- 2330 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
goravelli kamil ağa... ardahan öyküleri 334
İNDOVR: Böyle...
Farsça ’böyle’ kelimesi İNDOVR’dur.
Bu: İN’dir, DOVR: TÜR’ dür.
İkisi oluşumuyla kelime birleşip; İNDOVR olmuştur.
Bizim BÖYLE: B(U) EYLE yapımından; BU- EYLE, BU ÖYLE; BÖYLE olmuştur.
Ardahan’da Yerli- Kıpçaklar BU TEVÜR’ü İndovr’ün SÖZDİZİM sıra takibini izlemiş ve BU TEVÜR demiştirler. Ve İN’i: BU, Türkçesiyle karşılamıştırlar.
BU ( İN Farsçası: BU’ başta dizimde İran kelimesinin yerindedir. DOVR ise son hece olarak İrani sesin deform’uyla TEVÜR veya Tür, Modern Türkçeye TÜR’ diye geçmiştir.
Tarihte nice güzer’ler ve güzer’gahlar olmuştur. " BİR O’L ALLAH BİLİR!..."
Farsça U: O’ dur, AN: yine O’dur. Bizim O ve OL, Farsçadan gelmedir. OLAN Olmak ise Farsi temel kelime: U, AN’dan töremedir.
"BİR OLAN ALLAH BİLİR! Herşeyin doğrusunu!"
Çıldır Kaymakamlığınca Çıldır’a dair hazırlanmış tarih kitabında Terekemeler hakkında şu bilgiler bulunmaktadır:
" Kür ve Borçalı yöresine m.s.429’da ateşperest İranlılar Oğuz Devletini yıktıktan sonra 450-500 senelerinde Kafkaslar ötesinden Hazar Türkleri gelip Kür boylarına yerleşti.
Fakat 626 yılında Hazarların Kazak ve Borçalı kabileleri Çıldır’da Tiflis’e kadar yerlere yerleşip İranlıları kovdular.
Hazar Türklerinin torunları olan Kazak ve Borçalılar ile diğer boylara Terekeme denildi.
HAZAR TÜRKLERİ TORUNLARINA KAZAK VE BORÇALILAR’A VE DİĞER BOYLARA TEREKEME- KARAPAPAK DENİLDİ!
Bu Terekemeler Tiflis ve Loru tarafında Gürcüleride idarelerine kattılar.
Hicret’in 25 ve miladın 649 senesinde İbn-i Meslem’e Revan ovasına geldi. İslam ordusu bütün Artvin, Cevak ve Tiflis bölgesini itaat altına aldı.
Emeviler 683- 721 de iki defa Abbasiler çağında yine iki defa Hazar orduları Terekeme oymakları olarak Çıldır ve Borçalıya gelip yerleşti.
Çıldır Selçuklulara kadar Terekeme idaresinde kaldı.
Sultan Alparslan 1064’te Horasan’dan orduyla geldi. Mayıs ayında CAVAK sancağını Çıldır Akçakale şehrini fethetti.
Sultan Alparslan kaleyi Arap İbni Mühit ve Ben Emire’den teslim aldı.
SULTAN ALPARSLAN ERMENİ’LERDEN DEĞİL ARAP’LARDAN ALIYOR!
Anadoluya giriş Akçakale’den olduğunu liseli çağımdaydım. Kars Garajında Çıldır minübüsüne biinmekteyken Belçikalı tarih öğretmeni aynı söylemişti. Ve; öğretmenin mutlaka gezmesi mesleki zarurirettenmiştir dediydi.
Çıldır’ın ahalisi Alparslanın kaynatası sayılan Loru Terekeme beylerine bağlandılar.
Akçakale Ahılkelek halkı aynı isimle kale yapıp yerleştiler. Loru Terekeme Beyleri 60 yıl Cevah sancağını idare ettiler.
1124’te Kıbçak Türkleri Doryal boğazından geçerek Selçuklu idaresinde ki Tiflis ve Loru beyliklerini istila ettiler.
Goravelli Kamil Ağa’nın torunu Dursun Erdoğan dedesi hakkında yazdığı kitapta Terekemelere dair Çıldır Kaymakamlığı yayınında ki yazıyı aktarıyor.
Bu görüşe öncelerden rastlamıştım. Kendilerini de görmüştüm; Niyazi Atıcı’nın akrabası KİRZİOĞLU’nun görüşüydü.
