- 975 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"Çukurova Yanıyor" Üzerine
Çukurova, yıllardır kendi bağrından yazar, şair, oyuncu, şarkıcı, türkücü, ressam ve bunlar gibi birçok sanatçı çıkardı. Bunların arasında Türkiye’de olduğu gibi Dünya’da da ünlü olan sanatçılar yer aldı.
Çukurova’da son dönemde yaptığı araştırmalarla dikkatleri çeken, ürettiği eserlerle beğeni kazanan bir sanatçı da Ali Kocaman olmuştur.
Ali Kocaman, 1953 yılında Kadirli’nin Koçlu (Avluk) Köyü’nde doğdu. Kadirli Lisesi’nden mezun olduktan sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’ne gitti ve 1977 yılında buradan mezun oldu.
1977 yılında Kahramanmaraş Göksün Lisesi’ne atandı. Çeşitli yerlerde öğretmenlik yaptı. 1984 yılında Kozan Endüstri Meslek Lisesi’ne atandı.1986 yılında müdür yardımcısı oldu.
1992 ‘de Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nden Türk Dili Ve Edebiyatı Lisans Tamamlama Diploması aldı.
2012 yılında emekliye ayrıldı.
Ali Kocaman, bölgesinde derlemelere bıkmadan usanmadan devam ediyor ve yazmayı asla bırakmıyor. Derlemelerinin yanı sıra şiirler de yazıyor…
“Sakin Sabahlar” ile “Duygular Dile Geldi” adlı yayınlanmış iki şiir kitabı olan Ali Kocaman’ın “Çukurova’da Ağıtlar Ve Hikâyeleri”, “Seferberlik Ve Kurtuluş Savaşı’ndan Hatıralar” adlı eserleri bulunuyor. Ali Kocaman’ın üçüncü kitabı olarak “Çukurova Yanıyor” isimli kitabı yayınlandı.
Seferberlik yıllarında Çukurova’yı kasıp kavuran “Kürt Reşit Olayı”nı, olaylarda söylenen ağıtları, “Kara Mulla Olayı”nı, “Binbaşı Boduk Hüseyin’in Obrukbaşı’nda Şehit Edilmesi Olayı”nı, “Kozan Terelipınar Olayı”nı en önemlisi de Kozan, Kadirli, Andırın ve Geben, Göksun çevresindeki eşkıya olaylarını ele aldı. Kitabında “Kimler niçin eşkıya oldu? Bunlar neden dağa çıktı? Bunları kimler, niçin, nasıl destekledi?” sorularına cevaplar aradı:
“Komutan eşkıyaya “Ya Reşit, yolun sonuna geldik, son vasiyetini söyle” deyince eşkıya “İki vasiyetim var” dedi. “Birincisi bir ibrikle su getirin, abdest alıp iki rekât namaz kılmak istiyorum” deyince komutan “İkinci vasiyetin nedir?”dedi. O da “Kellemi başıma yakın yerden kesmeyin” deyince komutan: “Nedenmiş o?” dedi. Eşkıya: “ Başım yakışıklı olsun” dedi. Bu cevaba gülen komutan askere: “Çabuk su dolu bir ibrik getir. Reşit abdest alacak” dedi.
Reşit ağırdan ağırdan abdestini aldı, namazını kıldı, selamını verdi ve askere döndü: “Buyurun” dedi. Askerler aynı anda ateş ettiler. Reşit namazlağın üzerine uzanıverdi. Sonra da askerlerden biri yerde yatan Reşit’in kellesini kesti, götürüp at torbasına koydu, torbayı da atın terkisine bağladı.” (Çukurova Yanıyor- Ali Kocaman; Sayfa 47)
Yazar, Çukurova’nın çeşitli bölgelerine bizzat giderek, geçmişte yaşanan ilginç olayların birinci dereceden veya ikinci dereceden yakınlarıyla konuşmuş, onları dinleyerek en gerçekçi bir şekilde kitabına hayat vermeye çalışmıştır. Böylece, Cumhuriyet Dönemi sonrası Çukurova’da birçok bilinmezi ortaya çıkarmış ve kafalarda oluşan sorulara cevap vermeye çalışmıştır. Bu anlamda “Çukurova Yanıyor” adlı eser, Çukurova tarihine ışık tutan, geçmişteki karanlığı aydınlığa çıkaran bir kaynak kitap olarak karşımıza çıkıyor diyebiliriz.
