yüreğim çürüdü
2013
beynimin yosunlu hücrelerinden militan düşler geçiyor ağlama duvarı kalbim sensizliğin sükutunda ay/kırı düşlerin berzahında soluklanırken a ş k fikrim çürüdü göğün göğsünden yitik ninniler emdiğim günlerden kalma acıya muştulanan hayal yıkımı düşlere kulaç atarken kimsenin umurunda değildi kul"un aç"lığı arasından geçerken yoksulluğun arka sokaklarında kir ve nem bağımlılığıydı yaşamak denilen illet balçığa saplanan umudu çıkarmaya çalışırken ’ellerim çürüdü ! ’ ateşin rahminde üşüyen harfler düşünce süt beyazı sayfalara ba"har olurdu sevdanın adı engereğin ta kendisiydi z/aman kıvrandıkça boğuyordu soğuk nefesi rüzgar savuruyordu yaprakları dallarında yıkılıyordu şehrimin surları birbiri ardına adı konulmamış mevsimler soyunurken tüm çıplaklığıyla utancım çürüdü kendi yetiştirdiği tütenden içerdi babam bağını bilmediği üzümü yemezdi aklının ucuna ihanet damgası vurulmadan önceydi postal sesleri ürkütüyordu kırlangıçları ve kırlangıç yüreklileri ah! tespih taneleri gibi dağıldı inancım öfkem fersah fersah çoğaldı dumanı dağ gibi tüterken sigara inancım çürüdü çocukluğu üç kurşuna hibe edilmiş yitik bir alfabe üşüyor solumda bir ninninin ezgisinde hüsrana uğrarken uykular hıçkırıklara boğulur yalnızlığım gri rengi dökülür yere nar taneleri sarı bahar, kırmızı şehvetinde yıkanırdı "cocuk kalsaydık yalın ayak, gönül yoksulluğu kadar titretmezdi tenimizi." ve takılmazdı tellere uçurtmalarımız tütün kokuyor ya babamın elleri hala masumiyetim çürüdü devşirme sancılar çekiyorum vişne çürüğü akşamlarda b/ağrımda inceden inceye bir sızı akıyor ba"har oluyor sevdanın adı öpüp b/aşıma koyuyorum yaralarımı yıkık köhne bir evin yamacına çömelirken isyanım çürüdü duyguları iğfal edilen bir milletin çığlıkları usul usul düşerken Dicle"ye ahraz dilimin suskularını adı konulmamış bir alfabeyle seslendiriyorum sana gözleri misket mavisi Kürt çocuğunun dediği gibi "be te jiyan nabe" usul usul kanarken içim sığırcık leşleriyle süslendi Mezopotamya sevdam çürüdü köhne zamanların canhıraş iniltilerinden farksızım üzerimde son model bir entari hüzünden devrik cümleler arasına sıkışmış nefesim adını haykıran dilimi üç kulp sükutla diktim nefesime bir ömürlük seni sürdüm gönül bakracıma sevginden aşk akıttım "ölümsün valla" ey gözleri döndüğüm kıblem topla küllerimi sesimin sus yanından yüreğim çürüdü Kül |