- 506 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GECENİN ORTASINDA
Sıcak yapış yapış bir geceydi.Gündüzki güneşin atmosferde bıraktığı ısı yalım gibi yüze çarpıyordu.Gök milyarlarca yıldızla döşenmişti.Işıl ışıldı.Tarladaydılar.Bostan bekliyorlardı.Tarlanın önündeki tenekeden yapılmış kulubenin önüne bağdaş kurup oturmuşlardı.Konuşmuyorlardı.Gece ilerlemişti.Ortalıkta çıt yoktu.Arada bir uzakça bir yerden gece kuşu ötüyordu.Adam derin düşüncelerdeydi.Çocuk tedirgindi, yerinde duramaz bir hali vardı.Bazen kaçamakça babasına bakıyordu.Bir şey soracak gibiydi.Tereddüt ediyordu.Bir hamle yapıp ağır ağır babasına sokuldu.Epeydir kafasını meşgul eden soruyu soracaktı:
--- “Baba”dedi yumuşak bir sesle.
Sesi gecenin içinde eriyip gitti sanki.Gece öylesine sıcaktı.Sanki bir yerlerde cehennemi bir ateş yanıyor da sıcaklığı taa buralara vuruyordu.Babası usul usul başını kaldırdı.
“Ne var”der gibi baktı oğluna.
--- “Bu gece domuz gelir mi baba?
Adam:
--- “Bilmem”dedi “Belli olmaz”
Çocuk cevaptan hoşnut olmamıştı.O gelmesini istiyordu.Domuz gelsin ses çıkarsın, babası hemen tüfeğini omuzlayıp sesin geldiği yöne gitsin, kendi de babasının ardından koşsun…Domuz kaçsın onlar kovalasınlar.Ne güzel olurdu böyle olsa.Okulda anlatırdı, övünürdü.Domuz vurmak gibisi var mıydı?Herkes başına toplanırdı.O da şahlana şahlana anlatırdı.Tıpkı Ali gibi.O nasıl anlatıyordu öyle.Babasıyla odun getirdiklerini nasıl da abartarak anlatıyordu.Hem odun getirmek te bir şey miydi?Domuz vurmak ondan daha önemliydi.Evet evet.Domuz vurmak gibisi varmıydı?
Çocuk keyiflendi birden.Babasına baktı.Babası konuşmuyordu.Suskundu.Yere bakıyordu sürekli.Elindeki çöple toprağa bir şeyler çiziktiriyor, sonra bozuyordu.Tekrardan başka şeyler çizip onları da bozuyordu.Sonra yine çiziyor yine…..Kesin o da domuzları düşünüyordu.Domuzları düşünmeyen var mıydı ki şu günlerde?Bütün bağa bahçeye dadanmışlardı.Hele bir de tarlalar mısır olsun,domuzdan geçilmezdi.Az ötelerindeki tarla mısırdı.Domuz mısıra geliyor,oradan da bostanlara.
Çocuk tarlaya, karanlığın içine doğru baktı.Sebzeler, kavunlar, karpuzlar belli belirsiz seçiliyordu.Bir hoş kokuyorlardı gecenin ortasında.İnsanı bayıltan bir tuhaf mutlu yapan kokuydu bu.Bir yerlerden bir böcek öttü uzun uzun.Sesi iç gıcıklayıcıydı.Göğe doğru baktı çocuk.Ne kadar da yıldız vardı.Yeni fark ediyordu.Buradaki karanlık göğe doğru gitgide açılıyor,gökte binbir yıldızın oluşturduğu rakkaseleşmiş ışık cümbüşüne dönüyordu.Babası da bir ara göğe doğru bakmıştı.On günlük sakalı vardı babasının.Sakallı yüzü kederliydi.Gece bile belli oluyordu kederi.
Çocuk bir an kulakları dikip dikkat kesildi.Bir çıtırtı işitir gibi olmuştu.Yan tarladaki mısırların arasından geliyordu herhal.Babası da duymuş muydu acaba?Babasının yerinden kalktığını gördü.Yerinden kalktığına göre kesin duymuştu.Çocuk ta bir sıçrayışta kalktı.Babası kulubeye girip elektirik fenerini aldı.Tüfeği omuzladı.Elektirik fenerinin düğmesini ileri itti.Sarı ışık huzmesi belli bir alanı aydınlatıverdi.Işığı önüne tutarak ilerledi adam.Çocuk da peşinden gitti babasının.Adam mısırlara doğru koştu.Çocuk ta…Sayırtı hızlandı.Mısırlar bir o yana bir bu yana devrilmeye başladı.Adam kaçan domuzu gördü.Tüfeği doğrultup tetiğe çöktü.Bir kere daha çöktü,sonra bir kere daha.Tüfeğin sesi sakin geceyi bir anda doldurdu.Taa ileriki dağlardan ses belli belirsiz yankılandı.Sonra giderek kesildi.Şimdi gece yine eski geceydi.Sessiz kıpırtısız…Sanki bir tüfek patlamamış,sanki bir domuz vurulmamış,hiçbir şey olmamış gibiydi gece.Öylesine sessizleşivermişti işte.
Hemen domuzun yanına geldiler.Yerde can çekişiyordu.Adam iki el daha ateş etti.Domuz bir iki kıpırdadı, debelendi sonra hareketsiz kalıverdi.Çocuk etrafında dört dönüyordu.Küçücük ellerini domuza doğru yaklaştırıp birden geri çekiyordu.
Babası:
--- “Haydi”dedi “Yarın bunu gündüz gözüyle kaldırırız, şimdi gidelim.
Çocuk gitmek istemiyordu aslında.Ama mecburdu.Gece burada kalamazdı.Neyse, domuz vurulmuştu ya,kendi de görmüştü ya bu yeterdi şimdilik.Ne olursa olsun artık vız gelirdi.Yarın okulda anlatırdı bütün bu olanları.Babası çocuğu elinden tuttu ve ağır ağır uzaklaştılar oradan.Kulubenin yanına geldiler.Vakit çok geç olmuştu.
--- “Gel”dedi babası “Kulubeye girip te uyuyalım artık”
Kulubeye girdiler.Eski hasırların üzerine uzandılar.Üstlerine battaniyeleri çekip gözlerini kapadılar.Babası birazdan horlamaya başladı.Ama çocuk uyuyamıyordu bir türlü.Bir oyana dönüyor bir bu yana.İçinde,taa yüreğinin derinliklerinde tarif edemediği bir sevinç pır pır edip duruyor.Hayalinde domuzlar vardı hala.Onlara ateş açıyor,vuruyor,kaçıyor kovalıyordu habire.Düşüne düşüne uykuya daldı.Rüyasında da uğraştı durdu domuzlarla.
Sabah erkenden babası uyarttı:
--- “Haydi oğlum köye ulaşalım üstünü giy doğru okula”
Kalktılar.Kulubeden çıktılarKöy az ilerdeydi.On beş dakika ya sürer ya sürmezdi.Eve ulaştıklarında bütün olanları annesine bir bir anlattı.Nihayet elbiselerini giyip okulun yolunu tuttu.bütün yaşadıklarını arkadaşlarına da anlatacaktı.Mutluydu.Sevincine diyecek yoktu doğrusu.
SON
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.