Martılar ve hayatŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Devlerin esrarını aynalara sorsaydım
Çözülürdü zihnimdeki buzlamış düşünceler" Ruha değince yalnızlık Uzaklarda bir ışık parlar Bin ah çıkar yıldızların dilinden. Bozuk bir sokak lambası gibi Yanıp sönüyör içimde dünler Evden atılmış bir çocuk sanki Bu yetim, bu öksüz Bu zavallı hüzünler. Bugün hiç kimseyi kucaklamadım Kimseye kızmadım da Bu kendimden kaçmak değil Kendime kaçmak Tek bir damla, tek bir ses gibi Aklıma düşerken yaşamak. Delirip coşar mı şimşeklerim? Tohumlar ekilir Yağmurlar başlar Filizlenir başaklar Tane tane gövdelenir yaşam Yaşam Gör, duy, oyna Ve yaşadım say. Görmeyiz biz -gördürürler- Ömür, yedim doydum sandığı Besmeleyle başlanan küfürler Destursuz dualar Bir diş gibi ayrıldık çenemizden Şimdi bizi, el makamı suslar paklar. Yoksa bir kefaret miydi yaşamak? Bilindi Kabul edildi Razı olundu Ama hiç ağlanmadı Sadece bir lokmaya ihtiyaç vardı, bedene takviye olarak Yalvarılmadı hiç kimseye Ağlanmadı Bilindi Kabul edildi Razı olundu Öpüp başa kondu, her son durak. Susku güzel vakitlerdendir Etim yanık Kalbim aç Dünya diz çöktüğüm yer kadar Şimdi bir damla gözyaşı -isteyerek- Cesedi olmadan yaşar mı bi insan? Yaşar Hem de mahşere dek. Şimdi, dehrin saatini kuruyor kader Zihnime yeni çıkmazlar ekleyerek Düşlerime yenildim Yanılgı, kendini yok etmiyor, bekleyerek. Biliyorum Yine de seviyor beni bu hayat Kirli ırmaklarını akıtıyorken içime Tek yapmam gereken şey Usulca selamlamak onu Ve sadece çocuk gibi görünmek. Sandıktan bana bir yorgan çıkardılar Zümrüt kanatlı şefkatli martılar Yere döşek attılar, uyudum Uykumda uzun saçlarımı taradılar Uyandım, bana hayatı anlattılar Yaşamak güzel Boşvermek kadar. |
yine de nefes almak her şeye her zorluğa dayanmak güzel...
yaşama sevinciniz hiç eksilmesin güzel kalem
tebrikler selamlar