KIRÇIL
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
KIRÇIL
Balkonu olmayan tek odalı bir evin penceresinden, kirlenmiş, paslanmış ve metafor yığınlarına dönüşmüş dünyaya bakıyorum. Herkes için farklı anlamlara gelen, farklı şekillere dönüşmüş ama hepsi birbirine benzeyen bir dünya… İlkel toplumun, medeniyet seviyesine ulaştığı bir yüzyılda, medeniyet ve teknoloji uğruna insanların robotlaştığı bir dünya...
Sabah uyanışları içler acısı …
Kırçıllaşmış sakalımın arkasında gizlenmiş ve uzun zamandan beri kendini göstermeyen bir tebessüm olduğunu hissediyorum. Ayna yardımı ile yüzümün tüm hatlarını inceliyor fakat hiçbir ize rastlayamıyorum. Oda güneş görmediğinden, üst üste dizilmiş kitap yığınlarının arasından aydınlatma düğmesine ulaşıyorum. Aklımdan, arkasında onlarca vagonunun olduğu yük treni geçiyor. Bulanıklaşan beynim, ardı arkası kesilmeyen sorular ile hata vermeye başlıyor. Kol düğmelerinden bir tanesi kopmuş olan ceketimi de alıp, kendimi sokağın başından aşağı doğru bırakıyorum.
Saat 7:00
Köşe başlarında kuyruğa dizilerek otobüse doluşan insanlar ve koşarak o insan kalabalığına yetişmeye çalışan simitçi çarpıyor gözüme.
Herkes bir hengâme içinde…
Anaforun içine sürüklendiklerinin farkına olmadan ömür tüketen insanların yüzlerine bakmak korkutuyor beni. Köşedeki banka oturuyorum. Ağaç kabuklarının oluşturduğu çizgileri incelerken karıncaların tek sıra halinde nasıl yol aldıkları ilgimi çekiyor. Kalkıyorum yerimden. Eşitliğin ve örgütlenmenin temel örneklerini gözlerimle görmekten memnun oluyorum. Karıncalara selam verip ayrıldıktan sonra, kırçıllaşmış sakalarımda gizlenen tebessüm yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor ve sağ elimdeki titreme de bir nebze olsun duruyor.
Bugünde beni mutlu edebilecek bir neden bulduğum için, evin yolunu tutuyorum. Kitaplarıma kavuşmanın heyecanı sarıyor içimi. Beni mutlu eden şeyleri bir çiçekmiş gibi takdim ediyorum onlara ve onlarda bana yüreklerini açıyorlar.
Her günüm, aşk içinde geçiyor.
Böyle bir hayatın sürdürülemeyeceğini söyleyenler ya da benim deli olduğumu düşünenler de çıkmadı değil.
Hiç kimse de kalkıp ‘’ Yahu bu adam, neden bu kadar mutlu?’’ demedi ki.
Aynı gökyüzüne bakan fakat herkesin ayrı gökyüzüne sahip olduğunu düşünen bir toplum yapısı midemi bulandırıyor. Var olan her koşuşturma bir bencilliğin göstergesidir bence.
*Herkes kendi gökyüzüne ulaşmak için bencilleşiyor, yabancılaşıyor, uzaklaşıyor…
* Herkes kendi gökyüzüne ulaşmak için hırsla, inatla çalışıyor.
* Herkes kendi gökyüzüne ulaşmak için, yıkıyor, eziyor, parçalıyor, üzüyor, hak yiyor…
* Herkes kendi gökyüzüne ulaşmak için, ödevlerini yerine getiriyor.(Çocuklarını okutuyor, vergilerini veriyor, iyi bir vatandaş olmaya çalışıyor…)
Kısacası; herkes kendi gökyüzüne ulaşmak için savaşıyor ve kendileri için bağımsız bir gökyüzü yaratmaya çalışıyorlar.
