Deprembir uğultu kulaklarda, son seda.. birkaç saniyede yıkılır dağ taş; önce sessizlik çöker şehre toz kaplar her yeri, göz gözü görmez sonra ardından duyulur feryatlar; elim bir acı sarar yürekleri bir baba harabeler başında çaresiz evlat acısı yüreğinde bir ana deprem yüreklerde artık, hiç bitmez… sonra siren sesleri duyulur acıyı ilan eder gibi. sıcak odalara buz düşer, kar yağar umutlara beyaz, kuşlar uçuşur semada nedensiz ve kundakta bir bebek olup bitenden habersiz… hüzün sarar koca bir şehri, ağır ağır doğrulur yerinde yaşlı bir kadın bir boşluğa dalmış ağlamaklı gözler ve hiçbir daha doğmayacak yıkılan taşlar arasında, ümitler ve çocuk; onun için harabeler oyuncak elleri buz kesmiş sıcak umutları avuçlarında sema ya uzatır oyun kar açar ellerini gökyüzünden bembeyaz umutlar yağar orada bir kaşık aş, bir hırka, orada sığınacak bir yuva oraya uzanan bir el orada bahar olur bir çiçek açınca… Mustafa bertan |
Bir daha yaşamamak dileklerimle...
Kutluyorum şiirinizi gönülden.
Gün eksilmesin pencerenizden.
Sevgiler, saygılar.