- 908 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Nadas
Nadas
sabah serinliğinde;
nadasdaki öküzlerin
zevlelerini çekip
-kuşluk vakti -
boyunduruktan bırakırdık
dizboyu çayır Aptalderesi
karşıdan karşıya geçmek için
taştan taşa sıçrardık
olmadı çamura batardık,
bırakırdık öküzleri kendi haline
katırları, beygirleri duşar,
erkek eşekleri dişindirikten kurtarır
kuskununu gevşetir,
palanlarını indirir,
örkünü çakardık
indirirdik heybemizi, mataralı-azıklarımızı
Sakardaşın altındaki dağarmudunun gölgesine
o daracık gölgeye hiç değilse sokar başımız
açık baldırlarımızı umursamaz yer kapardık
muhabbete can atardık
öğle sıcağında,
sıcağın gözünde,
çaresiz hayvanlar
kuyruklarıyla at sineği kovalar,
olmadı cağnaşırlar
saksağan pislikli
ahlat ağacının dar gölgesinde
ayıplı masallar anlatırdı
yaşça bizden büyük olanlar
anladığımızı anlamasınlar
diye salağına yatardık
Söğütlü Çeşmenin
buz gibi suyu
otuziki dişe keman çaldırır
söğütlerin gölgesinde
deri peynirli, ommaçlı azıklar açılır
saygın ağabeylerin tarafına efrat seçilir
akla gelmedik oyunlar oynardık
duru(r)kana ;
sikkesini söken,
örkünden boşanan
erkek eşek saldırır gancıklara
gancıklar kaçar,
sıpaları, kırıları arkalarında
gözüyün alabildiği yerleri turlarlar
elbirlik eder, yakalar, getirir
artık, daha ihtimamlı çakardık
unutulur açlık, öküz, yaş, akrabalıklar
kavga, şamata gırla, ölümüne oyunlar
ketempereye gelen kinlenir,
küser, cınnır gücü yetmeyen çocuklar
derken öküzleri -böğelek tutar-
hem peşlerinden koşar
hem de ağlardık..
Resim için Sn Enver ADAK’a teşekkürler