ÜYELİK GİRİŞİ ÜYE OL
Anasayfa Şiirler Forum Etkinlikler Kitap Nedir? Bicümle Tv Müzik Atölye Arama Blog İletişim Yazılar
Giriş Yap Üye Ol
Şerefle bitirilmesi icap eden en ağır vazife hayattır. -- Toegueville Paylaş
ANASAYFA
ETKİNLİKLER
NEDİR?
TİVİ
BLOG
BİCÜMLE
ATÖLYE
ARAMA

Hayattan şiiri alsan geriye ne kalır ki

Seçkilerden yola çıkarak toplumsal zevk hakkında bazı fikirler edinmek mümkün. Söz konusu şiir zevkleri; aşk, millet sevgisi, muhafazakarlık konuları etrafında dönmektedir.

27.11.2014

Hayattan şiiri alsan geriye ne kalır ki

Geçtiğimiz günlerde yapılan oylama sonuçlarına göre Cumhuriyet Döneminin en iyi on iki şiiri belirlendi. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi ve İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından 2014 yılında ilki gerçekleştirilen Şiir Günlerinin her yıl yapılması planlanıyor. Şiirler, elektronik ortamda yapılan on altı bin oylama sonucu belirlendi. “Ne Varsa Hep Şiir” sloganıyla 18-23 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinlikte, söz konusu şiir listesi açıklandı. İşte Cumhuriyet Döneminin en iyi on iki şiiri: Sezai Karakoç-Mona Rosa, Atilla İlhan-Ben Sana Mecburum, Ahmed Arif-Hasretinden Prangalar Eskittim, N. F. Kısakürek-Kaldırımlar, İsmet Özel-Amentü, Mehmet Akif Ersoy-Çanakkale Şehitlerine, Sezai Karakoç-Sürgün Ülke, Abdurrahim Karakoç-Mihriban,Turgut Uyar-Göğe Bakma Durağı, Yahya Kemal Beyatlı-Sessiz Gemi, N. F. Kısakürek: Sakarya Türküsü, Erdem Beyazıt-Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair.

Şiir beğenimizin ifadesi

Festivalin şairlere armağanı ise, seçilen on iki şiirin Türkiye Yazarlar Birliği’nin Sultan Ahmet’teki Mimar Sinan eseri medresesinin duvarlarını yıl boyunca süsleyecek olması. Elbette şiirlerin halka açık bir alanda, duvarlara asılı olarak ilan edilmesi geleneği yeni değil. Cahiliye Devri olarak adlandırılan ilk dönemde Araplar en belirgin edebî ürünlerini şiir türünde ortaya koyar; erkek, kadın, genç, yaşlı, efendi, köle vs. ayrımı olmadan hemen herkes tarafından söylenen şiirler çeşitli yarışmaların tertibine vesile olurdu. Bunların en bilineni Muallâka adıyla anılmıştır. Araplar; Muallâka ile en iyi yedi, dokuz veya on şiir seçerek şairlerin şiirlerini bir süreliğine Kâbe duvarına asmakla onları ödüllendirirdi.

Bundan sonraki festival planında, şiirleri daha güncel kılmak ve bu sanatı teşvik etmek amacıyla son bir yıl içinde yazılmış şiirlerin ele alınması planlanıyor.

Yapılan oylamada seçim yapanlara kolaylık sağlamak amacıyla yüz şiirin listesi verildi; olmayan şiirler için de ilave etme olanağı sağlanarak tüm önerilere açık olunduğu mesajı verildi. Seçilen on iki şiir toplamında on şaire ait. Dolayısıyla listede mükerrer iki şairle karşılaşılır: Sezai Karakoç ve Necip Fazıl Kısakürek. Sezai Karakoç, aynı zamanda Mona Rosa şiiri ile listedeki ilk sırada yer alır. Bu, 1952 yılında yazılmış bir aşk şiiridir. Her kıtanın ilk harfi bir araya gelerek Muazzez Akkayam ismi ortaya çıkar. Karşılıksız bir aşk üzerine kaleme alınan şiirde; şairin sevgisinin bir süre sonra farklı bir boyuta ulaştığı çeşitli hikayelerle anlatılır.

Atilla İlhan’ın Ben Sana Mecburum’u 1960 yılında yayımlanır. Şiirlerinde yalnızca aşk duygusu değil; dönemin siyasi havası, özgürlük özlemi, gerilimler, başkaldırılar da yer alır. Bazı şiirleri Ahmet Kaya tarafından yorumlanarak daha geniş kitlelere ulaşır.

Ahmed Arif, Hasretinden Prangalar Eskittim şiiriyle listede üçüncü sırada yer alır. Diyarbakırlı şairin şiirlerinin toplandığı kitabı 1968 yılında yayınlanır. Şiirlerinde toplumsal konulara değinen Arif’in listede olması dikkat çekicidir. Zira listede her ne kadar karma bir yapı dikkat çekse de daha çok muhafazakar isimlerin yer aldığı görülüyor. Mesela Nazım Hikmet Ran, Can Yücel, Cemal Süreyya gibi isimler seçkiler arasında yoktur bile. Aşk temalı ilk üç şiirin ardından Necip Fazıl Kısakürek’in 1928 yılında yayımladığı Kaldırımlar şiiri yer alır. Belli bir dönemden sonra Kısakürek’in fikirleri dini, tasavvufi, mistik bir tarza doğru değişir. Şair; söz konusu şiirinde derin yalnızlık duygularını paylaşarak sonradan bestelenen bir şarkı armağanında da bulunmuştur.

