- 254 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Anladım
Annenizle en son ne zaman birlikte bir şeyler yaptığınızı hatırlıyor musunuz?
Farkında bile olmadığınız o mutlu dakikalardan bahsediyorum...
Hatırlıyorum,annemin sıcacık göğsüne yaslanıp öylece kaldığımda içime çektiğim kokusunu,
kalbime dolan iç huzurunu...
Annemle geçirdiğimiz vakitleri özlüyorum...
zamanı geriye sarmak mümkün olsaydı yalnızca onları yeniden yaşamak isterdim...
Duygular yazıya dökülemiyor,hisler birbirine benzese de kişiye özeldir...herkesin annesi dünyanın en iyi en güzel annesidir herhalde,herhalde diyorum çünkü annesinin hiçbir özelliğini beğenmeyen annesini sevmeyen ve hatta onu görmeye sesini duymaya dahi tahammül edemeyenler vardır kuşkusuz...
Anne ile evlat arasındaki ilk bağ göbek bağıyla başlıyor,bebek anneden besleniyor,o bağ kesildiğinde aralarındaki duygusal bağ da kesiliyor mu acaba?..
Anneme delicesine düşkündüm,kuyruğu gibiydim,eteğinden tutar evin içinde ona yapışır öyle dolanırmışım...içine kapanık çocukların özelliği galiba...
Annemle bulduğumuz defterlere yemek tarifleri yapıştırırdık,gazetelerin ilavelerinden dergilerden kestiğimiz resimli tariflerdi bunlar...kolaj yaparmışız meğer...sabırla ve özenerek kesip tek tek yapıştırdığımızda ortaya güzel bir kitap çıkardı resimli renkli keyifli faydalı bir kitap...hâlâ saklıyorum onları...benim için öyle değerliler ki...fakat benden sonra...
Hepsi mazide kalan onca güzellik nereye gitti...güzel şeyler unutulmaya mahkûm mu...
Neler neler yaşandı,o çiçeklerin kokulu olduğu anne yemeklerinin mis gibi koktuğu,sobalı güzineli minderli sedirli yıllar nereye kayboldu,tahta kerevetli bahçeli ahşap evler birer birer yıkılıp yerlerine beton bloklar dikildi,ne ıhlamurun kokusu kaldı ne de baharın gelişini haber veren leylakların kokuları,güllere aşık bülbüllerin sabahlara kadar yaptığı serenatlar,beyaz yoğurt çiçekleri kadife çiçekleri,beyaz zambaklar...
Anneyle vakit geçirmek...uzak zamanların şarkısı gibi...bireyselliğin ön plana çıkarıldığı bu çağın çocukları için bizim değer verdiğimiz nesneler objeler birer çöp hükmünde ne yazık...
Altının değerini sarraf anlarmış,insan benzer duyguları düşünceleri fikirleri paylaşabildiği insanlarla iyi hissediyor kendisini...belki de genelleme yapıyorumdur,bundan elli yıl öncesinde anne ve evlat arasında çatışmalar olmuyor değildi lakin sevgi bağları daha güçlüydü,en azından bizim emsallerimiz özür dilemeyi bilirdi...
Ne garip,bir gün aynaya bakıp yaşlandım diyorsunuz,elleriniz uyuştuğunda bacaklarınız yorulduğunda,yakın vakitlerde olanları unutup çocukluğunuzu ve annenizin dizinin dibini daha fazla özlemeye başladığınızda,vay be sonunda ben de yaşlanmışım hiç farkına varmadan ne çabuk geçmiş yıllar su gibi diyorsunuz,kalbiniz titriyor...
Annem anne olunca anlarsın derdi,neyi anlayacakmışım derdim,anladım anladım en sonunda anlayacağımı...