- 1391 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Başlığı: 8 Mart "Dünya Emekçi Kadınları Anma Günü" Tarihçesi : 1857 Yılında ABD de bir kısım emekçi kadının anılması.
Dünya Emekçi Kadınları Anma Günü]
8 Mart 1857 Yılında ABD nin bilmem ne kentinde, bir kısım kadının sosyal haklarını, emeklerinin karşılığını çalışma koşullarının düzeltilmesinde direnmeleri üzerine
artık dişlerini göstermeye başlamış olan vahşi kapitalizmin hışmına uğramış hayatlarından olmuş oldukları günün "o günün ve o emekçilerin" anılması, hatırlanması günü olarak kabul edilmiş.
Kimlerce olmuş ise güzel de olmuş bence.
Veee! ve yine bence, bence değil, kadir bilir bu toplumca (muzurları muarızları hariç elbet) tarafından
8 Mart Dünya Emekçi Kadınları Anma Gününde mutlaka ve mutlaka anılması gerekenlerin başında hem de en başında geleni bizim Türkan Saylanımızdır! Lemi cimi yok!
O Hocalar Hocası Türkan Hanım ki:
Herkesin ürktüğü semtine yaklaşmaktan korktuğu ürperdiği Cüzam denen haslalığa yakalanmış dışlanmış neredeyse bir ’cüzamlılar Vadisine’ atılmaları istenen çaresizlerin yanında, içlerinde olmuş. Dermansız sanılandertlerine derman olmak uğruna yıllarını vermiş.. Hem o zavallıların umudu olmuş hem illetin yayılmamasına olan katkısı nasıl unutulur! Nasıl unutulabilir aklı vicdanı olan insan! İnsanım diyen, diye bilenler.
Cüzzam hastalığını yapan Hansen basili denen mikrop imiş. Buluşu yapan bilimcicin adıyla anılır olup
’ Hansen Basili " olarak sağlık literetöründeki yerini almış bulunuyor.
Milleti, milliyeti cinsi cibiliyeti ne olursa olsun saygıyla anıyorum1
Tüm insanlığa olan bu büyük hizmetinden dolayı tüm dünyaca saygınlığı, resmi gayrı resmi yazı ve kitaplarda yerini almış,almakta saygıyla anılmaktadır şüphesiz!..
Peki biz ne yapmışız Hocalar Hocası Türkan hocamıza:
O Hoca ki yukarıda değinildiği bibi saygıyla anılmasını gerektiren ne yapmamış idi ki!..
Tüm bunlara karşın biz ne yaptık:
O yaşına, Kanser iletiyle muzdarip olduğu halde
kendi sağlığını değil uğruna ömrünü vermiş olduğu cüzamlı hastalarının dertleriyle uğraşmaktan başka
Ne yapmıştı ki Kimin kaşın gözün üstünde, kimin tavuğuna kişş kimin atına bilmem ne demişti ki..
Evinde alıp nezarnetlere, kodeslere sürüklüyorduk... Yazıklar olsun! Demekten ne yapılabir ki!
Belki soracak birileri sorulacak dem-i devran olabilir! Kim bilir!
Bunu bilemiyorsak bile inancımızla biliyoruz ki ilahi adalet tecelli eder.. Orada af olmazmış madem!
" Dedesi koruk yemiş de torunun dişi kamaşmışşşş! demişler ya bilgeler bilgesi atalarımız!...
Tüm inancımla ben de inanıyorum.
Ama dileğim torunlarının değil kendileri o igllete cüzama yakalanalar da Türkan Hocanın ahını çektiklerini bileler arayıp devasını bulamayalar!
Yetkim olsa: Türkan Saylan Hocalar Hocası insan gibi insan...
İnsanlığa olan o örnek hizmetiniden dolayı heykelini değil
Kocaman bir anıtını yapar tüm eserlereni belgelerini resim foto, nor reçete vs orada toplardım.
Tıpkı Nazım Hikmet’in kültür Sarayı gibi!..
Yararından başka kime ne zarırı olur ki!!!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.