4
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
866
Okunma

Bazı insanlar gibi ben de sessizliği seviyorum.
Rüzgâr essin, yaprak oynamasın misali...
Ama sevgide ve de aşkta sessizliği hiç bir zaman sevemedim.
Daima ürpertici gelmiştir bana; her defasında, her zerremi kaybetme telaşı, büyük bir endişesi sarmıştır.
İşte bu yüzden, sevdiğim kişi ya da kişilere her aradığımda ulaşmak isterim.
Hani ne bileyim...
İnsan, sevginin her türlüsünde kendini hatırlatmaktan çok, hatırlanmak ister.
Bu dostlukta da böyledir, arkadaşlıkta da, ailede de. Ne fark eder ki?
Ben de değer verdiğim insanlardan ilgi, alaka ve biraz özen beklerim. Tıpkı benim onları önemsediğim gibi
Onlara değerli olduğunu hissettiriyorsam, ben de açıkçası hissetmek de isterim.
Özellikle ikili ilişkilerde,
Sahiplenici bir yapıyla karşımızdakinin üzerine titremeliyiz.
İncitmekten, hatta incinmekten bile korkmak gibi...
Kişi, bu derin duyguları yalnızca gerçekten sevdiği kadına ya da erkeğe gösterebilir.
göstermek istemese de bastıramaz; çünkü duyguları onu hiçbir zaman rahat bırakmaz.
Ama saygı... Saygı yalnızca sevgiliye değil; eşe dosta, hatta tüm insanlığa gösterilmesi gereken bir değerdir.
İnsan, sevgisini her zaman içinden geldiği gibi yaşamak ister.
Her hayali gerçek olmasa da, sevdiğiyle her anı paylaşmayı, her düşünceyi onunla bölüşmeyi arzular.
Mesela güne onunla başlar; "Günaydın, günümü aydınlatanım, güne başlama sebebim." der.
Ya da içten bir gülümsemeyle, "Sana ve sabaha merhaba," diyerek başlar güne. Ne güzel bir duygu, Ne güzel bir güne başla sebebi olmalı değil mi? bu kısmı yazarken benim de yüzüm de hoş bir tebessümle mutlu olduğum doğrudur.
Ve gün biterken...
iyi geceler demeden önce, "Düşlerimde kal... Seni seviyorum," diye fısıldar.
Dahası, içinden gelen en güzel cümlelerle, sevdiği insanın kalbine dokunur. onu mutlu ederek, sevgisini her an yeniden yaşatır.
Sevmek, sevilmek... ne kadar güzel, ne kadar insani bir şey, değil mi?
Zaman herkes için çok kıymetlidir. Seni seviyorum dediğiniz kişiden esirgemek, benim fikrimce ona "önemsizsin" demenin sessiz bir yoludur. Durum böyle olunca karşı tarafın kırgınlığına, hatta kendi değerini sorgulamasına, veya aşağılandığı hissine kapılması şaşırtıcı olmamalı.
Böylesi davranışlar, insanları ilişkide nerede durduklarını, hangi konumda ve değerde sayıldıklarını sorgulamaya iter. Bu sorgulamalar; güveni, samimiyeti ve yakınlığı zedeler, zamanla taraflar arasında üzücü ve kırıcı olayların yaşanmasını neredeyse kaçılmaz kılar. Her ne yaşanırsa yaşansın, mazeretlerden önce akılda tutulması gereken basit bir gerçek vardır. Karşınızdaki bir insan, ilgiye, ihtiyaç duyan ve kırılabilen bir kalbi olduğunu unutmamak lazım. Sevdiğiniz kişiye zaman ayırmak, en yalın haliyle "seni önemsiyorum" demektir.
Gerek iş hayatımız da gerekse özel hayatımızda, istenmediğimiz sorunlarla karşılaşmamız hayatın doğal bir parçasıdır. Böyle durumlarda yaşadığımız sıkıntı veya stres karşısında, karşımızdaki kişiyi bir mesajla veya bir telefon aramasıyla bilgilendirmek önemlidir.
Örneğin, "Belki şuan sana vakit ayıramayabilirim, imkanım da olmayabilir. Gerekirse günlerce seni arayamayabilirim ama bil ki bu benim isteğim dışında gelişen bir durum, en uygun zamanda seninle iletişe geçeceğim." demek, hem durumu açıklığa kavuşturur hem de karşınızdaki kişiye verdiğiniz değeri hissettirir.
Ancak içimizde bunun aksine duygular varsa, Örneğin ondan uzaklaşmak, ötelemek ya da ondan kaçmak gibi, böylesi bir durum da dürüst olmak en doğru davranıştır. O halde "Seninle aramızdaki her türlü iletişimi kesmek istiyorum." demek hem kendimize hem de karşımızdaki kişiye karşı net bir duruş sergilemek olur. Böylelikle karşı taraf da nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini bilir.
Ben daima insanlarda şunu düşünmüşümdür: Kendini doğru ve açık bir biçimde ifade edebilen, duygularını ve düşüncelerini hatta ne hissettiğini güzel bir dille anlatabilen, karşıya aktarabilen insanlar her zaman kazanır.
Hayatımıza bir sebeple dahil ettiğimiz insanları hayatımızdan çıkarırken de açıklama yapmak, son derece nazik davranıştır.
bu hem karşımızdaki kişiye saygı göstermek hem de kendini kötü hissetmesine engel olur. Bir ilişkiye başlarken nasıl en güzel yönlerimizi gösteriyorsak, bitirirken de aynı hassasiyeti ve inceliği göstermeliyiz.
Sevgi içten gelen bir duygudur bir anda bitebilir. Şartlar değişebilir, ama insanlar kolay kolay değişmez.
Saygıdan ve sevgiden yoksun biriyle yolumuz kesiştiğinde, onu değiştirmeye çalışmak ya da varlığımızı hatırlatmak için çabalamak son derece yorucu olabilir. Çünkü huylu huyundan vazgeçmez.
Atalarımızın da dediği gibi: "İtin kuyruğunu kırk yıl kalıba koysan, yine eğri, yine eğri çıkar."
Ben bu atasözünü daima çok sevmişimdir...
Hani İnsan olmak, her şeyden önce saygılı olmaktan geçiriyordu ya...
Kimliğinizin rengi, kariyeriniz, maddi durumunuz ya da manevi inancınız ne olursa olsun, eğer siz saygısız biriyseniz, ne bir insanı ne de herhangi bir canlıyı gerçekten sevebilirsiniz.
Elinizdeki imkânlar, yalnızca egonuzu tatmin etmeye yarayacak şeylerdir.
Başkaları için önem taşısa da, benim gözümde bunların pek bir değeri yoktur.
Saygısız ya da kötü niyetli birine rastladığımızda, bazen içimizden "Sen insan mısın?" diye sormak geçebilir.
Ama sormayın. Bunun yerine, o kişiyi olduğu yerde bırakmak ve tüm iletişim yollarını kapatmak; hem kendimize olan saygımızı hem de akıl sağlığımızı korumamıza yardımcı olacaktır.
Ve şimdi, önce kendime sonra da bu satırları okuyan herkese diyorum ki,
Kendinize olan saygınızı koruyun.
Çünkü insan kendine saygı duymazsa; hiç kimse ona saygı duymaz.