Kirzioğlu, Kars Tarihinde Karapapakların Hun, Sabir ve Hazer gibi Türk boylarına benzetileceğini söylüyor. " Biz bugün Doğu Anadolu ve Azerbaycan ile Dağıstan’da Terekeme diye tanınan... Terekeme Türklerinin KUN/ HUN, SABİR ve KAZAR/ HAZAR gibi Oğuz olmayan Türk kollarının torunlarının olduğunu ciddiyetle iddia edebiliriz."
Sembolizm ihtivalı bu serdediliş, ışık altı sayalı kalmazginen.
Goravelli Kamil Ağa hakkında kaleme alınmış bu yazı; Türk Milli Mücadele kahramanı aynı kişiyle bizden sonra ki nesillere tarihi bilgi devri borçtur.
Bilimsel bilgiyle KÜLTÜR MİRASI devreylemek insanlığa, Tanrı divanına karşı sorumluluk taşır.
Aynur Erdoğan Hanım ile tanışmamız neticesinde, Nail Işık ile hısım olduklarını öğrendim. Nail Işık’ın annesiyle annem amcakızlarıydı. Bunu söyleme fırsatım olmadan hemencecik dedeleri hakkında belge istedim. Dursun Bey’in yazdığı kitabı bana gönderdiler.
Üç dört defa okudum. Okumuşluk uyanabilirsen-miş. Göz önünden perdeler çekilirse, gözler açılır-mış...
"Anlayabildiği kadar insanmış insan..." birisine ait sözdür.
Kirzioğlu’nun bu paragrafını ne de çok okumuştum oysa.
Terekemeler üzerinden Goravelli Kamil Ağayı veya Kamil Ağayı Terekemelerle bir cem etmek yolunu Dursun Bey’de kitabında uygulamıştır.
Kamil Ağa’nın yeğeni Hamit Erdoğan:
" Efendim biz bu Erdoğanlar, Tiflis’in Demircihasan ( KOSALI: Kars Boğatepe’de halen yerleşenler vardır: KÖSELİ’LER. Meşhur şair Hakkı Köseli bunlardandır.) köyünden Emin Ağa namıda bir kişinin kardeşi 200 seneden fazla olarak nakli hane ederek Kars’a gelmiş olan Mehmet Halil Kars’ta iskan etmiş oğlu Molla Mustafa’yı kadı olarak Erzurum’dan Oltu’ya tayin etmişler. Molla Mustafa Çıldır’da Urta köyünde iskan etmiş, bir zamandan sonra onun oğlu Hamit Ağa bir zaman Ardahan’da meclisi idarede kalmış bilahare yerine Kamil Ağa devam etmiştir. Hamit Ağa’nın oğlu Fazıl Efendi Koravel köyünü tapu etmiş onun oğulları olan Hamit, Hüsrev, Hasan, Rasim Koravel’de doğmuş, büyümüşler.
Molla Mustafa’nın ikinci oğlu Abdullah bundan oğlu Kamil Ağa (1855- 1944) Kamil Ağa’nın oğulları Yunus, Kazım, Abdullah ve İskender’dir.
Nasıl ağlamayayım ne şad olam ben
Görünür gözüme dağı Çıldır’ın
Ah çekende tütün çıkar tepemde
Yandırır cismini firağı Çıldır’ın
1918 Karsta Seyim Hükümeti kuruldu. Çıldır’da idareyi Çıldır’lılar aldı. Kamil Ağa’lar, Karistavlı DeliAğa, Calalı Koçu oğullarından azalardan bazılarıydı. Doktor Esat Oktay Kars’ta ki Seym Hükümetinde vazife almıştı.
Goravelli Kamil Ağa Çıldır Seyim Hükümetinde diğer Ağalarla birlikte Aktaş, Karistav ve Zarşat hattında mücadele cephesi kurmuş Çıldır halkının güvenliği, esenliğini savunuyordular. Mücadeleye tüm yönüyle destek veriyordular. Onlar gerçek toplum önderleri neyse oydu.
Kamil Ağa Bir Tasavvuf ehliydi ayrıca.
Rasim Bey’in O’na demesi: "Tabiatı şiiriyesidir." yani; Şiiristan yaratılışlıdır o, demek istemişlerdir.
