- 955 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İLK GÖREV YERİM GİRESUN
İlk görev yerim Giresun,Keşap, Karabulduk nahiyesi.Nahiye merkezine geldiğim ilk gün:’ Burda çalışamam ben.’ deyip istifa edip gitmeyi düşünmüştüm içimden.Bir vadiye dere yatağı boyunca uzanan kasaba merkezinde,gözüm Karabulduk Ortaokulu’nu aradı ilk önce.Okula benzer bir yapı göremeyince, merakla sormuştum ilk karşılaştığım orta yaşlı beye.’ Şu tepeyü biraz çıkacaksun;epeyce gidup sağa döneceksün; tekrar tirmanacaksun...’ gibi uzun bir tarifin son bölümlerini dinleyemedim bile.. Adamın
lafını kesip:’ Ben kasabanıza öğretmen olarak atandım,kiminle görüşebilirim ?’ diye sordum. Adam hoş geldiniz bile demeden yanımdan uzaklaştı. Arkasından bakakaldım öylece . neden böyle hiçbir şey söylemeden gittiğine
bir anlam vermeye çalışırken yanında kravatlı bir bey ile geri geldi.Adam:’Ben Niyazi Şahin, hoş geldiniz hocam.
Nasıl yardımcı olabilirim?’ deyince ,biraz rahatladım.Bir an önce okuluma gitmek ; okul müdürüyle konuşmak istiyorum dedim.Niyazi Bey, yanındaki adama:’Bana Mustafa’yı bul; ipini de yanına alıp buraya gelsin!Çabuk ol!’
deyince Mustafa denen kişinin eşyalarımı taşıyacak kişi olduğu anlaşıldı.
Mustafa’nın sonraları bu kasabanın tek yük taşıyan erkeği olduğunu,sırtında odun, çalı,ot benzeri şeyler taşıyan kadınları gördükçe anlayacaktım.
Mustafa, sırtında yataklarım iki elinde iki valizimle bense elimi kolumu sallayarak,görünmeyen muhtemel bir okula doğru yola koyulduk.40-45 dakikalık bir tırmanış sonunda kan ter içinde soluk soluğa kalan ben olmuştum.Mustafa ise tırmanış boyunca bana kasabayı anlatan kişi olmuştu.Hiçbir yorgunluk belirtisi göstermeden...
öğrencilerden biri okul müdürüne haber vermiş olacak ki, biz okul girişine yaklaşırken kapıda belirdi.
’Hoş geldiniz! Bedri Bey,sizi bekliyorduk.’ diyerek elimi sıktı.40’lı yaşlarda güven veren birine benziyordu.
Biraz sonra müdür beyin odasındaydık.Ona burada çalışmayı düşünmediğimi,göreve başlamadan
geri dönmeyi düşündüğümü söyledim.Gülümsedi. ’ buraya gelen her öğretmenin ilk düşündüğü şeyi söyledin
der gibiydi. ’Dur bakalım Bedri Bey, geri dönmek de neymiş öyle...Sana ev bile ayarladım. Birkaç ay çalışalım bakalım beğenmezsen basar istifayı gidersin.Boş ver şimdi bunları; karnınız aç mı siz onu soyleyin.’ dedi.
Bu sözler istifa fikrimi değiştirmedi ama oldukça rahatlatıcıydı.
Bu gün Karabulduk’ta üçüncü ayımı doldurdum.Artık istifa etmeyi düşünmüyorum.Hatta burayı sevmeye başladım.Neden mi? Her şey çok güzel, öğrencilerim çok hoş onları çok seviyorum.komşularım,kasaba halkı ve herkes çok sıcak.Doğanın güzelliğini Karabulduk’un yeşillğini
yeni yeni fark etmeye başladım. Burası ne güzelmiş meğer!...
BEDRİ KARAARSLAN
YORUMLAR
sabri ayçiçek
Bedri Karaarslan
Hoş bir anı.
Ben de 1970 te Dereli'nin Hisar Köyünden ilkokul öğretmenliği yaptım.Neredeyse yarım asır geçmiş.Yazınızı okurken o yıllar ve "sefalet" denilen manzara geldi aklıma.İyi geceler.