SAMSUN SELE TUTSAKTI
SAMSUN SELE TUTSAKTI
O GARİBAN da ÇARESİZ!
O mahut gecede evinden kapıyı çarpıp çıktığında; gökyüzü delinmiş, bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun şırıltısına, öfke dolu ruh hali ve belli belirsiz homurtusu, tempo tutarcasına karışmıştı... Hüzzam vuruyordu sesler bam teline, akortsuz beynindeki bilinmezliklerine inatla... Adımları O’nu nereye götürebilirdi ki?!.. Islak ve çamura bulanmış kaldırımlar geçit tanımaz olmuştu... Yürümeye çalıştıkça, paçaları ağırlaşıyordu...
Aysız ve ayarsız gece intikam mı alıyordu acaba, neydi bu işkence?!.. Hıncı, garezi vardı kendisine karşı hayatın... __Öyle sanıyordu...__
... Bir başına kalmış gibiydi adeta...Ruhunu kaybetmişti belli ki... Ölü canlardan farksızdı... Rotasızdı ve debelendikçe batıyordu... __Deli dalgalarla boğuşan sandal gibi__ yalpa vuruyordu adımları... Derin iç geçirmeler, homurtulara tutsaktı.. Yürüdü battı, battıkça yürüdü...
Çıldırtan şey; beynini kemiren olumsuzluklardı...Düşündükçe, duyguları benliğini saran yumrulara dönüşüyor; büyüyor, büyüyordu...Sonra, körkör düğüm oluyordu yumaklar halinde, ucunu bulamadığı, çözüp rahatlayamadığı... Binlerceydi yumaklar...Binlerce!...
Hayatı sanki, dumura uğramıştı ve düşünmesine geçit vermiyordu çözüm için hiçbir şey...Ne yapsındı?
Kazandığı üç_beş kuruşun hesabını yapmalıydı oysa... Zaten kısıtlydı bütçesi. bakmakla zorunlu olduğu bir ailesi vardı. Yama, yırtığı kapatamıyordu bir türlü...Ölsün’müydü?..
Çoluk_çocuk, aç bî ilaç, sersefil, ekmek bekliyorlardı...Başlarını sokacak bir evleri olmuştu evet...
...Kıt kanaat geçindikleri paralarından arttırabildikleri ile yapabildikleri en değerli şeyleriydi, ’yuvam diyerek barındıkları,, tüm yaşamlarını giz gibi korudukları mekanları...
...
Dalgın, kırgın, yorgun, öfkeli, tepeden tırnağa sırılsıklam ve umutsuzdu o mahut gece her nedense!? __kendisini sokağa dar attığında__
Rahatlamanın yolu bu olmalıydı belki de, öyle sanıyordu...
Sonra birden...
İçine korku düştü...
’Bu gidiş, hayr’a alâmet deği!,, diyordu içinden bir ses O’na...
Sanki, isyanının blançosunun ağır olacağını hissediyor gibiydi...
Öfkeyle kalkan, zararla otururdu sonuçta...
...
Ani kararla
Kendi ekseni etrafında yüzseksen derece çark edip döndü ...Evinin yolunu tuttu..
Yaşam umuttu. Unutmalıydı o gece evindeki tartışmayı. Kader utansındı!.. Yarın başka bir güne gebeydi mutlaka, _öyle olsun istiyordu_
Sabah güneş doğacak, O’na da gülümseyecekti belkide!..
Kim bilir, kim bilebilir, belli mi olurdu?!.. Rızık kapısı açılacak, nafaka parası kazanacaktı...
...
__(((:HEYHAT!...
Ne görsün?!..
Kader kötü oyun oynamıştı bi kez daha..
Donup kalmıştı...
Gözleri faltaşı gibi açılmış, beyninde imlası bozuk tümceler ve noktalama işaretleri acaba çemberinde fasit daireler çiziyor, çiziyordu...
Keşkelere yenik düşmüştü şimdi...
Ya Rab neydi bu!? Düş mü, düşüş mü, çöküş, ya da ders mi?!
Evi balçık deryasında kaybolmuş, sevgili eşini ve de biricik yavrularını sular, sürükleyip götürmüştü!..Geçindirmek için tasassına düştüğü ailesi şimdi maziye gömülmüş, yaşam kat be kat kaygı, işkence dert ve kedere dönüşmüştü...
...
Ah!!..
Nice bin bekleyecek, nice umuda yelken açacaktı bundan böyle!!!
Rüzgârsız havada, azgın denizde, engelli karada, nice çırpınacaktı!?..
Kendisine verilen, reva görülen, ömrünce oynayacağı rol, bu muydu? BU mu olmalıydı ya da!..
Başını avuçlarının arasına aldı, ağladı, ağladı, ağ... Haykırdı!. Sesi sel sularına karıştı...
