.Aman Allah’ım o nasıl bir rezillikti…Akçaydan 13 de yola çıkıyorsun,17 gibi falan Behram’a varıyorsun..İstanbul’dan farkı şu..Orada adam,yolda nerede ne yapacağını biliyor.Burada ise,yabancı plakalar ,nereden ne zaman döneceklerini bilmediklerinden ,ikide bir sağdan sola önüne çıkıyorlar.Bir de o hıza alışkın olmayan yerliler var.Temkinli temkinli en sol şeritten ilerlemeye devam ediyorlar.Buna bir de yeni arabasını akrabalarına göstermeye gelen,çiçeği burnundaki sürücüleri ekle..Toplamda olan buydu..Bayramın ilk günü ekmek falan da kalmamıştı yani.. Cunda’ya gidemeyip geri döndük trafikteki kilitten.Ören’de 100 liraya rezervasyonsuz bir plaj bulmaya bile imkan yok..Entel dantel beachlerde,kitabını rahat okumak için bu parayı gözden çıkarman da yetmiyor.İşletme sahibinin de ,gözünün seni tutması da gerekiyor..Yalvar yakar oluyor insanlar..(Son boş olan yerde otururken ,bunları bizzat da gördüm ben)Hiç kızmayalım Bodrum’da bir sürü paraya yenen lahmacuna falan..Adamın verdiği hizmetle bizimkisi bir mi?Yani bayram bir yığın parayı,bir yığın gaileye ödeyerek geçti.Şimdi;kim zekatını,fitresini verdi sizce?Alayı gelenlerin kart kullanıyordu.Türbanlısı türbansızı bu böyle..Bu kadar paraların zekatını hesap ettim de,valla dini vecibeler doğru dürürst yerine getirilse,en azından bir ay aç kalmazdı hiç kimse..Ben ,itirazcı beyaz yakalılar tarafındaydım aslında.Onların da derdi,100 lira para sigortalı çalışanlardan kesilirse bu haksızlık olmaz mı?Eeee,kitap okumak için bir yer bulmak adına 100 liraya yalvar yakar beachlerde üç paralık adamlara yalvar yakar olmak da,az rezillik midir aslında..Dindarımız bedava diye orucunu tutuyor.Eğitimlimiz,kimseyle halay vaziyetinde olmayacaksa bir diğerinin hakkını savunuyor..Konuşmaya gelince ,ayrı ayrı kümelerde bir numarayız da,icraata gelince,Rabbena hep bana..Diye toplanıveriyouz aynı kümede..Tıpkı çocukluğumdaki bir parmak oyunu gibi..O tutuyor,o yoluyor,o pişiriyor..Sonra da bunca işi yapan parmaklar hakkı olarak yemeği yiyorlar afiyetle.Ve,derdi de küçük parmağa düşüyor yine..Tüm bunları izlemek de,hayıflanmak da,arada bir cılız bir sesle hani bana demek de,küçük parmağa düşüyor işte..Bakacaklar artık yarın öbür gün magazin programlarına,rahatlayacaklar.Onca kaza haberi olacak,çok şükür bir kaşık aşım kaygısız başım deyip yine rahatlayacak küçük parmaklar.Ve bir elin nesi var,iki elin sesi var konusunda alkışlarken,iyi ki varım iyi ki buradayım..Yoksa bunca alkış sesi ben olmasam nasıl çıkardı deyip,kutlayacaklar kendilerini belki de..