SAHRA-2-
‘Ah Sahra, dudağına çöl düşmüş kadın’
-Yazgı- Desem ki, çekip gitmek sonsuzluğa değmektir Desem ki, kabullenmek susup boyun eğmektir Ah Sahra, gözlerinde bulut taşıyan kadın Kaç kırgın melek konmuş durgun yanaklarına? Kaderin güneşiyle yakılmış senin adın Kum taneleri dolmuş yorgun yanaklarına Gül kokulu ellerin havaya kalktığında Göğe bakan gözlerin yazgıya boyun eğmiş Kararlar gökyüzünden gönlüne sarktığında Meleğin saklı yüzü gözyaşlarına değmiş Ah Sahra,mezar gibi neden çıkmıyor sesin? Suskunluğun ardında ne feryatlar gizlidir Sanki ılık bir rüzgâr, ısıtıyor nefesin Kurumuş dudaklarda ne hayatlar gizlidir Biliyor musun Sahra, yediveren gülleri, Ne kadar ıslanırsa o kadar açılırmış Gözlerinin altıdır tüm çiçeklerin yeri Ne vakit bir gül görsen gözyaşın saçılırmış Fırtınaların sesi duyulunca uzaktan Saat on iki olur, dalarsın gecelere Tedirgin bakışların titreyince tuzaktan Gözyaşını sel gibi salarsın gecelere Sahra, neden bu kadar korkarsın bu hayattan Kırgın kırgın bakarsın uzaktan insanlara Kader mi mahrum etti, seni bir çift kanattan, Kader mi alıp kaçtı, seni kör zindanlara? Desem ki, gönül yanar bir kez düşünce çöle Kalbine düşen yangın suskunluğuna renktir Desem ki, gözyaşını rehin bırakma güle Ah Sahra, bir susuşun bin yalnızlığa denktir Erol KONUR |