________Kimine kavun yediriyordu felek, kimine kelek.. O’na kalan ise...
Hikaye, hayatın getirdiği gerçekti...
Kim, kime ne söyleyebilirdi ki?...
Güler TURAN(babidim)
NOT:
HAYIRLI RAMAZANLAR Olsun hepimize İnşaÂllah!..
__________Daha fazla uzak kalamadım sizlerden, dün gece döndüm, değerli arkadaşlarım...
Sonsuz saygı ve sevgilerimle, gününüz, gönlünüz aydın olsun diliyorum!......
Güler TURAN(babidim)
YORUMLAR
çok güzel bir yazı okudum sayfanızda Güler Hocam. O olaydan bir gün sonra oradaydım çamur deraysıydı yollar, dozerler, kepçeler çalışıyordu harıl harıl. Gözlemlediklerim dere ağızlarının akış genişliği asfalt alt geçitlere gelince köprülerin derelerin akış yollarını daralttığını gördüm ve çok üzüldüm o dereler gelişi gibi çıkışı da olmalıydı yazık oldu insanlara. Oradan Ordu'ya geçtim teleferik sefasından sonra Trabzon ve akşamı Rize'ye vardım. Ertesi gün Batum'a geçtim, dönüşte Ayder ve Uzungöl gezilerimden on gün sonra tekrar Fethiye'ye döndüm. bu güzel yazınızı tebrik ederim saygılarımla...
BAKTIĞINIZ ZAMAN SOMUT OLMASI AÇISINDAN BİR KADINA AŞIK OLUYORSUNUZ.ÇOK GÜZEL YÜZ FİZİK OLARAK AMA GÜZELLİK O DEĞİL.BELKİ KAFKA NIN ANLATTIĞI GİBİ YAŞLI KADINLAR DAHA GÜZEL BELKİ BAŞKA ŞEYLER.İYİNİN TANIMI YOK KÖTÜNÜNDE YOK.BAZEN KAFAM ATIYOR BÜTÜN GÜZELLİKLERİ YOK ETMEK İSTİYORUM GERÇEKTENDE.GÜZELLİK DENEN ŞEY NE.GÜZELLİĞİN BEŞ PARA ETMEZ BU BENDEKİ AŞK OLMASA DEYİŞİ AKLIMA GELİYOR GERİ GİDİYORUM.AMA BAZEN GERÇEKTEN ÖLDÜRMEK İSTİYORUM BÜTÜN GÜZELLİKLERİ.VARSA BULUP YOK ETMEK PARÇALAMAK İSTİYORUM.BİR İNSANA İLK MANADA HEMEN ASILIYOR MANTIĞI VEYA BEN GÜZELİM BUNUN AMACI BUDUR MANTIĞI MİDEMİ BULANDIRIYOR.KEŞKE HAYAT HEP ÇİRKİNLERDEN DOLU OLSAYDI .ONLAR ÇOK DAHA GÜZEL.HAYAT KAFKA NIN ROMANLARI GİBİ GÜZEL OLSA KEŞKE.
babidim
BAZEN KAYBOLUŞLAR YENİDEN VAROLUŞTUR.DOĞADA BİR CEYLANI PARÇALAYAN ASLANA NASIL ACIMASIZ GADDAR YARATIK OLARAK BAKAMAZSAK DOĞANIN BİZE YAPTIĞI BİZİM KENDİMİZE YAPTIĞIMIZ EN ADİ SUÇLARI BİLE HOŞ GÖRMELİYİZ.YADIRGAMAMALIYIZ.BU DÜNYADA HERŞEY VAR.SELLER ÖLÜMLER ÇOCUK TECAVÜZCÜLERİ KATİLLER SONUÇTA HEPİMİZİN YAŞADIĞI DÜNYAYA TANRI PEYGAMBERLERİNİ GÖNDERMİŞ AYNI HAVAYI NEFES ALIP VERMİŞİZ.İYİ VE KÖTÜLÜK DEVAMLI SAVAŞ HALİNDE VE BİZ İYİLİĞİN GALİP GELMESİ İÇİN TANRIYA YARDIMCI OLMALIYIZ.
babidim
yorum için de çok eşekkr ediorum.. Allaha enmanet olunuz1
beybaba25
babidim
Elimiz mahkum!..
Yorumunuz için sonsuz teşekkürler efendim, sağolunuz!...
Çok güzel bir hüzün yüklü yazı okudum mahir kalemin yürek sesinden. Hoş değil üzücü fakat talihsizlik gelip vuruyor kaderde olanda yaşanıyor... Duamız olsun Mevla bir daha böyle felaketler fermesin diye.. Allah yartığı kuları her türlü felaketlerden korusun... Hayırlı ramazanlar...