İkimiz İkimizsiz
Düşkün ve İlkyazdı
Bulutları yanıtsız Yağmurları akılda tutulmamış Işıklara uykulu Bir hazırlıkla yalnızlık Kıyısız bir sıkıntıda... Veremli bir kasaba terki Sırtım sanki anneme terli Gitmeye gitmek istiyorum asıl Bulanık düşlerle avunmak ağır Akşam üşümeleri kedere israf Adımı anımsatacak rüzgar sinik Varacağım akşama sorusuzum... Eski Türkiye’den havuzlu bir park Ellerinin üstü soğuk yarası Ruhuna hoh etmeye çalışıyorum Soluğum kesik fersiz Bir daha şu köşeden çıkmayacakmış gibi ya ses tonun Hiç bitmeyeceğinden dem vuruyorduk oysa O saatin Kentin sessizliğinin Hırçınca şefkatinin çıplak dallı ağaçların Tüm köşeler bizden birbirimizeydi Eflatun bir sonlanışın orta yerine Saçları sabun kokulu Son kuşları kollamaya meraklı... Uzun bir günü biteceği ana kurban etmeden Birlikte gölgeler sayarak geçirdik Nerdeyse kırk yıla yaklaşacak Hep o günü tekrarlayarak Döndüğüm bu en başta İçimi delen Yanımdaki bu boşluğunun acısına yetmenin Acemisiyim... Beni affet kar sularıyla Uğurladığımız Şafak Kargalarla dost puslu O Ilk ve son kavşak ... Gözyaşlarının tuzunda kalarak sarıldığım her çocuklukta Bir daha gitmeliyim Birlikte varamadığımız Kedileri sarhoş o yazlık semte... Hadi yine adımlarını benimle birlikte at Dediklerimi tekrar et Izini sürdüğümüz kokuları Getir bana Ertesi güne böcekler tut Okul saatlerine kaçak Beyaz yalanlar söyle rüyalarıma Aşktan ekmeği böler gibi söz et Kimsenin aklına getiremediği Umutlar yarat ilk hüzünlerime Yoksulluğuma Papatya demetleri hazırlat Geride bıraktığımız kenti Özlet öfkeme Hadi Hadi de Hadi yeni bir oyun başlat De küskünlüğüme ... Günün İlk pidesini bölüşerek Oturduğumuz kaldırımda Öksürüklü çocuklar işbaşına hazır Ve yeni bir mutsuzluktaki Kusursuz bir sonrasızlığı aralayıp Ateşi üstünde bir izmarit alıp parmaklarına Lekeli dişlerinle inadına sırıtkan: "Ben hep böyle kalacağım Sende böyle kal Nereye gidersen git"... Ve kaçar gibi gittiğim en uzağında da kendimde bulduğum kaçmaların ortasında Aynı kalarak Gitmeye hazırım hâlâ... Imlası en baştan bozuk Öykümüzün noktası kendinden büyük... Ve Aynı kitapta ayrı sayfalara düştük Hiçbir satırımızda kalan yok Sözümüze takılan... Ayracsız okunup unutulan Kapağının Başlığı yıpranık Sıradan ölümlere yakın Pahasız bir anlama ortak İkimiz İkimizsiziz... Kağan İşçen ... |