Oysa ben; Doğayı bir bütün olarak seviyorum.
Not: Bende bundan 5 yıl öncesine kadar sizler gibiydim. Makine gürültüleri içinde karbon monoksit soluyup veriyordum. 27 yaşıma yeni girmiştim. Fabrikanın en genç ve çalışkanlarından biriydim. Ta ki sol elimi bir iş makinesi benden alana kadar.
Şimdi fark ettiniz mi ceketimin kopmuş düğmesini neden dikemediği mi?
*Biri çıkar der ki : ‘’ Git başkasına diktir madem.’’
Ben eksikliklerimle mutluyum fazlası sana kalsın…
Uğur TENGİZ
19.04.2015
YORUMLAR
O gökyüzünde her birimiz bir yıldız değil miyiz yeter ki birbirimizin ışığına engel olmayalım. Ve ışık saçan bir yazı idi okuduğum. Güne gelişini ayrıca tebrik ederim.
Kim neye göre hangi sıfatla eşleşebilir ki...Deli olmak iyidir lakin. Varsın tek kişilik dünyalarda soyutlanalım tğm kötülüklerden ve eşliğinde kitapların. Nice hayat saklı iken yazarın kaleminde ve kelamında...
Saygılarımla efendim...
Sineji72
Yorumunuz beni çok memnun etti.
Sağlıcakla kalmanız dileğiyle
Gülüm Çamlısoy
Okumak gerçekten hoş bir yolculuk devranın acımasızlığından bizleri uzak tutan.
Değil kitap tek bir metin bile bile nasıl feyiz verebilmekte hatta tek bir kelime bile yoldaş olabilmekte. Naif bir yolculuk bizimkisi, bize bizi öğreten ve güzelliklere döndürmüş iken rotasını.
İnanmakla başlar her şey ve dilerim ki hayalleriniz gerçekleşir yoksa ne anlamı kalır yaşamanın kurduğumuz hayaller olmasa...
Teşekkür ederim yorumuma yanıt verdiğiniz için.
Yolunuz ve ömrünüz aydınlık olsun İnşallah.
Nice paylaşımlara dostluk adına...
Sonsuz selamlarımla...
Çok güzel bir hikaye.
Finalindeki hüzün esintisi olmasa idi,
kırçıllaşmış sakallarımızın ardına gizlenen tebessümlerimizle yarenlik ederekten bitirecektik güne hakkı ile seçilen bu hikayeyi.
Yazar,
hayatın heyecanını mükemmel aktarmış diye düşünürken,
resmen sağ gösterip sol vurdu finalde.
''Bari'' diye düşünüyordum okuyup giderken cümleleri,
''Çıkmışken bir simit alsaydın en azından.''
Bu doğrultuda, yorgun tebessümleri harekete geçirmeyi düşünürken,
bizlerin tebessümlerimizi de zamanın sevimsiz realitesine gömdü yazar.
Bir kez daha ne demeli?
Güzeldi.
Güne yakışmış.
Sineji72
Başarıya ulaşmak için sürekli kendimi geliştirmek adına okuyorum,araştırıyorum...
Sevmediğim bir meslekte çalışmak zorunda kalışım ve zamanımın olmayışı yazma faaliyetlerimi sınırlandırıyor.
Okumaya vakit ayırabiliyorum ancak; zamanım oldukça da ,dakikalık aklımdan geçenleri yazıya döküp sizlerle paylaşabiliyorum. Hiç düzeltme yapılmadan,eklenmeden ,çıkarmadan oluşan bir hikayeydi. Elbette çok haklısınız. Detaylar kaçırılmamalıdır. Keşke kırçıl gibi olup kitaplar ile bir arada kalabilseydim her zaman. İişte o zaman belki bu detayları kaçırılmış hikaye böyle yarım kalmaz bir roman olurdu...
Yorumunuz için teşekkürler.
Sağlıcakla kalmanız dileğiyle...