- 2851 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Gönül İnsanı Olabilmek..
Gariplikten maksat, ne sözü , ne davranışı birbiriyle bağdaşmayan insanlar.
Bu tip insanlarla tanıştığınızda, önce bir karakter resmi çizerler, aklınıza ve gözünüze.Kendilerini üç- beş fiyakalı ( bilgiç ) kelime ile süslerler.
Çoğu da yabancı dildir, siz bilmediğiniz için pek anlayamazsınız.
Bu bilmezlik onun nazarında sizin puan kaybınızdır !
Daha ilk gün de , ilk anda başlar, ben buyum ,ben böyleyim demelere.Size , kendisinin sizden farklı olduğunu kabul ettirene kadar devam eder karakter atmaya.
Doğru başladığını zanneder !
Doğru anlattığını kabul eder !
Doğru nasıl bulunur o söyler !
Herkes yanlış, o bay doğru !
Sonra ne olduğunu anlamazsınız, aniden değişirler.
Sinirli , ısrarcı, anlaşılmaz biri olur karşınızdaki..Kendinize soru sorarsınız , farkında olmadan bir söz mü ettim ?
Oysa siz , iki cümle dahi kurmadınız , kurdurmaz böyleleri.
Sürekli ,sizin konuşmanızı düzeltir ve siz bütün şevkinizi kaybedersiniz. Ve doğal olarak az konuşursunuz.. O halde siz sebep değilsiniz o kişinin bu tutumuna ...Tuhaflık o kişide vardır. Davranışları ve sözleri uyumsuzdur.Yani söylediği gibi davranış sergilemiyordur.Bu da normal değidir.
Neymiş ?
Büyüklenmek
Kibirlenmek
Kendisini övmek
Maske arkasına gizlenmek
Dünyanın mürekkebini de yutsa
Gönül adamı olamayınca neye yarar ?
Gönül İnsanı Olmak ..
Adamın biri köylük yerde çiftçilik yaparak, kazandığı az buz parayla tek bir oğlunu okuması için şehre göndermiş.
Oğlu, okul tatillerinde babasını ziyarete gelip gittikçe , babası sürekli oğlunun yaptığı her ne iş olursa olsun beğenmez, senden bir şey olamaz dermiş.
Oğlu bu duruma hırslanır ,içinden gör bak nasıl adam olacağım.
Ve okulu bitirip bir İle Vali olmuş.
Masa başında , takım elbise içinde, emrinde onca ilçe, köy kolay mı ?. Şimdi babam beni görsün de anlasın , adam olmuş muyum , olmamış mıyım ? der
Birini görevlendirir, falan köyde filan adamı alın buraya getirin diye emir verir. Emir yerine getirilir,babası karşısında oğul da masa başında oturur, hiç istifini bozmadan
’Baba, bana sürekli senden bir şey olmaz derdin.
Ama ben Vali oldum
Şimdi de, de bakalım senden bir şey olmaz diye’….
Babası içten bir ’vah, vah’ çekip oğluna dönmüş , ihtiyar ve yorgun babasını ayağına getiren Vali de olsa, yok oğul yok senden adam olmaz ! Der ve gider.
Bu hikaye burada bitmez ama , kıssadan hisse almak isteyen anlar, sözün kısası makbuldür.
YORUMLAR
Sayın Göktürkmen,
Yazı içeriğinde akıldan bahsettiğimi sanmıyorum...İncelikten, hassaslıktan, bir de gönül güzelliğinden bahsediyorum.Size hitap etmiyor yazım.
İnsan tanımı yaratıcıya has tanımdır.Bir insan diğer insanı tanımlayamaz..Yüzeysel olur yapılan tanımlar...
Saygılarımla...
hüzünlüşarkım tarafından 2/2/2009 11:48:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ne güzel anlattınız...Ve teşekkür ederim.......Gönül gözü ile bakıp anlamak, bu göz ile görenlerden olmak ayrıcalıktır.Bu göze sahip olmak her gönüle has duygu değildir.
Bilgi paylaşılmadıkça bilgi olmaz.Dibini aydınlatmayan mum gibi yanıp, eriyip biter..Adap, edep, erdemli yürekte barınır.
O yürekte kendisini yaratanı barındıran yürektir.
