- 442 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
380- derrida- ardahan öyk.
İnsanoğlu konuşurken mi doğruyu konuşur?
İnsanoğlu yazarken mi doğru konuşur?
Doğru hakikattir. Akıl, kelam, doğru hepsi mevcut metafiziktir diyor Derrida
Fransız filozofun beğendiğim felsefesi.
Paylaşacağım felsefe ona aittir. Benim katkılarım yalınlaştırmak olursa sevineceğim.
Derrida " mevcut metafizik" diye birşey geliştirmiştir.
Hal-i hazırda metafizik değerlerden elimiz altında "AKIL, MANTIK, KELAM, SÖZ, SES VARDIR" der.
BUNUNLA DİĞER METAFİZİKÇİ FİLOZOFLARDAN AYRILIR, ÖZGÜN YAPISINI GÖZÜMÜZ ÖNÜNDE DURAN AMA GÖREMEDİĞİMİZ SÖZ/SES ile kelam ve YAZI’yı bulmuştur.
Kelam Avrupa lisanlarında LOGOS olarak isimlenir. LOGOS bir nüansıyla LOGİK yani yasa mantık demekle aklı imlemektedir.
Filozof, bu zaten varolan metafizik değerlerden yola çıkarak söz mü, yazı mı hakikati daha çok, daha net ifade eder diye soru soruyor.
İnsan yazı yazarken doğruyu söyler mi?
İnsan konuştuğunda mı? Doğruyu konuşur?
Halk arasında derler ya hani: "Allah doğruyu konuşturdu."
Yazı yani metin yazmış biri yazar vs.
Hakikat yazıda mı, sözde mi aranmalıdır veya aralarında kıyaslandığında hangisi daha başarılıdır.
Filozof bunu arıyor.
Derrida’ya gelinceğe değin kimse bunu akıl etmemiş mi?
Bu hal onunla mı gün yüzüne çıkmıştır?
Rahmetli İlhan Selçuk söz uçar, yazı kalır mottosunu çok yazdı.
"Sözdense yazının hakikate daha varlıksal zenginliği güvenirliği vardır." derdi.
"Yazılı belge adamı ipe götürür. Yazı mevcut varlık olarak söze göre bariz ve yok edilemezdir. İnsan, konuşmağı saklamaktan inkar etmeğe değin olanı inkaren ret edilebiliyor. Bir bakıma hukuki- kriminal yönden bakacak olursak yine durum yazının lehine gelişiyor, zararına değişmiyor."
Biz farkına vardığımız yöntemle söz mü, yazı mı ifade de hakikatin ifadesinde derdimizi anlatmakta işimizi görmekte yararlıdır diye bileceğiz ve kullanacağız.
İnsanların yararına yöntem... hangisidir?
Hakikati yazıda saklayabilir insanlar.
Konuşunca ağzında "bakla ıslanmaz" ağzından atıverirler.
Allah konuşturur dediğimizde metafizik olan kelam/logos’a insanoğlu yazıda yapabileceğini yapamaz.
Logos/kelam, sözle, sesle olduğundan konuşmalarımızda sahilik, doğruluk, hakikilik yazıya göre başarılıdır diyen batı felsefesinin inanışı budur diyor filozof.
"Batı düşüncesi logosantriktir."diyor filozof.
Kelamın Tanrıdan geldiğine inanan batı, konuşmağı yazıya tercih ediyor ve tek anlamlı konuşması şifahiliktir.
Biz Türkler konuşmağı seviyoruz diye bilirdik kendimizi ama batı konuşmacı çıkıyor DERRİDA’nın söylediğiyle.
Kitap okumak, okumamak ayrı birşeydir.
Derrida’nın dedikleri konuşmak söz ve tek anlamlılık ve yazıyla var edilmiş konuşmağın çok anlamlılığı tercihleri batı metafiziğinde varolduğunu söylediğidir.
Fakat bizim durumumuz hakkında birşey söylemediği ortadadır.
Çok anlamlı bir düşünceye sahip olmak çok boyutlu düşünmektir ki batı da bunu sanatçılar, düşünürler becermiştir.
Kurumsal analizle böyle birşey yoktur dediğinden DERRİDA, Mazhar İpşiroğlu’nun bizde ki sanatçılarımızın düşünürlerimizin de çok boyutlu çok anlamlı düşünme yapmıyor dediklerine tezat teşkil eder.
Musa’nın tabletleri ve sözü arasında insanlar söze ve yazıya dönük sergiledikleri algılama, anlama performansları tarihsel durum olarak orta yerdedir.
Yazının kudreti, gücü Konuşmağa galebe çalmaktadır.
Derrida bu iki güç kudretlerine bir önem ve dikkat çekmiştir.
Aristo’nun konuya ait olacağını sandığım bir sözünü yazarak bitireceğim.
"Konuşmak dış düşünmektir. Düşünmekse iç konuşmaktır."
Varlık boyutuyla söz imge de gelip takılıyor. Yazı hakikate beyaz üzerine kara ontolojiyle dalaleten daha da hakikileşiyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.