ÜYELİK GİRİŞİ ÜYE OL
Anasayfa Şiirler Forum Etkinlikler Kitap Nedir? Bicümle Tv Müzik Atölye Arama Blog İletişim Yazılar
Giriş Yap Üye Ol
Söylediklerinizi duyurmak için kimseyi kolundan tutmayınız ; Zira insanlar sizi dinlemeye arzulu değillerse, onları tutacak yerde çenenizi tutmanız daha hayırlıdır.-- Chesterfield Paylaş
ANASAYFA
ETKİNLİKLER
NEDİR?
TİVİ
BLOG
BİCÜMLE
ATÖLYE
ARAMA

“Dünya bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu”

III. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu edebiyatın dev isimleriyle görkemli bir kapanış yaptı.

28.5.2015

“Dünya bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu”

“Edebiyatçıların Gözüyle İstanbul” oturumunda buluşan Ahmet Ümit, Selim İleri, Beşir Ayvazoğlu, Mario Levi ve İskender Pala İstanbul’a dair güzel hatıraları ve anekdotları dinleyicilerle paylaştı. Oturum Başkanı İskender Pala, “İstanbul gibi bir şehri anlatabilmek, tasvir edebilmek hatta dillendirebilmek çok zor. Dünya üzerinde İstanbul için söylenmiş yüzlerce söz var. Bunlardan biri de İstanbul gibi bir kentin rakibinin olmayışıdır.” dedi.

Fethin 562. Yılı dolayısıyla İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen “III. Uluslararası Osmanlı İstanbul’u Sempozyumu” romanlarında İstanbul’u en güzel şekilde anlatan usta kalemlerin buluşmasıyla sona erdi. “Edebiyatçıların Gözüyle İstanbul” oturumunda buluşan Ahmet Ümit, Selim İleri, Beşir Ayvazoğlu, Mario Levi ve İskender Pala İstanbul’a dair önemli hatıralarını dinleyicilerle paylaştı.

“Tüm şehirler ölümlüdür, İstanbul hariç”
Oturum Başkanı İskender Pala söze İstanbul için söylenmiş güzel sözlerle başladı. Pala, “Napolyon’un ifadesiyle dünya bir tek ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu ya da Alphonse de Lamartine‘n ifadesiyle dünyaya bir kez bakma imkanın olacaksa sadece İstanbul’dan bak, Gyllius’un ifadesiyle ise tüm şehirler ölümlüdür İstanbul hariç, gibi sözler aslında bize nasıl bir kentte yaşadığımızı açıkça anlatıyor. Öyle ki İstanbul gibi bir şehri anlatmak da tasvir etmek dillendirmek de çok zordur.” dedi.
"İstanbul bir anne şehirdir; yaratıcı, doğurgan, kucaklayıcı…"

İstanbul’a dair hatıralarını anlatan yazar Ahmet Ümit, İstanbul ile tanışma macerasını anlattı. Ümit, “18 yaşında 1978 yılında Marmara Üniversitesi’nde okumak için Gaziantep’ten İstanbul’a gelmiştim. Beni ilk şaşırtan şey kalabalık oldu; 3 milyon… nüfus. Ben bu şehri nasıl öğrenirim demeye kalmadan önce meydanlarını öğrendim. Malum, küçük şehrin muhafaza duygusu ve kapalılığı vardı kırılmaya başladı öğrendikçe. Gözümde başka bir şehir oldu. Ama çok derinlerde büyük bir güvensizlik duygusu oluştu içimde. Gaziantep’e baba evine gidince bir daha İstanbul’a gelmek istemedim. 3. gün birden bire nasıl bir İstanbul hasreti nüksetti anlatamam. Dayanamadım İstanbul’a döndüm. Ve bir daha da hayatımdan asla çıkarmadım. Aşk böyle bir şey işte, anlamadan oluverir.” dedi. Dünyanın en zor şeyinin insan ruhunu anlatmak olduğunu belirten Ümit, insan ruhunun fotoğrafının çekilemeyeceğini çünkü sürekli değiştiğini şehirlerinde bu nedenle insanlara benzediğini söyledi. Ümit, “Bazı şehirler dişi şehirdir; Ankara, Mardin erkek İstanbul Paris dişidir. İstanbul bu dişi şehirlerin en güzelidir. Yaratıcıdır, doğurgandır, anne şehirdir. Kucaklayıcı şefkat dolu sığınabileceğiniz… Eğiten yetiştiren öğreten her anne gibi benzersiz güzelliğe sahiptir.” dedi.

