- 257 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BENİ DİNLEMEDİN ÇOCUK
Beni dinlemedin Çocuk!
Gençtin, duygusaldın, heyecanlıydın, dağ başı suyu kadar saf ve temizdin, yüreği güzel Çocuk…
Umut atının süvarisi, güzel yarınlar düşünün gözü pek koşucusuydun Çocuk…
Sınıfsız bir toplum, yüzlerinde güller açan mutlu insanlar, değeri bilenen, korunan, geliştirilen bir güzel doğa, bu güzel doğanın yaşamasına katkı sunan hayvanlar, düşlerinin tablosunda sana gülümserdi Çocuk…
Sen, düşlerinin tablosuna bakar gülümserdin…
Beni dinlemedin Çocuk!
Bereketli topraklar, sağlıklı insanlar düşlerini süslerdi Çocuk…
Kültürün ve teknolojinin insanların mutluluğuna katkı sunduğu, önce insan diyen güneşli güzel günlerin şafağını düşlerdin Çocuk…
Din, dil, ırk, cinsiyet ayırımının olmadığı, her karış toprağında kardeşliğin filizlendiği, koca bir çınara dönüştüğü bir dünya düşlerdin Çocuk…
Düşlerinde kadının adı vardı Çocuk…
Düşlerinde erkekler yirmi dört ayardı Çocuk…
Düşlerinde çocuklar ağız dolusu güler, kuşlar gibi uçar, doyasıya oynar, yarınlarda ne olacağım kuşkusunu yüreğinin gölgesine bile oturtmazdı Çocuk…
Düşlerinde sevgi koca okyanus, saygı masmavi deniz, hoşgörü balta girmemiş ormandı Çocuk…
Beni dinlemedin Çocuk!
Düşlerine kurşun sıktı namertler…
Düşlerini hançerledi egosuna, çıkarına tapan insanlıktan nasiplenmemiş fertler…
Güzel gözlerinin önünde, avuçlarının içine düşlerin birer birer yıkıldı çocuk…
Yara bere içindeki umutlarınla düşlerine hala sarılıyorsun Çocuk…
“Bir gün mutlaka insanlık insanlığı öğrenecek, insanlık galip gelecek” diyorsun Çocuk…
Umutlarına, düşüne saygım elbette sonsuz Çocuk…
Yüreğin hançerlense de, düşlerine tek tek kurşun sıkılsa da insanlığın zaferinden umudunu kesme Çocuk…
Benim demem o ki; senin kısır beyinli ezberci rehberlerinin, ideolojik kılıflı palavralarına karnım tok Çocuk…
Onların dürüstlüklerine, samimiyetlerine bir zerre kadar artık güvenim yok Çocuk…
İnanmadığım insana saygım da yok Çocuk…
Beni dinlemedin Çocuk!
Rehberinin karga olduğunu uzun uzun anlattım…
Düşlerinin güzelliğinden büyülenmiş gibiydin…
Bana inanmadın…
Beni anlamadın…
Deneyimlerimden yararlandım…
Ben ki aynı yoldan geçmiştim Çocuk…
Zulmün pençesinde inim inim inlemiştim Çocuk…
Sır vermemek için serimden vazgeçmiş, kendi onurum, ailemin onuru için direnmiştim…
Dişlerimi işkencede bırakarak, vahşetin izlerini bedenimle dışarı çıkarak onurumu kurtarmıştım…
Ailemin, akrabalarımın, arkadaşlarımın şerefine leke sürmemiştim…
Beni dinlemedin Çocuk!
Karga rehberlerim bülbüle özenmiş, acı acı ötmüşlerdi…
Kirli ilişkileri ile bana, bize, davamıza ihanet etmişlerdi…
Tertemiz duygularımızı sömürmüş, düşlerimizi bey babalarına pazarladıklarını yıllar sonra öğrenmiştim…
Zaman, namusluları efsane etmiş, devrim tacirlerini de tarihin çöplüğündeki köşelerine fırlatmıştı…
Beni dinlemedin Çocuk!
Rehberi karga olanın burnu pislikten, bedeni işkenceden, ömrü zindanlardan kurtulmaz…
Küçük burjuva unsurlar kaypaktır…
Esen rüzgârlar, kabaran dalgalar, çıkar kokusu onlara yön verir…
Çıkarlarının ve rahatlarının tutsağıdırlar…
Hele kariyerizm hastalığına tutulmuşlarsa iflah olmazlar…
Arkadaşlarını iflah etmezler…
Hep lider olmak isterler…
Önder olmak isterler…
Baş olmak isterler…
Soğan başı bile olmaya razıdırlar… Yeter ki baş olsunlar…
Birlikte yola çıktıkları arkadaşlarını rakip gördükleri anda, onları çeşitli suçlarla karalarlar… Bozuk para gibi harcarlar…
Arkadaşlarının harcadığı emeğe saygı duymazlar…
Vefasızlar…
Nankörler…
Hainler…
Hırs küpüler…
Eleştiri-özeleştiri kuralını tek taraflı uygularlar…
Eleştirilerinde art niyetli ve acımazsızdırlar…
Eleştiriler yapıcı değil yıkıcıdır… Küçük düşürücüdür…
Küçük burjuva unsurlardan yiğitler de çıkmıştır… Sen de bilirsin ki istisnalar kaideyi bozmaz…
Onlar da yiğitliklerinin bedelini canlarıyla, kanlarıyla ödemişlerdir…
Benim sözüm yiğitlere değil, arkadaşlarını harcayan kaypaklaradır…
Beni dinlemedin Çocuk!