Kars’ta Dikanlı Hafız, Alagözlü Veli Ağa’yla hapisken; yukarıda ki şiir’i gözü dolukmuş söyler. Ermenilerin tutuklamalarıyla Rasim Bey, Veli Ağa ve Kamil Ağa 6 ay Kars’ta hapis yatarlar diğerleri beraat eder, Veli Ağa’yı idam eder Ruslar. Sonra köye dönüp gelir Kamil Ağa, dost Ermeniler yeniden tutuklanacağı haberini vermeleri üzere Gürcü tarafına geçer Kamil Ağa. Otorite, baş otorite olarak Resmi- devlet hüviyetinde ki Rus Çarlığı’dır. Zemine bağlı yerel ve dirayetsiz otoriteninse Ermeni ve Gürcüler de olduğunu anlıyoruz. Bu üç otorite içerisinde yöre halkının bir akort tutturması çok zordur. SINIR REJİMİ ismiyle adlandırılır bu otorite tipi, dönemin güçlüğünü şimdiden o vakte takdir etmek gayri mümkündür.
Hazar, Selçuklulardan gelme toplum yapısı içerisinde Arsakları, Atabekleri ve diğer toplum, otoriteler ile bir kavimler cenneti olan Kafkasya ve Ön- Kafkasya’da Çıldır çok devirlere mekan olmuştur. Terekeme Gürcistanı dediğimiz uç noktadır Çıldır, Anadoluya son sınırdır.
Çarlık ve İmparatorlukların bitiş çağında: Osmanlı ve Çarlığın zevale ermelerinin bir sahne-i boyutu burada cerayan etmiştir. Ulusal devletlerin kurulma çağı Kafkasya’da inkişaf ettirilmiştir. Birinci Dünya Savaşı galip devletlerince muhitte çok muhabere ve harpler yapılmıştır. Acılar yaşanmıştır.
Türk halkı ve Müslüman halk yörenin ileri gelen kişileriyle birlikte bazen Osmanlı Devletiyle sonra Millet Meclisi ordusuyla ve Atatürk’ün mücadelesiyle yaşam mücadelesi vermiştir.
Tarihten ders almak ve yeni acılar yaşamamaktır doğrusu.
Terekeme Ağalarıyla birlikte diğer Ağa ve Beylerin yörenin az önce betimlemeğe çalıştığımız kompozisyonunda acıların yaşanmaması ve huzur için yoğun destek ve gayretleri takdir edilmek zorundadır. Doğmuş boşluklara düzen teşkil etmeğe çalışmışlardır.
Tasavvuf ve sanat ruhu aynıdır zira Tasavvuf gündüz rüyası, keşf alemi, ilham’ı kabuleder. Ki sanat psikolojiside aynı kabulden yanadır.
GORAVELLİ KAMİL SÖYLER NAĞILI
YADIMA TÜŞENDE CİĞERLERİM DAĞILI...
... bu üç saydığımız mücadele hattında Taşnakları, Gürcü Militerlerini sokmamayı başardılar.
Almanların Kafkasya’da Osmanlı’ya mütareke’de ters düştükleri buna göre de bir miktar asker bulundurdular. Ardından İngiliz Muzafferiyetine Mondros Mütarekesi gereği teslimi Alman Müttefiklerimiz yaptı. İngiliz ve Rus ittifaktılar. Taşnak ve Gürcü yarı resmi- resmi militerleri Çıldır’a hücum ettiler. Osmanlı Hükümeti tamamen güçsüzdü.
Kamil Ağa’nın yeğeni Hamit Erdoğan diyor ki:
" 27 şubat 1333’te bizim Osmanlı askeri Ardahan’ı aldı. Bir hafta sonra Kamil Ağa’yı Ardahan’a Askeri Alay’a çağırdılar. Hüseyin Avni Bey’le ben ve Kamil Ağa görüştük. H. Avni bey emir buyurdu ’ Kamil Ağa bizim Ardahan’da sivil memurunuz yoktur. O teşkilat kuruluncaya kadar siz, Dikanlı Hafız Efendi, Rasim Bey teşkilat kurup sivil işlere nezaret edeceksiniz efendim’, ’ Efendim Gürcü, Ermeni bizim Çıldır’a baskın yapıyorlar.’dedi Kamil Ağa. ’ Onlar bizi duydular daha gelmezler’ dedi. Üç kişi birde bunların üzerine bir de reis tayin etti Fazıl Bey isminde..."
Mondros Mütarekesi ve Kars’ta Seym Hükümeti kuruluyor. Çıldır mümesilleri: Goravelli Kamil Ağa ve Purutlu Kamil Ağadır. Yöre de Kamil Ağalar’a, KAMİL AĞALAR denir.
Mondros Mütarekesi gereğince askerimiz Ahıska’dan çekilmeğe başladı. Eyüplü olan Deli Halit Paşa Ahıska Atabek son Prens’inin serzenişlerine bir cevap veremez. ’Devlet işi’ der geçer.
