Günümüz “elektronik”, bunu takiben bilgisayar veya elektronikle alakalı bütün teknolojiler, çok basit bir mantıkla ortaya çıkmıştır. Varlık ve yokluk...Nasıl mı?
İnsanlar tarih boyunca çeşitli şekillerde iletişim kurmuşlar,hep en hızlı ve etkin nasıl haberleşiriz? Bunun cevabını aramışlardır. Muhteşem doğa olayları şimşek ve yıldırımın incelenmesiyle yeni bir keşif yapılmış ve adına “elektrik” denmiştir. İlerleyen tarihlerde “mors alfabesi” kullanılarak, telgrafla iletişimde elektriğin gücü kullanılmıştır. Herkesin malumu olduğu tuşa basarak uzun ve kısa sinyaller gönderilerek ve arada tuşa basmayarak (bekleyerek) sinyaller arasındaki ayrım yapılmış. Sinyal var, sinyal yok; varlık ve yokluk...İşte bu basit mantığın bugün nerelere geldiğini görüyoruz.
Biri dünyadan göçüp gittiğinde; “öldü”, “yaşamıyor”, “yok” deriz. O artık yoktur, bizim için. Yokluktadır... Varlık, yokluk olmadan bir değer ifade etmez. Her şey zıtlıyla anılır. Varlığımızla bir değer ifade ediyorsak, o, yokluk sayesindedir. Yani o yok diye tabir ettiğimiz, varlığın ta kendisidir.
Bu dünyada olmasa da başka bir dünyada var olmak. Varlık ve yokluk sonsuzluğu ifade eder. Bizi yaratanın sonsuzluğu gibi ve bize bahşettiği sonsuzluk gibi...
Sonsuzluğun tadını çıkarın ve hep bu şuurla yaşayın. Dünyanın ve evrenin kanunları, Fizik , Matematik, Kimya... Bütün bilimler ...Her yarattığı gibi, bu evren kanunlar ve düzen üzerine yürür. O, bize gönderdiği peygamberlerle, kitaplarla, nasıl gerçek insan olunabileceğini, nasıl sonsuz mutluluğa erişebileceğini, kanunlarıyla (emirleriyle) göstermiştir. Bizde bizim için yaratılan bu evrenin kanunlar dizisine dahil olalım, böylece bu evrenin gerçek bir parçası olabilelim ve ölüme açılan kapıdan geçerek sonsuzluğa son adımımızı atalım. Bu dünyadaki varlığımız , bu dünya için yokluk olan, öbür var olan dünya için insan olma sürecinde gerçek bir kapı olsun...
Alemlerin Rabbına bizi yaratıp sonsuz yaşam hakkı verdiği için şükürler olsun. Bu hak asla ödenmez...

Şükür yalnızca Allah’adır...



ilker DOĞANAY
21/11/2012