Tek bu şiir bile şairin gerçekten büyük şairler arasında olduğunun bir ispatıdır. Şaire şiir burcu diyenler gerçeği ifade eden bir benzetme yapmışlardır. Şiirin gizemli dünyasında yolculuk yaparken, insan olarak duyarlığınızın artmasını istiyorsanız,tefekkür etmek istiyorsanız kötü duygu ve düşüncelerden arınmaya ihtiyaç duyuyorsanız Şükrü Erbaş okumalısınız. İ.K
Bir şiir burcu Şükrü Erbaş
Kırmızı Kediye Yayınları, Şükrü Erbaş'ın toplu şiirlerini ve denemelerini yayımladı. Bu külliyat, usta var oldukça artacak hacmiyle şiirimizin güneşlerinden sayılır...
13.8.2015
Türkçe her zaman romandan daha yatkındır şiire. Söz dizimi ve beynin dili kullanışı da, uyaklı bir üslup oluşturmaya çok uygundur. Adeta atalarımız Türkçe’yi şiir sevelim diye yaratmış... Yunus Emre’den Fuzuli ile Şeyh Galib’e, Tevik Fikret’ten Mehmet Akif Ersoy’a, Orhan Veli’den Oktay Rifat’a, Nazım Hikmet’ten, Necip Fazıl Kısakürek’e, Cemal Süreyya’dan Ahmed Arif’e, Sezai Karakoç’tan İsmet Özel’e, Lale Müldür’den Gülten Akın’a, Turgut Uyar’dan Can Yücel’e, Haydar Ergülen’e, Attila İlhan’a... Listede kimi seçip, "Okuyun bu şairimizin tüm yapıtlarını" diye seçsem haksızlık etmiş olmam. Eğer Şükrü Erbaş’tan söz edeceksek de, hakkını bir tamam teslim etmek gerekir... 1953 doğumlu şair ve denemecimiz, aynı zamanda bir şiir burcunun adı sayılır...
Türk edebiyatının yaşayan en büyük şairlerinden olduğu için aynı zamanda tarihi bir tanıklık Şükrü Erbaş’ın yazdıklarını okumak. Şiirlerinin dokusu, hayatın Türkiye’deki tüm yaşananlara açık etkilenişiyle örülüdür. Bunu da bir röportajında, "Hayat kadardan da çok çelişkiler üzerine kurulu. Ona zenginliğini veren de (bize acı verse de zaman zaman) bu çelişkiler, bu diyalektik, bu sonsuzluktur. Bizi hem büyütür, hem ezer, eksiğimizi yüzümüze çarpar, öğrenme-yaşama-sevme arzumuzun önünü açar, sonra da bir gün o sonsuzluğa gömer..." diyor. Erbaş şiirleri, bu çabanın ürünüdür. Doğaldır; söz dizimi de, anlam bütünlüğü de şairin olmayan bir kadına duyduğu aşkın müthiş anlatısı değildir.
GEÇMİŞTEN BESLENİP KENDİ ÖZÜNÜ BULAN ŞAİR
Şiirini hayattan damıtan Erbaş’ın tuttuğu edebi yol, elbette yukarıdaki listedeki şairlerin menziline varıyor. Ama Şükrü Erbaş’ın şiiri için, tüm o şairlerin dilinin kaynadığı kazandan, onların özleriyle beslenip, kendi tadını bulmuş en demli şiirlerin şairi diye yazmak ukala cesareti de sayılmaz. Edebiyatı değerli kılan, kendinden öncekilerden beslenip, onların özünü inkâr etmeden yeni bir yol bulmak değil mi okura ulaşmak için? Şükrü Erbaş, şiirleriyle daima bu çabanın en önemli temsilcisi olmuş; bu ülkede yalnızlık, aldanma ve sevilmemenin en ağlamaksız, en dik durmaya değil en kendince durmaya çabalayan, en içten ve dokunaklı dizelerine hayat vermiş. Erbaş’ın şiirlerindeki o sayılı duyarlılık ise, şiirin gerçek edebiyatla yapıldığında ne duru bir sedası olduğunu anlatan en mütevazı çaba olarak duruyor. Kırmız Kedi Yayınları, Şükrü Erbaş’ın toplu şiirlerini ve denemelerini yayımladı. Bu külliyat, usta var oldukça artacak hacmiyle şiirimizin güneşlerinden sayılır...
