ON BİR AY GAVUR/LUK BİR AY MÜSLÜMAN/LIK
Belki de başlığın çok sert ve ağır bir itham olduğunu düşünenler vede bana kızanlar olacaktır. Hani haksızda sayılmazlar. Hatta diye bilirler ki "şu mübarek ramazan ayında ne gavurluğudur."
Öyle ya ramazan denince akla gavur/luk değil de Müslüman/lık gelmesi gerekmez mi? Gerekir... Gerekir tabi de... Şu gavurluk olmasa.
Yazık günah değil mi bu millete, Allah aşkına reva mıdır? On bir ay hasretle, özlemle beklerken sultanın yolunu...
En iyi şekilde nasıl ağırlarız, acaba hürmette kusur işlermiyiz? Bizden memnun kalacak mı? Gaygısını güderken...
Hani olur ya biz razı edemez isek misafirimizi (sultanı) belki onların hatrına bizede teveccüh buyurur da giderkende hoşnut gider umuduyla uzak yakın gözetmeksizin akrabanın, eşin dostun, kolu komşunun hele hele fakir fukaranın gönlünü almaya, rızasını kazanmaya çalışırken...
Yani bizler bu kadar ince eleyip sık dokurken...
Her şey bir tarafa bir hevesimiz bir neşemiz var.
Sultan geliyor sultan...
Yahu niye hevesimizi kursağımızda koyuyorsunuz.
Niye neşemizi, sevincimizi hüzne çeviriyorsunuz ki...
Bu gavurluk yapılırmı? Ben değilde siz deyin.
Şimdi diyeceksiniz ki tutturdun bir gavurluk gidiyorsunda...
Hele bizede söylesen de bizde bilsek kim veyahut kimler ne gavurluk yapmış.
Söyliyeğim söylemesinede nerden başlasam bilemedim ki... Ama yinede deniyeyim.
Yaklaşık yüzde doksanı müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz. Vede sözüm ola müslüman bir toplumuz. En azından dışarıdan öyle gözüküyor. Gözüküyor diyorum. Çünkü, zahirde değil de gerçekte, özde bir müslüman toplum olsaydık, dahada doğrusu kabul ettiğimiz İslam dininin gerek sosyal ilişkiler gerekse ticaret başta olmak üzere genelinde işimize geldiği gibi şahsi /maddi çıkar doğrultusunda değil de dinimizin ahlak kuralları çerçevesinde yaşamış olsaydık hiç bu kadar gavurluk olur muydu.
"Elhamdülillah Müslümanız" diyoruz sorulunca fakat her Ramazan öncesi pazar fiyatlarını yükselten ne hikmetse yine biz Müslümanlarız. Tabi bununlada sınırlı olsa iyi...
Deprem olunca kiraları, vürüs olunca gıda fiyatlarını artıran bayram öncesi giyime, okul öncesi okul kıyafetine vs. Artış yapan sanki biz müslümanlar değiliz. Tabi bunlar aklıma gelenler. Yoksaki akaryakıtı var, stokcusu var. Yani sizin anlayacağınız varda var.
Ama ramazan gelincede başımız secdeden kalkmaz, güya zekat sadaka gibi hayırda yarışız.
Yarışırızda neye yarar zaten on bir ay yemişiz yetimin öksüzün, fakir fukaranın hakkını.
Kepçeyle hatta tencere kazanla aldığımızı kaşıklamı dağıtacağız. Üstelik evvelinden çeşitli yollarla çaldığımız haklarını kendi hakkımızmış gibi...
Kaf dağından kar bağışlar gibi...
Sonrada cömert, ibadetkâr, yardım sever kısacası dini bütün biri oluyoruz güya.
Sanki bütün gün aç kalmayla oruç tutmuş oluyoruz. Oruç bizi tutmuyorsa aç kalmışız neye yarar...
Bu on bir ay gavurluk bir ay Müslümanlık değil de nedir?
Şimdi efendim sudan sebeplerle zam üstüne zam yapan bu fırsatçıları, karaborsacıları Yozgat değimiyle (bildiğim kadarıyla) tokmağın gavur tarafıyla dövmek gerekmez mi?
Her ne kadar haklı sitemimi dile getirmeye çalışsamda ve bunu yaparken kimilerini yevsem de bu duygu ve düşüncede olmayan Müslüman kardeşlerimi tenzih ederim.
Ve her ne kadar "toplum olarak" ifadesini kullanmış olsamda, şunu da iyi biliyorum ki bu yüce dini en iyi şekilde yaşayan vede koruyuculuğunu yapan yine bu Türk milleti, ülkemin insanıdır. Rabbim milletimize ve devletimize bir zeval vermesin. (Amin)
*Bu yazının her hangi bir siyasi gaygı gütmediği gibi, siz saygı değer okuyucu ve dostlarımında bu hassasiyeti göz önünde bulunduracağına inanıyorum.