Ren Geyikleri Görevlerini Hakkıyla Yaptı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Özgürlüğün sonsuz tonu
Yeşillenir tonsuz yönü
Ren Geyiği ormanda eren
Ne yapsa sır, başı sonu…
Bir gün kırıldı aynası
Yakıldı gelin kınası
Yapıldı onlara da fren
Gurbeti oldu sılası
.../
Doğada yaşam özgürlük üzerinedir. Hiç bir yeşillik, başkasının yaşam biçimine müdahale etmez. Göğe yükselen yerden habersiz değildir. Ağaç, otları unutmamak ve özlem çekmemek için dallarını yapraklarla donatır, onun gibi yemyeşil… Çimen üzerine düşer ölmüş yapraklar, ağaçtan aşk mesajıdır. Onu besler ve gür kalmasını sağlar, nice artan yeşilliği ile. Dallarını aşağı doğru bırakır bu yüzden. Her yeşil başka tonlarla birbirinden ayrılır. Kendine has doğası vardır, Kim kimdir, ne görevi vardır bilir. Her yeşillik ölmeden ölür, ölümden de korkmaz. Her mevsimde yeniden doğar, aynı görüntüsünü korur. Üzerinde yaşayan canlılara hizmet eder. Kimi de aracıdır bu hizmete gönüllü olarak, tıpkı Ren Geyikleri gibi…
Karlı dağ efsanedir. Karda iz bıraka bıraka üzerinde ilerleyerek nefes alır, yaşar Ren Geyikleri… Her kar tanesini bir melek taşır, nuruyla iner yer yüzüne! Ap aktır orman, yeşil çamları yaşlanmışlığa bürünmüş baharla doğumunu beklemektedir… Karları eşe eşe rızkını arar Ren Geyikleri. Her açılan çukur yine kar taneleriyle dolar, esen rüzgarla dümdüz olur toprağın üzeri. Toprak güneşe hasret, güneş toprağa…Adeta beyaz renklerle sarılmış çöller gibidir manzara. Doğanın dinlenme zamanı, canlıların yuvasında uyuması… Yeni bir bahara kadar!
Yaşam durmuştur berzah aleminde ki gibi… Üstünü örten kar, başka bir evreni hazırlamaktadır, başka baharda. Her canlı ne meyve vermişse ondan tohumunu da saklamaktadır o kar altında. Hiç bir değişime fırsat vermeyecek korumasıyla o tohumları muhafaza eden kar, başında nöbet tutmaktadır! O tohumu bulamaz Ren Geyikleri… Yalnızca yazdan kalma yeşilliği solmayan ve aniden soğuğa yakalanan yeşilliğin donmuşluğunu-şaşırmışlığını saklayan kar, onlara ziyafet sunar. O yeşillik zaten ölmüştür ve meyvesi de olgunlaşmamıştır da ondan.
Ren Geyikleri doğada zamanı sembolize eder. Verilen vazifeye karşı çıkarak hayatta kalmaya çalışan ve solmayan yeşilliği yiyerek vazifesini yerine getirir, cellat gibi… Sen nasıl olurda bu ilahi emre karşı çıkarsın der gibidir, neden emre muhatap tohumu yapmaya gayret emedin ki der gibidir…
Ölmüş olan doğa temizlenir böylece, yeni nesillere sunulacak tertemiz nimetlere hazırdır artık. Bulutlar dağılır, güneş doğar … Dişlenmiş kar erimeye başlar. Toprak güneşine kavuşur, güneşte toprağına. Olmazsa olmaz iki efsanedirler… Gürleşen ırmaklarda neşe vardır, Doğdum, her çağlayışında yeniden doğdum der gibi şarkılar söyler. Toprak ıslak ve capcanlıdır. Kar, tohumu serbest bırakır. Her canlı yeniden doğar, yemyeşil olur … Oksijen zengiliğini saran cennet gibi!
Bazı tohumlardan doğamayanlar da olur, kurumuştur. Özünü mahvederek verilen nimete isyan etmiştir, yanmış ve kararmıştır. Onlar o toprak da çürür ve uçuşur, savrulur… Kaybolur! Her doğan onların bu haline şahit olmadan, ibret almadan yeniden yaşamaya boy boy yeşillenmeye devam ederler. Her doğandan onlara benzeyen ve isyan edenler de olur. O ölenleri görmediklerinden, isyan edişlerinin manasını anlayamazlar, bu tercihi yapılan her tavsiyeye kör ve sağır gibidir, özgürlük gibisi var mı der benlik gibi, buna haklıyım der gibi yaparlar. Kar altına girince anlarlar ne yaptıklarını ama baharda yeniden üreyecek halleri de kalmamıştır.
Ren Geyikleri onların üzerine basa basa ve canlarını ala ala ilerler. Ren geyikleri yaşar, daima yaşar. Kim bilir bu gidiş ne zamana kadardır, kim bilir bu isyan hepsini saracaktır bir gün ve Ren geyiklerini zehirleyecekler ve beslenemeyecektir artık... Onlarda ölümü tadacaktır.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Evet bazen sert eleştiri yapıyorum fark ediyorum bencil asla olmadım bencil olsam burada olmazdım neyse şu var her halukarda bizler birbirimizle taçlanırken İslamda taçlanıyor ... Eğer sert eleştiri yaptı isem de telafisini yapmak isterim...Sağlıcakla kalın İslam kardeşliği....
romanınız olabilir hatta binlece hiç fark etmez romanın ne kadar felsefi boyut taşıyor ve ne kadarı bir vahiy tutarlı bir insan konumunda kitaba giydirilmiş bir boyutu olmadıkça milyonlarca olsun fark etmez bilim sanatın icratıdır ne kadar yük omuzlarımda atamıyorum inanmış insanların içinde yaşamak isteği evet tabi belki belkide kitap için olanak tabiatın inancı kadim boyutunda evet insan inancı bu inancın devirme boyutunda önceden evet iyi insanlar çok yaşasın inanç boyutunda diyorum çocukları korkutuyor.zıt bir evrenin günahlarından omuzlanamıyorum belki de öyle olması gerekir bu evrede tek düşünce evet liderlerdede aynı durum söz konusu olabilir beyin zihinsel boyutunda tasvir sanatının duyumsal işlevini tabiat kanun kuramından hariciyle savaş içerisindebulunursa buna iç savaş adı ile de adlandırabiliriz nesil zaman kavramını aşamıyoruz... selam ve dua ile...
Güzel bir kareograf çevre teması ve canlandırılması mükemmel bir fabl eseri yazabilir/ diniz aslında , bir fransız taşlaması gibi değil ! Daha içerikli olabilirdi...Tebrik ediyorum Selam ve Dua ile
saf şiir
Güne eşlik eden ve yüreği de ısıtan cümlelerdi, değerli ağabeyim.
Candan kutluyorum.
Selam ve dua ile.
saf şiir
Ren Geyikleri de doğal hayatın, en başta içinde yok edici insanın, diğer canlıların, bitkilerin olduğu bir bütün olan tabiatın bir parçası... Nesilleri sürecek kıyamete kadar eğer ki insanlar köküne kıran vermezse... Güzel bir yazı güne gelen kutlarım...