“İstanbul bir kültür şehridir”

Beşir Ayvazoğlu ise İstanbul’a dair yaşadığı bir anıyı anlatarak şöyle konuştu: “ Küçük şehirlere alıştığımızdan İstanbul dev şehir gelmişti gözüme. Beni en çok etkileyen havanın kararmasıyla İstanbul’un ışıklarının yanmasıydı. Kendimi bin bir gece masallarında hissettim. Çocukluğumda Ahmet Rasim okumasam İstanbul’u yazamazdım. Benim dünyam Ahmet Rasim, A. Hamdi Tanpınar’ın kitaplarıyla şekillendi. İstanbul’da yaşamak bir sanattır. İstanbul’u keşfettikçe daha fazla bağlanıyorum. İstanbul’a dönmek isterim, diye bitirir Yahya Kemal bir şiirini. Yaratıcı doğurgan şehirdir bu şehir. Kendine benzetir. Kültürü baskındır. İstanbul bir kültür şehridir. İstanbul hala büyüsünü muhafaza ediyor ve bu büyüyü hiçbir şey bozamayacak.”

İstanbul’u hissederek yaşıyorsanız İstanbullusunuzdur
Oturumda İstanbul’a dair duygularını ve hikayelerini anlatan Mario Levi,”İstanbul’da yaşamak ile İstanbul’u yaşamak arasında bir fark vardır ve bu farkı bilmeyen İstanbullu olamaz. Eğer İstanbul’u hissederek yaşıyorsanız o zaman zaten İstanbullu oldunuz demektir. İstanbul’u duygularıyla yaşamak deyince toplumsal hafıza ve tarih çıkıyor karşımıza. Mesela Moda benim için İstanbul’un en güzel köşesidir. Moda’dan çıkan günün belli bir vaktinden sonra modaya geri döner.” dedi.
İstanbul’a dair önemli kaynaklar paylaşıldı

stanbul’a dair dizeler ve anılar paylaşan Selim İleri ise, aslında Türk tiyatro tarihinde İstanbul tarihinin oldukça önemli bir yeri olduğunu belirtti. İleri, Abdülhamit’in her an yanında olan yardımcısının ilk günden son güne dek yazdığı güncenin ve bu gibi kıymetli eserlerin İstanbul’u yazmaya çalışırken oldukça önemli kaynaklar olduğunu belirtti. İstanbul’u en iyi yazan Refik Halit Karay’ın yalnız romanlarıyla değil anlatımıyla da İstanbul’un en büyük temsilcisi olan memleket yazılarının derlendiğini söyledi. İleri, Karay’ın bu eserinin İstanbul’a neler getirdiklerimizi anlamamızda yardımcı olacak önemli bir kaynak olduğunu ifade etti.

“Edebiyatçıların gözüyle İstanbul” oturumunun ardından tasavvuf müzisyeni Münip Utandı’nın konseriyle bu yıl 3. kez düzenlenen Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu sona erdi.

Yorumlar
Mesaj Yaz 28.5.2015 17:02:38
Ama dünya bir ülke değil...Ve bu dünya hiç bir zaman tek vatan,tek millet olmayacak.Sınırlarda ortadan kalkmayacak.Dolayısıyla ulus devletleri de her zaman var olacak.TC' de bir ulus devletidir.Onun başkenti de İstanbul değil,ezilen Türk milletinin baş kaldırı simgesi olan Ankara'dır.Kozmopolitizme geçmiş olsun!...

Halûk Şan DİKMEN



Yorum Yapın

“Dünya bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu” ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üye Ol Üyelik Girişi Yap

Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.