palyaço çiçeklerisustuk suya hasret ülkelerde, suyun sesini.. mavi kanatlı uykulardan uyanalı çok oldu kekre bir fısıltıda, yüzümün ormanlarına dökülen yaşlarının alacakaranlık mateminde bazen yüreğime yağan yağmurda bazen pencere pervazlarından süzülen buğuda kırgın yüzümün çorak iklimlerinde diz bağlarımın ipleri çözüldü say say ki herkes doğru da ben yanlışım say ki yasak elmayı ben yemişim de sürgün edilmişim gözlerinin yosun kentinden .. ecnebi bir türküydü yaşamak oysa suyun giderek azaldığı "kangren dudaklarını günde sadece bir kez değdirdiğin, " hırçın ve mavi ter damlalarını yudumladığın yeşil karanlık gecelerin boran yemiş göğsünden, hiç söz etmeyeşimin izdüşümünde saklıydı aklıma kaçan şizofrenin al zılgıtları.. belki duyuyordur sesimizi tanrı ki duyuyorsa sert sapakların sarışın düşlerini bilir boğazımda büyüttüğüm pesimist palyaço çiçeklerinin, genzimi yakan reyhani tadını sende bilirsin! ölüm sığmıyor hiç bir kalbin karanlık odalarına ve güzeldir elbet ölen sen isen şayet.. oysa sesi varsa suyun tadı da olmalı ve dokunmalıyım yalnızlığın gölgesine dilediğimce kırgın yüzüm utanmamalı aynadan her güz içerimden binlerce filiz sararıp giderken aklımın mahzeninde şarabi gülüşleriyle binlerce süvari melek , vurur saklı kentimin varoş kıyılarına mızraklarını.. çürüyen tenimin kül yangınlarında gözlerimin nehrini yaran efsunlu çevgenin yoksa ve varamıyorsan bahşedilmiş topraklarıma soğanımda sarmısağımda senin olsun birlikte tadamıyorsak ölümü, çıkar ver yalnızlığımı bağrından gideyim tanrının unuttuğu diyarlara.. Barış Çiçek |
genzimi yakan reyhani tadını
yolun açık olsun şair.