Nasip
NASİP
dur durak bilmeden içinde kaybolduğum koca bir ufkun vardı şimdilerde küçücük bir HİÇ’liğe sıkıştı kaldı etrafında dört dönen kuşlara, ayaklarına vuran dalgalara, saçını okşayan rüzgarlara omuzlarına dokunan "kızım ne oldu’lara" susan, sustukça için için kanayan, kanadıkça koca bir HİÇ oluşuna daha çok yanan yanlarını, her gece tekrar tekrar ufkun yuttuğu güneşle tazeleyip kara kara dertlerini entari gibi sırtından indirmeyip toz pembe hayallerini uykuya yatırıp maziden kalma sevinçlerini balıkçı tekneleriyle batırıp yakamozlara seni anlatmayla meşgulüm artık... sahilde oturup bir köşeye, "nasibimiz buymuş" kabullenişliğine boyun eye eye, "hüznün bile başım gözüm üstüne" diyerek hemde... 02/04/2014 Can Çalışkan |