- 173 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Neşet Ertaş'ın Türkülerini Dinlemek, Ruhuna Yaşam Enerjisi Vererek Vücudu Dinlendiriyor
Merhaba, bugün sizlere çok uzun zamandır kendi gözlemlerimce keşfettiğim türkü dinlemenin önemini aktaracağım...
Ben genel olarak sıklıkla (Neşet Ertaş) türküleri dinliyorum. Ergenlik döneminde sevdiğim, dinlediğim bütün şarkıları hayatımdan çıkardım. O zamanlarda adını bilmediğimiz ama garip garip söyleyişi ile kulaklarımızın pasını silen, ruhumuzu dinlendiren (Bozlak) havasıyla ılık rüzgârlar estiren o insanları sadece radyolardan duyuyorduk.
Kişiyi bilerek türkülerini dinlemediğimiz için belki yaşından ötürü bizi hitap etmeyeceğini düşündük. Ama çok uzun yıllar öncesi insanlardan yediğim kazığın ve ihanetin etkisiyle, bir gün dalıp gitmişim öyle uzaklara. "İnsanları anlamaya, algılamaya çalışıyor ama bunu bir türlü başaramıyordum." Sonra bir türkü çaldı. "İnsandan doğan insan, hayvandan doğanlar hayvan olurlar" diyordu o türküde. Bunu söyleyen Neşet Ertaş. Öyle çok etkilendim ki; tekrar tekrar dinleyip o sözlerin hikmetini sorguladım kendimde...
"İnsanlar bir şeyleri biliyor ama bu bilgiyi yanlış bir şekilde kullanarak; insanı insanlıktan ve hayattan soğutuyorlardı."
Atasözlerine varıncaya kadar bir sürü araştırmalar yaptım. Her sözün manası derinlik ruhun inceliklerinde saklanmış gibiydi. "Yaşananlarla söylenenler aynı değildi sanki."
İnsanlar yaşamayı çok yanlış anlamıştı mesela. Kendimi ne zaman umutsuz çaresiz ve kimsesiz hissetsem, bu türküleri dinleyerek yeniden neşeleniyor ve hayatıma yaşam umudu katıyordum. Çünkü bu tür türküler de bana ilham veriyordu...
Şiirlerim de hayata bakış düşüncelerim de insanların yaşantısını görebilmekte netlik göstermeye başladı...
Ergenlik döneminde dinlediğimiz şarkılardan en çok sevdiğimiz türler genelde; Arabesk ve Rap tarzı oluyordu. Yani çok öfkeli, düşüncesiz, sinirli, isyankâr ve yoldan çıkmaya meğilli etkilerini görüyorduk kendimizde. Oysa ki; "Müzik ruhun gıdasıdır" denmiştir.
Ama bizlere o gıdayı zehirle tatlandırıp gönderiyorlardı.
(Türk Filmleriyle) tecavüze özendiren insanlar, Arabesk şarkılarıyla da madde ve alkol bağımlılığını yahut intihar etmeyi olabildiğince özendirdiler. Şu anda da hic soluksuz aynı zihniyetle devam eden "Dizi dizi çektikleri filmlerinde; aldatmayı, aldatılmayı ve daha nice olumsuz kötü örneklerini özendirmeye devam etmiyorlar mı?"
İnsan insana bir parça şarkı ile kıyıyor, canını canıymış gibi göstererek alıyor, ben sizdenim sizinleyim diyerek kandırıyor, güvensizliği, umutsuzluğu, mutlulukmuş gibi gösterip; seni hayattan ve yaşamaktan soğutuyor. "Oysa insan insana kol kanat olmalı değil mi? Koruyup kollamalı, sahipsiz bırakmamalı."
Yani asıl anlatmak istediğim konu; "Size katkı sağlayacak, faydası dokunacak, yaşam enerjisini verebilecek insanlar edinin kendinize. Ona olan hayranlığınız aklınızı da başınızdan almasın. Bir insanın karakteri neyse yaşantısı da o’dur. Aktarmayı seven insan manidarı aktarmalıdır. Arkasından hayırla niyaz edecek yürekler oluşturmalıdır. Kısacası maneviye önem verebilen insanların hayatlarına, yaşamlarına sevinç olun. İnsan seçerken onun insan olduğundan emin olun ki; sevdiğiniz insanlar Azrailiniz olmasın...
Saygılarımla hoşça kalın...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.