Yazının başlığı annem olsun mu?
İçimdeki bir dürtü bana on beş dakikan da olsa yaz bir kaç cümle diyor. İçinde dışarıya çıkmak
için öne doğru atılan sözcüklerin dizginini salıver. Mümkün ise tabii bu böyle eğersiz, semersiz
vahşi, ya da özgür bir at gibi sayfada koşuşturmak. Koşarken de fincancı katırlarını ürkütmemek.
Bu yazmak duygusu az önce şiirime yorum yazan bir arkadaş verdi. Size yetişemiyorum dedi, çok
yazdığımı ima ederek. İçimde dışarı çıkmaya yelten öyle kümelenmiş şiirsel tümceler var ki der
gibi otursam her an şiir yazarım dedim. O anda neden hemen yazmıyorsun geçti..
Oysa yazmaktan çok eylem gerekli bana da, herkese de. Anneme dün de gidemedim. Acaba beni
çok beklemiş midir? Uyuklarken bir ara gözlerini açtığında beni göremediğine üzülmüştür. Bu kız
yoksa yine Ankara’ya mı gitmiştir demiştir. Karşı kanepede aynı kendisi gibi uyuklayarak sözde
dizi seyretmeye çalışan, tespihi yere düşünce uyuduğunu anlayan dayıma seslenmiştir:
- Sırrı yoksa bu kız, yine Ankara’ya mı gitti. Sana bir şey söyledi mi?
Gözlerini kırpıştırarak açmaya çalışan dayım:
- Öyle bir şey söylemedi ama.. bilmiyorum ki abla.. belki de gitmiştir..
Saate bakıyorum saat sekiz. Anneme gitmeliyim. Bu yazıya ayırdığım süre doldu. Annem ve dayım
yemeğini yemiş, karşılıklı kanepelerdeki yerlerine oturmuştur.
Şiirsel bir şeyler yazmak istiyordum.Anne sözcüğü başlı başına bir şiir değil mi? Bilirim ki ona kahve
yapıp birlikte içerken konuştuğumuz bir kaç cümlelik konuşma, ona ilgimi, sevgimi duyumsatmak
bile annemi mutlu ediyor. Sahi annemin mutlu olduğunu hissedecek başka ne nedenleri var?
Madem ki annemi düşündürdü en çok. Gitmeliyim..
Yazının başlığı annem olsun mu?
12. 04. 2016 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
ne güzel
elini öpüp hayır duasını alacağın
bir annen var
şimdi kıskandım seni.
glenay
Annem beni her zaman sevgiyle karşılar.
Sanki her zaman açmışım gibi ne varsa yememi ister.
Şimdi bir de dayım var annemin yanında. O da öyle.
Akşam gittim. Önce yemek ye dediler. Karnım tok deyince
portakal ye diye ısrar ettiler. :)
Allah annelerimizi başımızdan eksik etmesin. Bir o kaldı..
Çok teşekkürler,
selamlar..
Anne, anneyi anlar diyorum bunu okurken, Sizin yerinize koyuyorum kendimi bir an ve düşünüyorum, bu kadar duyumsayarak yazıp Anne mi görmeye gider miydim.? Yüzde 10 olasılık. Ama, anne olsaydım kesin giderdim geçiyor içimden oysa babayım işte..Kadın olmak biyolojik yönden erkeğin çok ötesinde zaten, ve fakat bunu bir erkeğin anlaması çok zor. O yüzdendir çelişkiler hiç bitmiyor aramızda. Uzaklarda yaşıyorum Annemden. Geçen yıl 50 gün gidip baktım Anneme.Hemde sadece 2 saat izin yaparak günde. Ama, yinede Ablamların yaptığı kadar yetemedim gereksinimlerine..Kadın olmak ayrıcalık Bence...Başlığına Anne koymayın yazının. VEFA yeter. Kadın için, İstanbul da bir semt adı olmaktan çok öte..Selamlar, dostça Sevgilerimi sunuyorum.
glenay
Üç kız, bir erkek dört kardeşiz.
Ben yıllarca annemle birlikteydim,
ona bakmak demiyorum birlikte
birbirimize destek olduk.
Şimdi iki kız kardeşim gündüz ilgileniyorlar annemle.
Ben de akşam gidiyorum. Birlikte kahve veya sütlü kahve
içiyor, konuşuyoruz. O annemin mutlu olmasına yetiyor.
Siz de gidin annenize.
Anneler erkek çocuklarını daha çok severler.
Onlar seyrek gitse de..
selamlar..