BUDUNCULAR
Başını "Cenk Tozkoparan" ın çektigi ve kendilerini "Buduncular" diye
adlandıran bu kesim Türkiye’nin çok ciddi olarak bildiği araştırmacı
yazar sayın Hulki Cevizoğlu’nun "cevizkabuğu" programına konu olmuştu.
Cenk Tozkoparan’ında telefonda konusmacı olarak katılmasının ardından
bir çok gazeteler de köşe yazarları bu konuya değinmişti.
Bir çoğuda bu konuyu çarpıtarak köşelerine taşıdılar.
Amaç yeterki MHP’yi Türk Milletinin gönlünden uzak düşürsünler.
Birileri ciddiyetsiz ve samimiyetsiz olarak görse de, her hareket
besin kaynağını gençlikten aldığından, kendilerini "Buduncular" diye
adlandıran bu kesimin içinde azımsanmayacak bir gençlik olduğu
gerçeği ortadadır.
Buduncu ismi ile Türkçülük düşüncesi içinde olanların Türk
Milliyetçiliği fikriyatından uzak bir fikir başlatmış olmaları hiç
şüphesiz sistemin çarpık zihniyetinin bir ürünüdür.
Hele içinde bulunduğumuz koşullar da, kafalar da oluşan soru
işaretlerini gideremeyen sistem, Türk Milliyetçiliği düşüncesinden
uzak, düşmanın ekmeğine yağ sürecek tarz da gelişen "Buduncular`a
zemin hazırlamaktadır.
Kaldı ki Türkiye de Türk’ün adeta horlandığı bir dönemi
yaşıyoruz. Kırgınlıkların ve kızgınlıkların başka bir ifade şekli
olan "Buduncular" ağır ama kendinden emin bir şekilde yol alıyor.
"Sırrı Yüksel Cebeci" gibi Tercüman gazetesi yazarlarınında
bilmeden bu düşünceye zemin hazırladığına şahit oluyoruz.
Buduncular’ın kendilerini ifade şekliyle, kaynağını beş bin yediyüz
yıllık Türk tarihinden alan "Buduncular" kendilerininde bilmediği
bir yolculuğa çıkmış gibi görünmektedirler.
Bütün samimi duygularımla, sahte Türkçülerin cirit attığı bir
ortamda Kendilerini "Buduncu" diye adlandıran bu kesimin
samimiyetine inanmak istiyorum.
Anlaşılan o ki Sırrı Yüksel Cebeci bey de başını Cenk Tozkoparan’ın
çektiği bu faaliyetten etkilenmiş olmalı ki övgü dolu sözleriyle
hareketi destekliyor.
Kendini siyasi arena da yıllarca ifade etmiş ve ispatlamış MHP’yi
çiğner mahiyette Buduncular denen kesimi adeta ihya ediyor.
Sırrı Yüksel Cebeci söz konusu makalesinde diyor ki: "Nihal Atsız`a
bağlı Türkçüler ile Türkeş`e bağlı Ülkücüler`in kimyaları geçici
bir balayı dönemi dışında pek uyuşmadı. Ancak, Nihal Atsız`ın 1975
yılında ölümünden sonra bir süre kararsız kalan Türkçü gençler,
yavaş yavaş ülkücülerle birleşmeye ve birlikte hareket etmeye
başladılar. Bir kısmı ülkücülerle kaynaştı, bir kısmının kaynaşması
ise mümkün olmadı."
Bunun adı şudur, Atsız ve Türkeş beyi iki onmaz düşman gibi
yansıtmak, olmadık bir zamanda kafa karıştırmak, Türk
Milliyetçilerinin önünü kesmek, bölmek, parçalamak, yada gelecekte
oluşacak gerçek vatan sevdalılarının arasına nifak sokmak. Bunun başka tarifi yoktur.
Kaldı ki bütün inançları tıpkı "Karl Marks" zihniyeti
gibi "morfin" olarak gören Cenk Tozkoparan hareketi, geçmişe özlem
duyan nostaljik bir hareket olarak kalacaktır.
Yüce Türk Milleti nezdinde bu tür hareketler bir teveccüh
bulamayacaktır. Atsız’ın fikir ve eylem bazında Türkçülüğünü bilmeyen
yoktur.
Hayatı boyunca siyasete sıcak bakmamış, siyasetin içine kendisini
çekenlere karşı daima uzak durmuş, bu en büyük Türkçü, inanç
bağlamında da yanlış anlatılarak "dinsiz" gibi gösterilmek
istenmektedir. Bu bağlamda "Buduncu" lara bir kaç sorum olacak.
Adına Türkçülük dediğiniz ve çıktığınız bu yolda beraberinizde
yürüyecek kalabalığı nasıl bulacaksınız?
Rahmetli Türkeşi Atsız beğin karşısında onmaz bir düşman gibi
gösterme sevdanızdan ne zaman vazgeçeceksiniz?
Büyük Türk Atatürk’ü "Başbuğ" diye nitelendirirken bunca yıl Atatürk’ü
kendi çıkarlarına alet etmiş sahte Atatürkçüler’i bile içinize
almanızı nasıl anlatacaksınız?
Nasıl hazmedeceksiniz?
İnanmış bir toplumun, İslamın kılıcını sallamış bir ırkın
inançlarını görmezlikten gelerek, rüzgara karşı tükürme sevdanızdan
ne zaman vazgeçeceksiniz?
Bir ve diri olmak zarureti varken, hele içinde bulunduğumuz bu zor
dönemde tarihi misyonu ve görevi ağır olan bir partiyi düşman
görmeniz ne kadar mantıklı ve gerçekci?