M. Faucolt’un bulduğu siyasi kavram: ’SÖYLEM’ ta o zamanlarda haa!..
Server Bey’in incinmesini; bu izah gideremez. Deli Halit üstlerine çok sert çıkışmalar çıkar. Server Bey bu yiğit adamın elinden birşey gelmeyeceğini anlar ve daha kelam etmez: "Niye Ahıska’dan çekiliyoruz" diye. Server Bey kendi prens olduğundan Osmanlı Devletinin kudretini, zevalini görür, vede!..
Hüsrev Erdoğan söylüyor:
" Bir akşam üzeriydi. Göle’de bulunan ordumuzun paşa ..... oğlu Celal Bey, Kamil amcama ordumuzun ta.....dan Kars’ın alındı haberini göndermişti. Bu sırada köyümüzde, Purut, ile Suhara köylerinde bulunan Ermeni askerleri çekiliyordu. Giderlerken de Oltu’ya gideceklerini söylüyordular. Sonradan anlaşıldı ki Halit Paşa’nın Kars’tan Arpaçay’a doğru ilerlemesi üzerine Ermeni askerleri de Çıldır ve köylerini terkettiler.
Bu sırada Kamil Ağa, Halit Paşa ile görüşmek ve kendisinden Çıldır’ın kurtuluşu ile ilgili talimat almak üzere köyümüzden ağabeyim Hamit Ağa, Abbas oğlu Kara, Akif oğlu .... ile Purut’tan kamil Ağa’nın oğlu Paşa (Vural) Pikreşen köyünden Ağa Dede’yi Çıldır’dan Zarşat’a gönderdiler. Arpaçay’ın Peldirvan köyünde bu heyetle görüşen Halit Paşa kendilerinden bir gönüllü Çıldır Alayını teşkil etmiş acele buraya hareket etmelerini söylemiş ve yanlarına Hasan Nuri adında bir yüzbaşıyı Çıldır Alayına komutan tayin ederek beraber göndermişti.
Amıcam Kamil Ağa ağabeyimin dönüşünde durumu Purutlu Kamil Ağa’ya bildirdi. Görüşmelerinden sonra hemen harekete geçildi. Kendi köyümüzden Kamil Ağa ve ben dahil 45 kişi yola çıktık. Purut köyünde Kamil Ağa ve yakınları 30 kişi bize katıldı. Bu sırada Çıldır gölü yakınında bulunan İhsan Nuri Bey de bize katıldı.
Zinzal köyünden Dr. Esat Bey’’in kardeşi Emir Ağa ile 30 kişiden fazla köylü ile geldi. Civar köylerle birlikte Ağcakale köyünde toplam 200 kişi olduk. Bu sırada Aşağı Cambaz köyünden Atakişi’nin oğlu Halay, Paşadanlının Mehdi, Cambaz ve Kodalıktan Paşa, Mansur Ağa’nın kardeşi Kasım ile birlikte gelenlerle Cala köyünden toplam 500 gönüllü oldu. Yüzbaşı İhsan Nuri ağabeyim Hamit ile Purutlu Paşa’yı bölük komutanı yaptı.
kızılverana’ya geldiğimizde çevre köylülerle .... kişi çift köprülerde Urta, Meredis, Pekreşen, Gereşen, Taşköprü köylerinden gelenlerle birleşince 650 piyade ... atlı olmak üzere toplam 800 gönüllü Çıldır Alayını oluşturduk..."
Atatürk Kamil Ağa’ya milletvekili olma teklifi sunar. Cumhurbaşkanlığı Arşivinde belge bulunmaktadır.
Kamil Ağa’nın Atatürk’ün Kars’a gelişine yazdığı şiir vardır.
Kamil Ağa Kazım Karabekir ve Halit Paşayla görüşmüşlüğü vardır.
Tanrının rahmeti üzerine olsun!
Satırlar nihaiye’ye ererken; gençlik aşkı Ahıskalı, Gürcü kızı Hande Kişmiş’e yazdığı şiirle bitirmek isteriz.
ALEM BİZAR OLDU MENİM AHUZARIMDAN
AŞKDIR MENİ BU DERDE SALAN ÖZ İHTİYARIMDAN
EĞER SÖZÜNDE DURARSAN ÇIKARAM GÖNÜLDARIMDAN
İKRAR İKRARDIR ZANMA PİŞMANAM
y. yılmaz
09-11-2013
ardahan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.