Eserde “Ali Saip Olayı”, “Göksunlu Alo Olayı”, “Uyduranoğlu Hüseyin Bey’in Öldürülmesi” ve “Aşık Hüseyin’in O’na söylediği Ağıt”, “Ermeni Taşınmazları Ne Oldu?” “Kadirli, Kozan Tapu Dairelerinin Yakılması”, “1920 ve 1923 Meclisi”, “Kozan Niçin, Nasıl İlçe Yapıldı?”, “Teslim Olan Eşkıyalar Neden Tırmıl’da Kurşuna Dizildi?” olaylarına yer verilirken bu olaylarla ilgili hatıralar, ağıtlar dile getiriliyor:
“Koca Ahmet namlı bir eşkıyadır. Bir ara Sumbas’ın Araplı köyünden arkadaşı Tıraş İsmail’in evinde kalır. Koca Ahmet’in orada olduğunu bilen akrabalarından biri gelir, Koca Ahmet’e:
“Gözün aydın Ahmet Ağam bir oğlun oldu” der. Koca Ahmet: “Ulan ben eve yılda kaç defa gidiyorum da çocuğum olacak? Git, çocuğu tart. Çocuk beş kilodan aşağı gelirse benden değildir.” der. Haberci gider, çocuğu tartar gelir:
“Ahmet Ağam çocuk beş buçuk kilo geldi” der. Koca Ahmet: “Hah, şimdi oldu. Çocuk benden” der. (Çukurova Yanıyor- Ali Kocaman; Sayfa: 200)
Eserde yazar, derleme yaptığı kaynak kişilerin de resimlerini yayınlayarak olaylara belgesellik özelliği kazandırıyor…
Ali Saip Kozan Milletvekilidir. Çukurova’da binlerce dönüm tarlayı haksız şekilde üzerine geçirmiştir. 38 dönümlük aldığı arsayı 3800 dönüm olarak gösterir. Çünkü o dönemde sıfır nokta ile gösterilmektedir. İki nokta daha ekleyince 38 dönüm, 3800 dönüm görünür:
“Artık Ali Saip Bey’in edindiği mülkler, kurduğu çiftlikler dilden dile dolaşmaya başlar. Ali Saip Bey, halkın dilinde olur. “Ali Saip Ağa, adam dağdan geldi bağdakini kovuyor, asıl bu Çukurova için biz savaştık; adam mala kondu, adam arkasını Atatürk’e dayadı.” Sözleri dilden dile dolaşırken Kadirli’nin ve Kozan’ın ileri gelenleri isimli isimsiz, şahitli şahitsiz onlarca, yüzlerce şikâyet dilekçesini Cumhurbaşkanı Atatürk’e ve Başbakan İsmet İnönü’ye yollarlar.
Bir rivayete göre bir sohbette Atatürk, Ali Saip Ağa’ya “Ali Saip Çukurova’da üzerine geçirmediğin tarla kaldı mı?” der. Bu söz üzerine Ali Saip apar topar Çukurova’ya gelir, Ayşehocada’ki tarlasının 1200 dönümünü Turgut Noyan’a, 800 dönümünü İbrahim Bozdoğan’a, 800 dönümünü Nurettin Altınok’a, 300 dönümünü Tarsuslu bir tüccara, 90 dönümünü Bayram Karacaoğlu’na satar, geriye kalan 610 dönümü de hazineye bağışlar.” (Çukurova Yanıyor- Ali Kocaman; sayfa 150)
Kitapları Kadirli’de YILDIZ KİRTASİYE’de ve Kozan’da GÖÇYOLU KIRTASİYE’de, TUFAN KIRTASİYE’de bulabilirsiniz ve isteyebilirsiniz…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.