....
Herne kadar sayın Hulki Cevizoğlu’nun programına konu olsa da, temelde
inanç kaynağı olmayan fakat sözde "şamanist" olan bu insanların
inanç ekseninde zaafları kalabalık yürümelerine ve ciddi manada
destek bulmalarına engel olacaktır. Ve yarınlara emin adımlarla
yürüyen Ülkücü hareketin önüne gereksiz bir engel olmaktan başka
bir işe yaramayacaktır.
Türkçüyüm diyerek Türk Milliyetçiliğinin önünü kesmek hangi
Türklük de yazar? Kaldı ki Atsız atanın kemiklerini sızlatanlarda bu
hareketin sözde Türkçüleridir. Kavramların iyice birbirine girdiği
ve kimin kim olduğu bile belli olmayan bu kargaşa da bilgisine
güvendiğim bir abimiz,
( buduncuların Türk olduğu ne malum veya onu destekleyenlerin? )
diye sormuştu. Hiç şüphesiz kendini demokratik
koşullarda ifade edemeyen parti veya her hareket tarihin çirkef
çöplüğünde yer almaya mahkumdur. Bu ülkenin inançlarını ve ülkülerini
demokratik yollarla ifade eden partileri vardır.
Demokrasiyi tıkayarak inançları yok sayarak yol katetmeyi düşünenler
yüce Türk Milletini tanımıyor demektir.Gerisi ırkçılıkdır ki
Türklüğün hiç bir tarihinde bu kara leke yoktur. Kimseninde bu kara
lekeyi sürmeye hakkı yoktur. Yüce Türk Milleti bu tür, çağın
gerisinde kalmış akımlara itibar etmez.
"Buduncular" Ülkücüler’i Kürt’ün hasmı gibi görerek, Ülkücüler’i
küçümseme ve hakaret etme yönteminden vazgeçmelidir.
Ülkücü hareketi karşısına alanların geçmişdeki hallerinden ibret
alamayanlar,Türk gençliğinin heyecanını kullanmamalıdır.
Buduncular’ın kendi sitesinde bir yazı çok dikkatimi çekti. Orada bir genç haykırıyor.
"Tamam şamanizm bizim ata dinimiz.....
Ama o atalarımız müslümanlığın daha üstün bir din olduğunu düşünerek
müslümanlığı kabul etmişler...
Şimdi bu şekilde hareket etmenin amacı ne? " diye soruyor ve ekliyor
( hem Türk hem müslüman olmak bu kadar zormu?)
Sanırım birilerince zor. Zor olan başka birşey daha var.
Oda Yüce Türk Milleti’nin gönlünde yer bulmak.
Kolay olanı ise boylarının ölçüsünü almak. Müslüman bir Türk evladı
olarak demokrasi ve hukukun yollarını takip eden Türkçüler’e
sesleniyor, Türkçünün yeri Ülkücü harekettir diyorum.
Gerisi boşluğa resim çizmektir ki boş işlerle uğraşmak Türk’ün işi hiç olamaz.
.......................
K. Kurultay
YORUMLAR
CÜMLETEN S.A.BENİM NİCİM BÖRÜ BUDUN SAYIN HOCAM NİCİMİN DERİNLİĞİNİ DE ENGİN BİLGİLERİNİZ İLE AYDINLATIR MISINIZ? EMEĞİNİZE SAĞLIK. DIŞARDAN İTHAL EDİLEN YOZLAŞMA HAREKETLERİ İLE BİRÇOK FİKİRLER, BU TOPLUMA DİKTE ETMEYE ÇALIŞILIYOR. GERİCİ VE MEDENİYETSİZ DİYEREK KARŞI FİKİRLER ÇÜRÜTÜLÜYOR. EVET MODERN VE AYDINLAŞALIM ÇAĞDAŞ MEDENİYETLERE YETİŞELİM, ANCAK BİZİM TOPLUMUMUZUN KABULLENEBİLECEĞİ DEĞERLERİMİZE UYGUN OLANLARI ALALIM. GERİSİ ZATEN ABUK SUBUK İŞLER.ŞUCU BUCU ONCU OLMAK GEREKMEZ İNSAN OLMAK YETERLİ DE DİYEBİLECEĞİMİZ BİR ZAMANDA DA DEĞİLİZ. ZAMAN ARTIK ' YA İSTİKLAL YA ÖLÜM ' ZAMANI.
Sanırım birilerince zor. Zor olan başka birşey daha var.
Oda Yüce Türk Milleti’nin gönlünde yer bulmak.
Kolay olanı ise boylarının ölçüsünü almak. Müslüman bir Türk evladı
olarak demokrasi ve hukukun yollarını takip eden Türkçüler’e
sesleniyor, Türkçünün yeri Ülkücü harekettir diyorum.
Gerisi boşluğa resim çizmektir ki boş işlerle uğraşmak Türk’ün işi hiç olamaz.
sana göre
...
buduncusu oduncusu
daha çok ekmek yiyeceğiz sayın türkolog
ocu bucu sucu
bunların toplulumumza dayatılan bizi bölen yıkan parçalayan aptallıklar olduğunu ne zaman anlayacağız.bir ülkenin gençliği okumadan araştırmadan eleştirmeden incelemeden soruşturmadan ne çabuk sucu bucu oluyorlar.tarihsel toplumsal dinsel gerçeklerin ışığında neye nasıl inanacağımızı bilemiyoruz.
temeli bozulmuş tevrattaki saçmalıklara dayanan ideolojilerin ne çabuk aşığı oluyoruz.bu mudur aydın okumuş insan modeli.kafam almıyor artık...