- 72 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
GAZ YAĞI
GAZYAĞI.
Bundan belki kırk belki elli yıl evvelinin köylerinden birisi. Bizim ilçemizin bir köyünde adamın
birisi bir umut bir bakkal dükkanı açar. Dükkanda satılan şeyler beş on çeşidi geçmez ama köylünün
ihtiyacı olan şeylerdir satılanlar. Çay, şeker, gazyağı ve benzerleri. Öyle de olsa böyle de olsa o
zamanda köy yerinde bakkal sahibi olmak ayrıcalıktır.
Çocuklar okula gidip geliyorlar. Amaç her ne kadar okuyup büyük büyük adam olmak olmasa da
okula gitmek gerekir en azından beşi bitirmek lazım. Sabahleyin okula giden çocuklar öğlen vakti eve
gelip evde ne varsa onunla karınlarını doyurup giderler isterse kuru ekmek olsun, kimse ötesini aramaz.
Yine bir öğlen vakti paydos ziliyle eve koşturan çocuklardan birisinin annesi oğlunun eline bir lira
tutuşturarak bakkala gönderdi ve gazyağı almasını kendisine kayganak yani yağda yumurta yapacağını
söyledi. Çocuk koşarak bakkala geldiğinde bakkal amcanın öğlen namazı için kıyama durduğunu gördü.
Bakkalın kapısı kıble yönüne geldiği için bakkal amcanın yüzü de kapıya dönüktü ve gelen herkesle
yüzyüze gelmesi kaçınılmaz oluyordu. çocuk namazda konuşmanın namazı bozacağını bilmediği için
aceleyle:
-Amca gazyağı var mı? diye sordu. Namazda konuşmanın namazı bozacağını bilen bakkal amca
konuşmak yerine başıyle evet işareti yaptı. Çocuk tekrar sordu:
-Peki gazyağı kaç lira? Bakkal amca göbek üstünde bağlamış olduğu elinin iki parmağıyla, iki lira
anlamında cevap verdi. Çocuk tekrar sordu:
-Bir lira olur mu? Bakkal amca bu defa şehadet parmağıyla orta parmağının arasından baş parmağını
çıkararak cevapladı. Bu işareti gören çocukcağız öfke ve hınçla koşarak eve geldi ve annesine olanları
anlattı. Annesi:
- Vay Allah belasını versin dedi ve çocuğunun karnını doyurmak için başka bir şey yapmak zorunda
kaldı.
NOT: bu olay yaşanmış bir olaydır ve bana anlatan bu olayı yaşayan çocuktan bizzat dinlemiştir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.