Katılımınıza çok çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
hüzünlüşarkım tarafından 2/2/2009 6:36:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
ben nasıl bir adam olduğumu bilemiyorum. daha doğrusu adam mıyım, değil miyim onu da bilmiyorum. insan olduğumuuz için ister istemez içinde yaşamak zorundasınız toplum denen olgunun, insan denen çokluğun. lakin anlayamadığım ya da anlamaktan çok şaşkınlık yaşadığım o kadar çok şey var ki.
bir iki örnek vermek istiyorum. 15 yıl kadar önce bir ramazan gecesi Ankara Kocatepe Camii yanında kitap furında o zaman henüz ortaokulda okuyan yeğenimle gezip kitaplara bakarken, kalabalığın yoğun olduğu bir kitapçı reyonuna gelmiştik. kalabalığın nedenini sordum. kitapçı ilahiyatçı bir yazarın burada olduğunu, etrafındakilerinde üniversite öğrencileri olduklarını, yazara kitap imzalattıklarını söyledi. yazarın bir kaç kitabını okumuştum ve tanımayı isterdim. ona yaklaştığımda konuşuyor olduğunu görünce dinlemeye başladım. o yıl islam birliği konferansına katılmak üzere gittiği mısır izlenimlerini anlatıyordu. dikkatimi çeken bir cümle unutamadığım:" 70 küsür islam ülkesinden temsilen gelen 70 küsür ilahiyatçı "islam nedir?" sorusuna kendi sayılarınca farklı anlam verdi ve inanır mısınız ikisi dahi aynı anlamda karar kılamadı. "
dile getirdiğiniz bu gerçek cehalet karanlığından çıkamamış insanların özelliği. oysa islam barış demek, allahın yarattığı evrende doğa yasası denilen yasaya uygun hareket etmek kısaca allaha teslim olmak demek iken nası 70 farklı anlam çıkarılır bu kelimeden anlaşılır değil.
3- 4 gün önce davosu duymayanımız kalmamıştır. başbakanımız kendine yapılan haksızlığı başbakan olma sıfatuyla ülkeye ya da temsil ettiği millete yapılmış olarak kabul telakki edip toplantı alanını terkediyor. bizler olayı seyrederken yorumlar başlıyor. bir kısım arkadaşlar diplomasiye ters görüşünü savunanlara katılıyor. bir kısmı oh be , işte bu. başbakanımla gurur duyuyorum diyor ve arkasından karşılıklı tartışmalar terbiye boyutunun dışına çıkacak raddeye geliyor. kimse düşünmüyor ne dediğini. dediklerinin doğruluğunu. oysa şunları bulabilirdik:
1/ diplomasiye ters ise madem diplomasiyi bilmeyen birisini ne diye seçtik. yok seçtiysek diplomasiyi biliyor diyerek seçtik. neden başkalarının başkanı ya da oturum yöneticisi haklı oluyorda bizim başbakanımız hatalı oluyor. bizim başkanımız bizim seçtiğimiz ise o biziz. halk olarak, tepki olarak, duygu ve düşünce olarak liderin yanında olmak gerekirken hangi mantık karşı çıkmayı gerektirir anlayamıyorum. rahmetli ecevit başbakanımız iken malum resme de aynı yorumlar yapılmıştı. arkadaşlarıma, yahu bu bir resim sadece, ne öncesi var ne sonrası. nasıl başbakanımızı küçültürsünüz demiştim o zamanda. senin ne olduğunu anlayamadık diyorlar bu defa. çevirin sayfayı ve düşünün diyorum. bağdat bombalanınca üzülüyor musun? evet diyor. filistin gazze ? ona da evet. peki ikiz kulelere? hayır. neden peki? amerikaya az bile diyor. öylemi orada yaşayan insan değil mi. orada ki insanları yaratan allah değil mi.
bu tür mantıklar bizi adam edemiyor ne yazık ki.
2/: herkes en iyi hangi işten anlıyorsa elinden gelenin eniyisiyle yapmalı. yarım yamalak mduyumlarla kendini en akıllı görmemeli. hepimiz insanız ve her birimizin cevheri farklı. doğadaki elementler gibiyiz. birbirimize muhtacız. bir ve beraber olursak tam oluruz. bu anlayışta gönül adamlığı ile mümkün olur.
yüreğinize sağlık diyor. saygıyla selamlıyorum sizi.
eminali tarafından 2/2/2009 5:12:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
eminali tarafından 2/2/2009 5:15:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kitap yüklü merkep :)
İlginç ve yerinde bir deyim oldu...Bütün hayatlar Allah' a adanır elest bezminde.Söz verir ruh, yaratılırken, dünya hayatı unutturur bu verilen sözü, kibirlenir insan , her iyi işi kendinden bilir nefs ..vah ki vah !!
Katılımınız için Teşekkür ederim..Saygımla.
hüzünlüşarkım tarafından 2/2/2009 11:52:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
gönül insanı olabilmek çok güzel bir şey fakat çok zorlu yolları vardır
gönül insanında benlik olmaması lazım her konuda önce karşı tarafın haklı olduğunu düşünüp değerlendirmesi lazım her doğruyu heryerde söylememesi ve bildiği doğrularıda saklamaması lazım vel hasıl gönül insanı olabilmek için hayatını ALLAH'a adaması lazım
yani kitap yüklü merkep olmaması lazım
düşüncelere ve görüşlere saygılar sunarım