- 688 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sen Benden Önce Kendini Tanı
SEN BENDEN ÖNCE KENDİNİ TANI
Ben kendimi anlayıp tanımadan seni anlayıp tanımaya çalışmam yanlış olur. Yaşadığımız hayatta hepimizin yaptığı en büyük yanlış bu olsa gerek. Onun için ben, ne kendimi anlayıp tanıyorum. Ne de seni.
Bu konuda sen de benimle aynısın. Hepimizi yaratıp var eden Allah, hepimizi birbirimize benzer yaratmış olsa da yine de hepimiz birbirimizden çok farklıyız. Herkeste her şeyden az çok var. Buna akıl ve düşüncede dâhil. Bunların bazen azlığı bazen çokluğu bizlerde bazen kusur, bazen maraza, bazen de zengin ve varlıklı, bazen de fakir ve yoksulluğumuzu oluşturur.
Ancak aklını kullanıp düşünenler için bütün bu sebepler bizim kötü kaderimiz olamaz. Olmamalı da. Olsa bile bunları biz başka pencerelerden bakarak elimizden geldiğince olumluya çevirip hayatı renklendirip zenginleştirmeye çalışmalıyız. Çünkü hiç birimiz kusursuz ve marazasız değiliz. Hepimizin kusur ve marazası birbirinden farklı farklı olsa da hepimizde de bu kusur ve marazalardan az çok var.
Biz bunların, bizde var olduğunu bilip öğrenip kabul edersek, biz kendimizi az çok tanımış oluruz. İşte o zamanda nasıl bir hayat yaşayıp, yolumuza nasıl devam edeceğimizi de az çok biliriz.
Yaşadığımız hayat içinde herkeste her şeyden az çok var olduğunu bilip öğrenirsek her halde yaşayacağımız hayatı daha kolay kabul edip yaşayabiliriz.
Ancak bütün bu farklılıklarımızı yaşadığımız hayat içinde zamanla öğreniriz. Öğrendikçe de hepimizin bir birimizden ayrı kusuru, birbirimizden farklı ihtiyaçlarımızın olduğunu anlarız. Bu hal bizi birbirimize yaklaştırır. Birbirimizi tanıyıp anlamamızı kolaylaştırır.
Hepimiz bir birimizden farklı yaratılıp, farklı şeylere ihtiyaç duysak da yaratılışımız itibariyle hepimiz insan olarak birbirimize benzeriz. Birbirimizden farklı yaratılmayıp benzer oluşumumuz. Bizi birbirimize karşı üstün kılmaz. Benzer yapar.
Hepimiz her ne kadar birbirimize benzer olsak da özelliklerimiz ve ihtiyaçlarımız doğal olarak birbirinden farklıdır. Bizler bu farklılıklarımızı ortaya koyup anlayıp anlaşmadan huzur bulup mutlu yaşayamayız. Onun için hepimiz bu farklılıklarımızın farkına varıp, insan olmanın ortak özelliği üzerinden zenginliğimizi oluşturmalıyız. Bu bilince erişmeden ülke zenginliğini de oluşturamayız. Onun için bu bilinci bir an önce oluşturmaya çalışmalıyız. Bunun yolu da her şeyden önce kendimizi tanıyıp bilmekten geçer.
Hiç kimse kendi farkındalığını ortaya koyup, kendini tanıyıp anlamadan bir başkasını tanıyıp anlayıp sevemez. Ona güvenip verip, güven duyarak ortak bir hayatı yaşayamaz. Onun için insan önce kendine bakıp, kendini öğrenmeli. Kendine güven duyup, güven içinde yaşamalı. Kendi benzerlerini kendine çeksin.
Kendine bakmadan bir başkasına bakıp, onda kusurlar arayıp bulmaya çalışmasın. Onun için kendini herkesten kusursuz görüp, kusursuz saymasın. Karşısındakilere gözünü kapatıp ağzını açarak akla hayale gelir gelmez her şeyi söyleyemesin. Onları küçültüp hakir görmesin. Küçültüp aşağılayamasın. Karşısındakine kışkırtıcı sözler söyleyemez. Haddini aşıp söylerse, o zamanda kendine eş, dost, ahbap bulamaz.
Hayatın dengesi ölçülü yaşamakla sağlanır. Onun için hiç kimse kendini kusursuz sayıp karşındakileri acı sözleriyle yaralayıp, onları kırıp incitirse bu seferde kendini toplumdan uzaklaştırıp yalnızlaştırır.
Farkına varmadan şişirdiği egosuyla da yaşarken maalesef ihtiyacı olan kişileri hiçbir zaman yanında bulup, yanında göremez. Bu da kişiyi üzüp yıpratır. Çünkü insan sosyal bir varlıktır. Dolayısıyla sosyal hayatın içinde kalıp, içinde yaşamaya mecbur olduğunu bilmeli. İnsan olup insan olarak yaşamak isteyen herkes bu kurala uygun yaşamayı bilmeli. Yok, bu kurala uymayı bu güne kadar düşünmemişse bundan sonra aklını başına alıp yaptıklarının doğru – yanlış olduğunu düşünme gereği duymalı. Duymuyorsa O da zaten aczi yet içindedir. Bundan kurtulması gerekir. Yoksa onu hiç kimse gaile alıp konuşmaz. Konuşmayınca da toplumdan dışlanmış olur.
Dışlanıp topluma tepeden bakan birisi de artık kendini kusursuz saymaz. Gözünü kapatıp ağzını açıp herkese her şeyi söyleyip, kırıp parçalayıp dağıtıp üzemez.
Herkesin kendi gibi insan olduğunu aklından çıkarıp unutmaz. Azıcık düşünüp akıl edebildiğinde de kendini dünyanın ortağı olduğunu, yani sekiz milyarda bir payının olduğunu bilip, öğrenip anlar.
Üretim ve tüketimde de ortak ihtiyaçların giderilmesi için çalışıp çabalar. Damla damla yağan yağmurların birleşip okyanusları oluşturduğu gibi, birer birer birleşen alın terleri de dünyanın ortak zenginliğini oluşturur.
İnsan faydalı bir oluşuma katkı sağladığında da ondan haz alıp, mutluluk duyarlar. Onun içinde hayatı kaçan değil, paylaşan kazanır. On nedenle de herkes içinde bulunduğu hayatı doğru algılayıp, doğru yaşamaya çalışmalıdır.
Herkes en azından içinde bulunduğu hayatı doğru algılayıp, doğru yaşayarak hayatın birçok sorununu giderip mutluluğa yol açabilirler.
Herkesin senin gibi insan olduğunu unutmayıp, azıcık düşünüp akıl etsen, birçok şeyin ortak olduğunu, ihtiyaçlarında birbirine benzer oluştuğunu düşünüp anlarsın.
12.12.2015
Cahit KARAÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.