KOŞARADIM
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı rüzgârı denizi göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
Ve ucuz korkuların kör kuyularına
Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.
Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan
Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan
Kurulmuş saatler gibi günboyu çalışıp tekdüze
Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize.
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
Unuttunuz başkalarının acısını duymayı
Küçük çıkarların büyük kurnazları
Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst
Dışa vurmayı duygularınızı
Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
-Ki bu en büyük kötülüktür size-
Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla
Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi
Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar
Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz.
Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde
İnsanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke
Anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz.
Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
Koşaradım
Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde..
Türk edebiyatının yaşayan en büyük şairlerinden olduğu için aynı zamanda tarihi bir tanıklık Şükrü Erbaş’ın yazdıklarını okumak. Şiirlerinin dokusu, hayatın Türkiye’deki tüm yaşananlara açık etkilenişiyle örülüdür. Bunu da bir röportajında, "Hayat kadardan da çok çelişkiler üzerine kurulu. Ona zenginliğini veren de (bize acı verse de zaman zaman) bu çelişkiler, bu diyalektik, bu sonsuzluktur. Bizi hem büyütür, hem ezer, eksiğimizi yüzümüze çarpar, öğrenme-yaşama-sevme arzumuzun önünü açar, sonra da bir gün o sonsuzluğa gömer..." diyor. Erbaş şiirleri, bu çabanın ürünüdür. Doğaldır; söz dizimi de, anlam bütünlüğü de şairin olmayan bir kadına duyduğu aşkın müthiş anlatısı değildir.
GEÇMİŞTEN BESLENİP KENDİ ÖZÜNÜ BULAN ŞAİR
Şiirini hayattan damıtan Erbaş’ın tuttuğu edebi yol, elbette yukarıdaki listedeki şairlerin menziline varıyor. Ama Şükrü Erbaş’ın şiiri için, tüm o şairlerin dilinin kaynadığı kazandan, onların özleriyle beslenip, kendi tadını bulmuş en demli şiirlerin şairi diye yazmak ukala cesareti de sayılmaz. Edebiyatı değerli kılan, kendinden öncekilerden beslenip, onların özünü inkâr etmeden yeni bir yol bulmak değil mi okura ulaşmak için? Şükrü Erbaş, şiirleriyle daima bu çabanın en önemli temsilcisi olmuş; bu ülkede yalnızlık, aldanma ve sevilmemenin en ağlamaksız, en dik durmaya değil en kendince durmaya çabalayan, en içten ve dokunaklı dizelerine hayat vermiş. Erbaş’ın şiirlerindeki o sayılı duyarlılık ise, şiirin gerçek edebiyatla yapıldığında ne duru bir sedası olduğunu anlatan en mütevazı çaba olarak duruyor. Kırmız Kedi Yayınları, Şükrü Erbaş’ın toplu şiirlerini ve denemelerini yayımladı. Bu külliyat, usta var oldukça artacak hacmiyle şiirimizin güneşlerinden sayılır...
KOŞARADIM
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı rüzgârı denizi göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
Ve ucuz korkuların kör kuyularına
Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.
Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan
Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan
Kurulmuş saatler gibi günboyu çalışıp tekdüze
Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize.
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
Unuttunuz başkalarının acısını duymayı
Küçük çıkarların büyük kurnazları
Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst
Dışa vurmayı duygularınızı
Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
-Ki bu en büyük kötülüktür size-
Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla
Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi
Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar
Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz.
Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde
İnsanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke
Anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz.
Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
Koşaradım
Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde..
Kaynak:
http://haber.star.com.tr/kitap/bir-siir-burcu-sukru-erbas/haber-1049929
Yorum Yapın
Bir şiir burcu Şükrü Erbaş ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol
Üyelik Girişi Yap