- 930 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İLK MEKTUBUM SANA..
Düşündüm de en çok söylenmemiş cümlem sana dairmiş içimde..hangisi ile başlayacağımı bilmiyorum şimdi.. aslında biliyorum da doğrusunu istersen yakıştıramadım sana hiçbir cümlemi.. kırmızıya boyadım olmadı, biraz mavi sürdüm yine istediğim gibi değildi..Üzülme sakın, sebebi sen değilsin.. tek suçlu benim.. kızıyorum kendime; neden sana daha önce hiç sevdiğime dair cümle kurmamışım ki? Niye hep bildiğini varsaymışım seni sevdiğimi? Oysa öylesine cömertçe harcıyorum ki yüreğime ekilen sevgiyi.. bir tek sana bağıra bağıra söylememişim..Affet beni..
Bu sana yazdığım ilk mektup olacak.. Herkese yazmışım bir şeyler.. söylemişim sevdiğimi, sevmediğimi.. bir tek sana susmuşum.. sana gelince cimriliğim mi tutmuş anlayamadım, ki bilirsin sen de tutamam ben elimde bir şeyi..kızardın bana.. bu kadar dağıtma diye.. dinleyen olmasa da söylediklerini, sen sıralardın hayatın sana öğrettiklerini..
Seninle tanıştığımız ilk zamanları hatırlamıyorum bile.. ama bu en çok seni sevmeme engel değil..engel olamaz da.. tanıştığımız, buluştuğumuz o andan itibaren sinmiş kokun yüreğime.. yokluğunda bile sen kokuyor özlemlerim..bilmesen de..
Bugünü yaşıyorsam sana borçluyum, biliyorum.. sen olmasaydın, istemeseydin beni o kadar, ben bu dünyada var olamayacaktım hiç.. Belki de bu yüzden kendi adımı hiç diye koymuştum.. direnmişsin benim için..yokluğun içinde varlık diye sarılmışsın bana bir gece vakti.. Takdir edersin ki bunları da hatırlayamıyorum.. bağışla beni.. hatırlamayışım seni sevmediğimden değil..
Bazen umutsuzluk yapıştığında yakama içten içe kızardım sana..neden bıraktın beni nefes alayım diye ama hiç söylemedim bunu sana.. ağlarsın diye korktum.. en çokta seni incitmekten.. gel gör ki en çok gözyaşını da ben döktürdüm sana..hep ağlattım.. asi ruhum üst sınırlara çıktığında yıkıp geçtim herkesle beraber seni de.. Yaradan tarafından sana verilen ayrıcalığı bile göremedim..düşünmedim hiç gözlerinden akabilecek yaşları.. ben ağlattım, sen sevdin.. aslında bu kadar sevgiyi hak etmediğimi düşünüp durdum araya ayrılık girdikten sonra.. hatta beni sevmediğini düşündüğüm zamanlar bile olmuştu eskiden.. şimdi bu düşüncemden ne kadar utandığımı bir bilsen..
Bir tek ben sana benzemiyordum.. kimseler yokken, yalnız kaldığımda aynanın karşısına geçer incelerdim kendimi.. yüzümü, gözümü, saçımı bedenime ait tüm parçaları..sana benzeyen yanımı bulabilmek için çabalardım.. aynalara küsmüştüm çünkü hiçte başarılı olamıyordum sana benzeyen minicik bir kör nokta bulmakta bile..
Beni sevmediğini düşündüğüm zamanlarda bunu sebep olarak görüyordum..sana benzemiyordum diye beni sevmiyordun.. sana ait değildim.. öyle düşünüyordum..bilsen bu düşüncemi nasıl acırsın şimdi.. O zamanlar bilmiyordum ki sevginin yürekte yaşatıldığını, çoğaldığını..
yüreğimde çoğalınca sen, öğrendim gerçek sevginin yürekte olduğunu..
