büyük çok çalışkandı küçük ders çalışmıyor gibi gibi...bir de fiziksel özelliklerin kıyaslanması var ki o da apayrı bir konu başlığıdır.Büyük olan yıllarca bıkmadan usanmadan küçük kardeşine yalnızken,aile arasındayken,yabancı bir ortamda iken,kısacası her yerde ve her fırsatta şunu söylüyor;kardeşi için diyelim ki adı A olsun A’ya güzel bana akıllı derlerdi,ben kendimi çirkin falan filan hissettim diyerek yüksek bir ses tonuyla bundan bahsediyor...
Yaş konusu bilmiyorum ki bizim ülkemizde mi bu kadar dile getiriliyor yoksa başka ülkelerde de böyle midir?Bunu bilemem ancak tek bildiğim yaştan bahsedilmesi kimseye iyi gelmiyor,erkek olsun kadın olsun genç olsun yaşlı olsun çocuk olsun büyük olsun,ikilik yaratıyor ve araya soğukluk,mesafe sokuyor...
Televizyon kanallarından birinde sabah programında sunucu bir konuk ağırlıyor,92 yaşında bir hanımefendiyi.Lakin bu konuğun yanı sıra bir iki doktor,bir uzman falan sıralanmışlar oturuyorlar ve sanki çok afedersiniz hayvanat bahçesinde kafes arkasındaki canlıları incelercesine o insana gözlerini dikmişler ve bu yaşta nasıl sağlıklı ve hafızası yerinde olabilir dercesine,kadıncağızın habire yaşına vurgu yapılarak,sunucu hanım da iki de bir de aisheimer olmadığını her şeyi hatırladığını söyleyip duruyor,o da onları dinliyor,soruyorlar spor yapıyor musun diye hayır yürürüm diyor,sunucu yardım almadan sandalyesine oturabildiğinden bahsediyor,sonra çaya iki tane şeker atarım fakat tatlı yemem diyor şaşırıyorlar ve bu sohbet mi desem inceleme programı mı desem bilemedim,konuşmalar sürüp gidiyor,belki bizlere örnek teşkil etmesi için işte bakın kendisine iyi bakmış uzun yaşıyor densin diye denekmiş gibi davranıyorlar ona.Ben onun adına üzüldüm rahatsız oldum...
İster televizyonda olsun isterse günlük hayatımızın içinde,hiç fark etmiyor,bir yakınım sekseniki yaşındaki bir hanımefendiyi ziyarete gidiyor,o esnada ben onu telefonla aramıştım,onun yanında olduğunu sekseniki yaşında olduğunu mutfakta bir şeyler yaptığını söyledi ve sonrasında bağırarak ona yüz yaşına kadar yaşayacakmış gibi düşünmesi için telkinler verdiğini,yirmi yıl daha yaşayacakmış gibi planlar yapabileceğini söyledi,o hanım ise ona lahana dolması yapmış ikram etmekle meşgul,benle konuşan yakınım kalkıp yardım edeceğine,çok fazla yiyecek ikram ettiğini bunları yiyemeyeceğini anlatıyor ve gıyabında onun yaşına vurgu yaparak anlatıyor da anlatıyor...
Hangi ortama girersek girelim bu yaş muhabbeti açılır ve herkes birbirinin yaşını öğrenmezse kahrolur.Kaç yaşındasın demezse kaç doğumlusun der,hatta şuna da şahit oldum,ben gencim daha çok gencim diyene rastladım bu sorunun akabinde.Cenaze evindeyiz,eski bir tanıdık diyelim bir hanıma yöneldim özlemişim epeydir görmemişim,evimize gelip giden biri,kucaklamak için kollarımı açtığımda bana soğuk duş etkisi yapan sözler söylemesin mi,sen çok kötülemişin gibi,az sonra varan iki,bir başka kadın,aa ben bu gelinin eski halini biliyorum pek çirkinlemiş gibi şimdi tam olarak hatırlayamadığım birtakım garip sözler söyledi,ikisine de cevabım neydi biliyor musunuz,sen hala çok güzelsin gençleşmişsin ve diğerine de aynen eski türklere benziyorsun...
Yaa işte böyle,insanlar çeşit çeşit,türlü türlü,birbirinin özelini deşmeye kanatmaya bayılıyorlar,üzdükçe tuhaf bir haz alıyor olmalılar herhalde...
Gülhan Çeliktaş