Kaos BekçisiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın pardon
düşümden vuran siz misiniz
gökyüzü siyah entarisini giyeli
believe kuşları havalanır tanrı dağına melekler secde eder yalnızlığa firak muamma iniltilerden ötedir artık ey isra(f)il yüreğimin çocuk mezarlığa ne zaman üfleyeceksin suru ecnebi bir türkünün kasıklarından süzülen mavi bozkır yarasına dönüşüyor avuçlarımda salkım salkım kanıyor ağzımda kan üzümleri ellerimi bıraktığın gün derin kuyulara düştüm ey soluma düşen cinnet rehberim kimse bilmez yüreğin çilingir sofrasında ezilen üzümleri kana susamışlığın lehçesini şarap kadehine dolan hüzünle içer ademoğlu orospu şehirler tanıktır yalnız şehrin ışıkları yarı uykulu, kaldırımlar ayyaş başıboş bir türkü yankılanıyor sokakta ay gecenin koynunda sallanmakta bir kadın saçlarını kesiyor şiirle gözleri yaşlı gözlerimin lal soluğunda uğuldarken rüzgar hangi şarkının saçlarına tutunsam bir yıldız kayıyor ellerimi buz kesiyor h a t ı r a l a r zaman boş beşikte sallanan kan ritueli şeytan günahlarından arınan adamlara musallat küdüs ağlıyor gözlerimin çanağında ey yeri göğü yaratan beynim düşlerin kaos bekçisi ya öldür beni ya da yaşat beni |