Bazen uzak düşüyorduk birbirimize.. Belki de hep yanımda olmandı beni senden uzaklaştıran.. nasılsa yanımdasın, hiç gitmeyeceksin benden diye, seni sevmekte ve sevdiğimi dile getirmekte beceriksizce davrandım..daha açık olayım, salakça davrandım..
Ne zaman ki ayrı düştüm senden, o zaman koptu kıyametim..hiç söylemedim sana kıyametimi.. kendimi bilmediğim bir yolun başında buldum yokluğunda.. yanımda ise yalnızlıktan başka bir şey yoktu.. aç, susuz, gözlerinin feri sönmüş bir haldeydim geceleri.. parasız pulsuz oluşumdan değildi açlığım ama bir eksiğim vardı.. hem de büyük bir eksiğim..
sen yoktun yanımda..
siz yoktunuz..
ve ben ilk kez hayatın önüne yalnız çıkmıştım.. kendimi çırılçıplak hissetmiştim.. O kadar savunmasız kalmıştım ki seninle tanıştığımız ama hatırlamadığımı söylediğim o ilk ânı yaşıyormuşçasına ağlamıştım..
İşte yalnız kaldığım o ilk gece kokun düşmüştü yine yüreğime..kucağına alıp, sarılmanı anımsar gibi oldum..
sesin bari yanımda olsun diye telefon düşmüyordu geceleri elimden.. biliyorsun, korkardım ben karanlıktan ve geceden.. gece bir horoz ötüşüne sevinirdim sabahı müjdeliyor diye.. hatırlıyorsun değil mi?
Biliyorum, aptalca bir soru oldu bu..
Sen bana dair hiçbir şeyi unutmadın ki..
Uzun zaman olmuş birbirimizden ayrı düşeli.. Kimilerine göre çok uzun zaman değildir belki ama benim için, bizim için çok uzun zaman.. 27 Eylül 1999 tarihini gösteriyordu takvimler beni ilk yolcu ettiğin zaman..ağlamıştın.. ben ağlayamamıştım.. yalnızlığın farkına henüz varamamıştım..hep bildiğim yollardaydım ya, belki ondandı kuru gözpınarlarım.. ne zamanki şehrin sınırları dışına çıktı bindiğim ilk ayrılık otobüsü, acımaya başladı yüreğim.. tarif edemediğim bir sızı vardı..
sevdiklerimi uğurlamaya alışmıştı yüreğim alışmasına da uğurlanmaya alışkın değildim ki ben..
Bir kendimi, bir de sudan çıkmış balığı düşünüyordum yol boyunca.. yapamam, edemem, geri dönmeliyim diye aklımı kemiren böcekler vardı sanki kafatasımın içinde.. nasıl bir güç verildiyse yüreğime dönmedim gittiğim yoldan..günler geçtikçe yokluğuna alışmaya çalıştım ama geçen her gün yoksulluğunun, yoksunluğunun çoğaldığı gündü.. alışamadım hiç yokluğuna..
Bak, ne kadar cümle kurdum ama yine söyleyememişim, bağıramamışım sana “Seni Seviyorum” diye..
Kızma sakın bana.. eşek kadar bir kız olmuş olsam da aslında hâlâ saçlarını ördüğün o küçük kızınım ben.. ve seni çok seviyorum..
Belki bir gün yolun düşer sayfama ve okursun sana yazdığım bu ilk mektubu.. söyleyemem ben sana mektubun var diye.. okur ve ağlarsın, biliyorum.. ağlamana dayanamam ben.. yüreğimde her an çoğalan bir sevgiyle seviyorum seni.. uzaklıklar aramızda olsa da.. biliyorum ama kelimelerin vardığı hiçbir yer uzak değildir.. işte o kadar yakınsın bana..
o kadar içimdesin..
Senin huzurunda tüm annelerin anneler gününü kutluyorum.. seni öpüyormuşçasına öpüyorum anneleri.. ben anne olamadım ama annesini çok seven bir kız oldum..
Dünyaya gelirken verdiğim sözü tuttum..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.