Listedeki bir başka isim Amentü şiiriyle İsmet Özel. O, 1970’li yıllarda yaşadığı düşünsel ve ruhsal değişimiyle birlikte farklı bir döneme geçiş yapar ve bu dönüşümün simgesidir Amentü. Vatan Şairi olarak bilinen Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitlerine şiiri de onun şairlik yönünden çok, milli duyguları yansıtması bakımından önemli niteliktedir. Söz konusu şiir; on birinci sırada yer alan Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü ile benzer duygular taşır. Yedinci sırada Sezai Karakoç’un beğenilen ikinci şiiri yer alır: Sürgün Ülke. İlk olarak Hasan’a Mektuplar başlıklı şiir kitabıyla büyük ilgi toplayan Abdurrahim Karakoç’un Mihriban şiiri halk arasında ayrı bir yere sahiptir. Özellikle Musa Eroğlu’nun yorumuyla daha popüler bir kimlik kazanan şiir, daha ilk mısradan itibaren pek çok zihinde ezbere yer alır. Zira şiir; müzikal bir değer kazanmanın yanı sıra şairinin, lambada titreyen alevi üşütecek kadar ince bir hayal dünyasına sahip olmasıyla da sevilmiştir. Göğe Bakma Durağı ile sıralamada yer alan Turgut Uyar, İkinci Yeni akımının da öncülerindendir. Şiirlerinde daha çok toplumsal konulara, sınıfsal mücadelenin yansımalarına, birey toplum ilişkilerine yönelir. Yahya Kemal Beyatlı’nın Sessiz Gemi’si Turgut Uyar’dan sonraki sırayı alır. Şairin divan şiiri ile modern şiiri arasında köprü vazifesi gören pek çok şiiri mevcuttur. Dört Aruzculardan biri olarak Mehmet Âkif, Ahmet Haşim ve Tevfik Fikret’in yanında yer almıştır. Şiirlerinin genç nesil tarafından çok bilinmemesi dilinin biraz daha ağır olmasıyla alakalı olmalıdır.

Şiire ve şaire önemin işareti

Erdem Beyazıt ise sözü geçen şairler arasında en az bilineni. Onu şimdiki nesle tanıtan en önemli unsur Yedi Güzel Adam dizisinin başarısı. İşte burada medyanın gücü oldukça fazla. Daha öğrencilik yıllarında şiirleriyle ön plana çıkan Beyazıt, Sebeb Ey başlıklı ilk şiir kitabını 1972 yılında yayımlar.

Netice itibariyle şunu belirtmek gerekir ki seçkilerden yola çıkarak toplumsal zevk hakkında bazı fikirler edinmek mümkün. Söz konusu şiir zevkleri; aşk, millet sevgisi, muhafazakarlık konuları etrafında dönmektedir. Mesela Mona Roza, Ben Sana Mecburum, Hasretinden Prangalar Eskittim, Mihriban, Göğe Bakma Durağı’nda aşk temi üzerinde durulurken; Çanakkale Şehitlerine, Sakarya Türküsü ve Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair’de milli duyarlılık, vatan sevgisi konularına değinilir. Sürgün Ülke’de mücadele vurgusu, Amentü’de devrimsel bir dönüşüm; Sessiz Gemi ve Kaldırımlar’da da ölüm ve yalnızlık konuları dikkati çeker. Söz konusu konuların dönemin siyasi algısıyla da bir ilgisi vardır. Oldukça hırçın, isyankar ve yakarıyla dolu şiirlere yer verilmez. İfadeler daha ılımlı, dini duyguların güçlü olduğu, sevginin sevilmenin önemli olduğu bir şiir ortamı söz konusudur. Sosyal iletişim ortamlarında şiir sözlerinin çok sayıda paylaşıldığı Cahit Zarifoğlu, Can Yücel, Nazım Hikmet’in isimleri listede yer almaz. Ayrıca bestelenen şiirlerin şarkı formatında ritmik bir değer kazanması onların halk arasında daha popüler olmasına da zemin hazırlar. Mesela Abdurrahim Karakoç’un, Atilla İlhan’ın şiirleri bu türdendir.

Diğer taraftan yapılacağı belirtilen etkinliklerde şiirlerin son bir yılda yazılmış olanlardan seçilmesi şartı oldukça önemlidir. Böylelikle şiire olan ilgi ve ona gösterilen önem bir şekilde ortaya konacak, genç şairlere kendilerini kanıtlama imkanı sunulacaktır. Etkinlikte şiirlerin bir yıl boyunca halka açık bir alanda sergileniyor olması da oldukça teşvik edici. Bu çalışmaların yoğunluğu ve tarafsızlığı sürdüğü müddetçe şairliğin eski önemine kavuşması hiç de hayal değil.


Kaynak:
http://haber.stargazete.com/acikgorus/hayattan-siiri-alsan-geriye-ne-kalir-ki/haber-960018


Yorumlar
"Hayattan şiiri alsan geriye ne kalır ki" haberine henüz yorum yapılmamış.

İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yapın

Hayattan şiiri alsan geriye ne kalır ki ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üye Ol Üyelik Girişi Yap

Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.