ISSIZ ŞELALE
ISSIZ ŞELALE
Issız şelale varmış uzak köyün birinde, Çok da güzel bir yermiş, âşıkların dilinde… Sanki parfüm şişesi, açılmış da dökülmüş, Öyle müthiş bir koku, her tarafı bürümüş. Bilinmez ki şelale, nerede çağlıyordu? O ıslak dudaklara neler yaşatıyordu? Bir istek, bir cesaret belki gösterecekti, Yanan tenler, buz gibi suyuyla sönecekti. Kim bilir kaç sevgili oradan geldi, geçti? Tatmak için aşkları, bu şelaleyi seçti… Şimdi hayallerdedir yaşanacak tüm anlar, Yankılanan sesiyle birleşirken o canlar. Vücutlar tek olsa, kalplerde atsa birlikte, Belki de kıskanacak, bu gördüğü bir ilkte. Berrak akan suyuyla, tüm bedenler kavuşur, Dudaklar, o süzülen damlalarla buluşur. Şelalede bir yaprak gibi olsak, savrulsak, Sarılmış bedenlerle, oradan oraya vursak. Şahit olsa akan su, hiç ayrılmasa eller, Üç gün sarılıp yatsa, ateş olmuş o tenler. Kemençe türkü sesi, şelaleden gelirken, Horon oynayacaktı, eller kenetlenirken… İçten gelen gülüşler çok mutluluk verici, Gökyüzüne yükselen çığlıklar delirtici. “Ben var ya, tüm ruhumla tutuklu kaldım sende…” Hiçbir esaret böyle, cazip olmadı bende. Baktığım tüm yerlerde, seni arar gözlerim, Akışlar dile gelir, sanki benim sözlerim. “Bağımlı gibiyim sana”, derken iç çekmekte, Sadece sözler değil, kalpler dile gelmekte. “Öyle işledin içime”, bana bir hal oldu, Huzur veren varlığın, sanki ruhuma doldu. İnan bana, “her şeyde seni görür gözlerim”, Şelale bunu bilmez, her an seni özlerim. Akarken şahit olsa böyle büyük bir aşka, Akışı hızlı olur, çağlayışı bir başka. Olmadı, olamadı… Yürekte sızı kaldı, Ruhları, bedenleri, sonsuz acılar aldı. O ateş ki kalplerde, alev alev yanarken, Şelale ağlar ancak, gürül gürül çağlarken… Şimdi içinde uhde, çok yaşanacak vardı, Kırık dökük hayaller tüm bedenleri sardı. Pişmanlık, “Keşke”leri, şelale hiç bilmiyor. “Of”lar, “Ah”lar, “Eyvah”lar artık fayda vermiyor, Biri gizli sevgili, sessiz, yanık derinden, Ulaşılamayan sevgili, yıkılmış kederinden… Bir bakış, bir dokunuş, bir öpüş, bir sarılış… Hiçbir şey yaşamadı, belki ondan darılış… İstemez oldu belki, ne akış, ne çağlayış… Gelmeyen sevgili için, seller gibi ağlayış. Şimdi şelale ıssız, çağlarken bile durgun, Kim nereden bilecek, kalplerde olan vurgun. Artık şelale çılgın, öylesine çaresiz, Elden bir şey gelmiyor, oysaki o yaresiz… Yıkmak istiyor belli, etrafında ne varsa, Sanki suçlu o, yaşananlar kaderdi oysa… Yuvarlanan tüm taşlar, havuzunu doldurdu, Belki isyan ediyor… Yaşadıkları yordu. Gidecek yol kalmadı, ulaşılamaz oldu, Oysa bu, âşıkları kavuşturan tek yoldu. Evet, şelale ıssız, sanırsın kuruyacak, Yarım kalan o aşklar, ebedi yaşayacak. Dili olsa konuşsa, yaşanan tüm aşkları, Ama hep bekleyecek, gelmeyen âşıkları. Hami TURAN 24.08.2022 – ANKARA |