Lider bozuntuları normal aynalara bakmazlar…
Hele özeleştiri yapmak akıllarının uçlarından geçmez…
Dev aynaların aşığı ve tutsağıdırlar…
Cüceliklerini dev aynaları ile büyütürler…
Zaman, onların birer cüce olduğunu, yetersizliklerini ve ihanetlerini meydana çıkarır…
Yüzlerindeki maskeyi düşürür…
Beni dinlemedin Çocuk!
Sen düşlerinin kanatlarını çırpıp havalanırken, gözlerine çekilen ideolojik kılıflı yalan perdesinden gerçekleri göremedin…
Sen düşlerinin, o pembe düşlerinin güzelliğinden sarhoşken cüce liderini dev sandın…
Aldandın Çocuk!
Çok fena halde aldandın!
Beş para etmez efendilerinin tetikçilerine kandın!
Benim sözlerime kulak vermedin, onlara inandın!
Beni dinlemedin Çocuk!
İdeolojik yetersizliğin, deneyimsizliğin ve de gençliğin verdiği heyecanın etkisiyle, bilimi çarpıttıklarının farkına varmadın…
İç boş sloganlara kandın…
Anlamını iyi bilmediğin süslü sözcüklerle yapılan konuşmaların etkisinde kaldın…
Gazete, dergi ve bildirilerdeki kılıç gibi keskin cümlelerin tutsağı oldun…
Her söylenene, yazılana inandın…
Umutlandın…
Kendini Che Guevara sandın…
Ülkemizin koşullarını düşünmedin… Dünyanın o gün ki koşullarını düşünmedin…
Halkımızın sosyal yapısını, geleneklerini, göreneklerini, örgütsüzlüğünü düşünmedin…
En önemlisi bunları düşünmesi, görmesi gereken liderinin çapsızlığını göremedin…
Beni dinlemedin Çocuk!
Üzengisiz ve yolarsız Arap kısrağını dörtnala kaldırdın…
Çıplak kısrağın üzerinde sendelendin…
Düştün!
Yaralandın!
Mücadele ettiğin ahtapotun yüzyılların deneyimine, entrika birikimine sahip olduğunu iyi hesap etmedin…
At koşturduğun alan uçsuz bucaksız dikensiz, engelsiz düz bir ova değildi…
Kâğıttan kaplan diye nitelediğin emperyalizm, zayıf örgütlerin devireceği bir güç değildi…
Ahtapot seni pençelerinin arasına aldı…
Canın acıdı…
Kemiklerin kırıldı…
Düşlerinin yılmaz militanı oldun… Sevdandan vazgeçmedin…
Bu güzel sevdanı sömüren lidercikler, bir gün acılarına ortak olmadılar…
Sıkıntılarına çare aramadılar…
Zindanları eskiten, eskitirken çürüyen bedenin için hüzünlenmediler…
Perişan olan aile fertlerini bir gün olsun sormadılar…
Sen içeride kader arkadaşlarınla omuz omuza vererek ayakta kalmaya çalıştın…
Dik durdun…
Cellâtlara, işkencecilere boyun eğmedin!
Onurunu çiğnetmedin!
Zalimlere el pençe bağlamadın…
Beni dinlemedin Çocuk!
Sahte kahramanların, çapsız liderlerin yalanlarının cazibesine kapılan düş yolcularından çoğu harcandı…
Harcanan insanlara acımadılar…
Biri gider bini gelirdi…
Çilekeş anneler, sanki çocuklarını onlar harcasın diye doğurmuşlardı…
Gençlerin zulmün değirmeninde başak taneleri gibi ezilmesinde hicap duymadılar…
İşkenceye, zindanlara düşen insanlara, onların ailelerine sahip çıkmadılar…
Gençlerin kanlarını sırça köşklerinin harcında kullandılar…
Gençlerin bedenlerini basamak yaparak yükseldiler…
Beni dinlemedin Çocuk!
Senin güzel düşlerini çaldılar…
Senin baharını hazana çevirdiler…
Seni ağarmış saçlarınla, dökülmüş dişlerinle, yıpranmış bedeninle, vücuduna yerleşmiş hastalıklarınla, beş parasız olarak kurtlar sofrasında tek başına bıraktılar…
Daha çok bozulmuş bir ortamla karşılaştın…
Dost bildiklerin selam bile vermediler…
Eski dostlar seni görmezden geldiler…
En güvendiğim canlar dediğin insanlar, sana bir lokma yemek bile vermediler…
Bir kez olsun beni dinle Çocuk!
Hayat zordur…
Sen nice zorlukları yendin…
İşkencelerden, zindanlardan alnının akıyla çıktın…
Her sabah kendini yeniden doğmuş say…
Umutla, inatla hayata sarıl…
Yaşamak direnmektir türküsü ile güne başla…
Kendine ekmek getirecek iş bul… İş bulamazsan cezaevinde geliştirdiğin yeteneklerinle el emeği, göz nuru ürünler üret…
Hayat kavgası seni ne kadar zorlasa da yenilmeyeceğine inanıyorum…
Direnme azmin, seni kimseye muhtaç etmez…
Sana inanıyorum Çocuk…
Sen de kendine inan güzel düşleri çalınan Çocuk…
Umutları, güvendiği insanlar tarafından tek tek alınan Çocuk…
Yaralı yüreğimin gülü Çocuk…
Kahpe kafeslerin bülbülü Çocuk…
Ben sende kendimi gördüm…
Acılarla bendimi ördüm…
Daha çok okuyarak, araştırarak, düşünerek sahtekârların fendini yendim…
Sen de sahte kahramanların yüzüne tükürmelisin Çocuk…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.