- 578 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dün gibi
Hatırlıyormusun ilk kez sevgilim olarak yanıma gelişini. Arkadaşlıktan flörte geçişin şaşkınlığı, benim ilk sevgililik deneyimim.
Seni ....... durağında karşıladım, ne yapacağını, nasıl hitap edeceğini bile bilmez bir haldeydim, buluştuk.Sonra yürüdük biraz, otobüse binmek için. Ne iki sevgili gibi sarmaş dolaş ne de iki arkadaş gibi mesafeli. Çok yakın yürüyorduk, serin bir akşam üzeriydi.Her anı kazınmış hafızama. .............den yukarıya doğru çıkarken elimi tuttun, duraksadım.Zihnim allak bullak oldu o anda. Biraz heyecan, biraz utanç, biraz rahatlık, inan hepsini aynı anda hissettim.Artık resmen sevgiliydik, arkadaş değildik. Sonra gözlerinin içindeki kocaman gülümsemeyi gördüm, güven verdi tavrın. Elele yürüdük durağa doğru, .........nin civarıydı.Beklemeye başladık, hafif hafif yağmur yağıyordu.Yola doğru bakarken, otobüs geliyor mu diye: göz göze geldik seninle, içime işleyen o tuhaf kelimeyi söyledin , öyle içten, öyle heyecanlı, tebessüm ederek. Pek benlik bir sözcük değildi, şaşırdım önce yadırgar gibi oldum biraz ama sonra sevindim, mutlu oldum hem de çok. Çünkü: İlk kez kendimi sana ait hissettim orda. O hitap bana özeldi. Sevdiğindim ben senin ve bunun sarhoşluğuydu yaşadığım.
Başkası anlatınca abartı geliyor insana ama gerçekten yer çekimi yoktu sanki o akşam ve yanında olduğum diğer tüm zamanlarda. Ayaklarım yere basmıyordu. Sevdiğim adam, sevdiceği için uzun yollar gelmişti. Biz diye birşey vardı ve biz artık sevgiliydik.
Aklıma geldikçe gülüyorum hallerime. Öyle çok saçmalamışım ki yanında, o an farketmiyor insan. Şaşkın, aceleci, acemi, sabırsız, toy , ne yaptığını bilmez tavırlar içinde ben. Öyle cahil, öyle saf ve sana öyle aşık, öyle tutkulu.