Zeyn
ben
yitik bir aşkın kül karasıyım ay kanar gölgemden usul usul ve sen recm’edilmiş bir coğrafyanın en hırçın kızısın zeyn ellerini uzatsan bu zulmü yeneceğiz ki ezi(l)di inancımız Allah’ın çölünde güneş yanığı cesetlerimizi kuşlara bırakın eyy diye haykırdıkça son nefesim oralı olmadı hiç kimse b’iz bırakmadık arkamızda eprimiş masalların hurafelerini çaput bağlamadık kuruyan umut dallarımıza ezildik zeyn insanlığın bağında içimiz şarap dışımız harap ve çığlığımızı duysun diye râb dua dua döküldük yeryüzü cehennemine bıçak sırtı hayatımızdan akarken ecir damlası kan doğranmış lehçemizle hangi coğrafya’ya aksak ruhumuza işlenmiş sancılarla karşılandık biri bu dünyayı durdursun zeyn kalbim tutukluluk yapıyor sustuklarımı dile getir zeyn nar kokusuyla harmanla vuslat türkülerini sarı bahar dökülsün dudak kenarından düşlerimin yol güzergahından uçur eflatun kuşları güneşi demle avuç içlerinde ki ! barış çiçekleri yeşersin gölgende kalbimi avuçlarına bıraktığım günden beri partizan şarkılar düşmüyor dilimden aklımın savaş obasında şengal şövalyeleri düşünce çukurlarına gömüyor zulmü ve küllerinden doğan anka misali çocuk seslerinden oluşan ordusuyla rüyalarımın ülkesi kuruluyor zeyn ah zeyn doğur beni gülüşlerinde yeniden Kül Karası |